BATMAN RAHATSIZ…

 “Karargâh Rahatsız” manşeti kadar ilgi uyandırır mı bilmem ama 600 bin nüfuslu bir kentin rahatsız olduğu iki konudan kısa bir derleme yapacağım sizlere.

***

TP Batman Bölge Müdürlüğünün satın alma ve ihalelerinin, bundan böyle Ankara Genel Merkezde yapılacağına dair iddialardan başlayalım evvela…

Bu karara şaşırdık mı?

Hayır elbette…

Batman, Batman olalı evin öz çocuğu muamelesi görmedi zaten.

Satın alma ve ihaleler Batman yerine Ankara’da yapılmaya başlanırsa ne mi olacak?

Alımı yapılacak ürün ve malzemelerden küçük esnaf zırnık bile koklayamayacak.

Batmanlı küçük esnaf, ürettiği peçeteyi dahi TP’ye satma şansını kaybedecek.

İhalelere, Batmanlı şirketlerden ziyade Ankara ve çevresinde bulunan şirketler katılacak.

Her şeyi göze alarak ihalelere katılmak için Ankara’nın yolunu tutan şirketler, maddi külfetin altına girecek.

Batman ekonomisine neredeyse yok denecek kadar az bir katkı sunan TP’nin o “mini minnacık desteği” de böylece kesilmiş olacak.

TP’nin o pis ve kirli dumanı, yanımıza kâr kalacak (!)

Yıllardır “petrol kenti” söylemi ile pohpohlanıp durdu ama petrolün pis kokusundan başka bir şey görmedi bugüne kadar.

Aldığı işçiler ise başlarının sadakası…

2 işçi alınır, yerine 5’i çıkarılır.

Petrol emekçisi, hak ettiği değeri görmedi bugüne dek.

Petrol ve kimya alanında tek bir yatırım yapılmadı.

İhale ve satın almalarla kente dolaylı yoldan sağlanan katkı ise kesilmek isteniyor şimdi.

Ne diyelim hadi hayırlısı…

***

Batman’ı rahatsız eden bir diğer konu ise yoksulluk.

Son birkaç haftadır manşetimiz, mağdur ailelerin dramlarını anlatan haberlerden oluşuyor.

Bir mağdur aile, diğer mağdur ailenin haberini görünce, kapımıza koşuyor.

Muhabirimiz Necdet’in adı “mağdur aile muhabirine” çıktı desem yeridir.

Demem o ki her gün bir mağdur aile, kapımızı çalıyor.

Belki biraz para ya da erzak yardımı gelir” umudu ile gazete saflarına kendilerini taşımamızı istiyorlar.

Kıramıyoruz tabi.

Çünkü her birinin hikâyesi, diğerinden farklı ve acı…

Buradan da anladığımız üzere, Batman’ın yoksulluk resmi gün geçtikçe derinleşiyor.

İşsiz sayısı tartışmalara açık.

Ama “sigortasız çalışan sayısı fazla olduğu için işsiz sayısı yüksek görünüyor” söylemleri de ikna edici gelmiyor artık.

İşveren kurumların 6–9 ay süreli geçici işçi alımlarında can yakıcı manzaralar oluşuyor.

Her yaştan kadın-erkekler, kurumun kapısında her türlü izdihama rağmen işe alınabilmek için kıyasıya yarışıyor.

Tabi müracaatların sonunda iş, duaya kalıyor.

Batman’a fabrika ve istihdam alanları falan istemiyorum kardeşim, çoktan geçtim o umutları ben.

İyisi mi, buna da hayırlısı…