BATMAN ÜNİVERSİTESİ’NE BİR GÖREV…


Deprem;
Soğuk bir kelimedir.
İçini buz gibi eder insanı.
Ürkütücüdür.
Ölmemek için direnirken,
Aileni ve sevdiklerini korumak isterken
Yer kayar ayağının altından.
Tutunamazsın bile.
Duvarlar düşerse üstüne,
Beton yığınları arasında kalırsan,
Nefes dahi alamazsan.
O zaman anlarsın, deprem korkunç bir şeydir.
Malum,
İzmir’de tam da böyle bir deprem yaşandı.
Evler mezar oldu ailelere.
Cesetler çıkarılıyor bir bir.
Bazısı genç, bazısı yaşlı.
Kadın cesetleri, çocuk cesetleri…
Çok acı verici.
90 saattir enkaz altında kalan
Minicik bebeklerin
Kurtarılma haberlerini izliyoruz TV ekranlarında.
Yaşamaları bir mucize.
Gözler şimdi şehirlerin deprem haritalarında.
Batman da 1. ve 2. deprem kuşağında
Yani tehdit altındaki illerden biri.
25 yıl önce şehir statüsüne geçen Batman’da,
Henüz ne imar planı var
Ne de bir kentsel dönüşüm.
Sokaklar dar,
Toplanma alanları yok.
Çarpık kentleşme had safhada.
Allah korusun,
Olası bir depremde
Bu şehir, mezar olabilir bize.
Diyorum ki
Aslında tam zamanı.
İzmir Depremini konuştuğumuz şu günlerde,
Batman Üniversitesi inse sahaya,
Akademisyenleriyle, öğrencileriyle,
Didik didik inceleseler kenti,
Şöyle en bilimselinden bir deprem haritası raporu hazırlasalar mesela,
Ne de iyi olurdu değil mi?
Hem, üniversiteler,
Bence tam da bu işler içindir.
Valilik, Belediye, 
Mimar Odaları, Mühendis Odaları
Bir ucundan tutsa bu işin,
Kentin riskli bölgeleri tek tek ortaya konsa,
Nasıl bir kentte yaşıyoruz,
Nelerle karşı karşıyayız, bilsek,
Yüzleşsek acı gerçeklerle,
Belki önlemler alsak,
Kurumlarla,
Ailelerle, 
STK’larla.
Enkaz yığını altında kalma fikri, çok korkunç zira…