Batmanda WC ’yi ‘ben yıktırdım’ yarışı…

Batmanda WC ’yi ‘ben yıktırdım’ yarışı…

Batmanın en bildik, en işlek, en merkezi ve kalbinin attığı yer Diyarbakır Caddesidir.

Her ne kadar adı Diyarbakır Caddesi olarak biliniyorsa da 2700 metre uzunluğunda 50 metre genişliğindeki caddenin ismi Belediyeden Çömçe Kavşağına kadar Atatürk Bulvarı, Çömçeden Eski Devlet Hastanesine kadar olan kısmı da Turgut Özal Bulvarıdır.

Ama herkesin dilinde ve hafızasında Diyarbakır Caddesi olarak işlenmiş.

Diyarbakır Caddesi bir süre önce yitirdiğimiz Habip Başkanın da mekânıydı.

Diyarbakır Caddesinin genişliği ve uzunluğunun öyküsü merhum eski Belediye Başkanı Mustafa Ramanlı’ya kadar uzanıyor.

Merhum Mustafa Ramanlı bu geniş caddeyi imar planına işliyor.

Ataullah Hamidi de bu caddenin ilk kaldırımlarını yapıp çamurdan kurtarıyor, orta refüj ve kaldırımları ağaçlandırıyor.

Abdullah Akın döneminde tali yol, otopark ve kaldırım şekline dönüştürülüyor.

Nejdet Atalay döneminde ise vizyon proje adı altında Eski Devlet Hastanesinden Çömçe Kavşağına kadar ki bölüm yapılıyor.

Kayyum Şevket Ertuğ Aksoy döneminde ise vizyon projesinin Çömçeden Belediyeye kadar ki kısmı tamamlandı.

Denizi olmayan Batman’da Diyarbakır Caddesi her ne kadar hava koridorları, sağlı sollu yanlış imar izinleri ile kapatıldıysa da en ferah yer konumundadır.

7/24 ışıkların sönmediği, kalabalığın ve trafiğinin eksilmediği, bankaların, alışveriş merkezlerinin, oteller ve lüks mağazaların olduğu bu bulvarı gören hayran kalıyor.

Ama bu caddede bazı eksiklikler ve aksaklıklar da yok değil.

Mesela ciddi bir görsel kirlilik var.

İş yerleri, ışıklı ışıksız farklı ebat ve renklerde tabelalar, gözleri ve zihni yoruyor.

Bazı işyerleri, kaldırımları işgal ediyor.

Tezgâh, masa, sandalye, reklam dubaları atanlar var.

Hatta bazı binalar, kaldırımı işgal etmiş durumda.

Cadde üzerindeki bazı kahvehane cafe, pastane ve lokantaların da masa ve sandalye attıkları oluyor.

50 Metrelik genişlikte bazı yerlerde sorun varmış gibi gözleniyor.

Herkesin elbirliği ile Batmanın vizyonu ve aynası olan bu caddeyi koruması için çaba ve anlayış göstermesi gerekir.

Nasıl Eski Sanat Okulu köşesinde WC yapılmasının doğru olmadığı ile ilgili kamuoyu oluşmuşsa, bundan böyle de bu caddede kim yaparsa yapsın yanlış uygulamalara karşı çıkmak gerekir.

WC inşaatı tepkiler üzerine yıkıldı.

Yerine daha küçük bir yer mi inşa edilecek, bir daha yapılmayacak mı, bu konuda kamuoyu ile paylaşılan bir karar yok.

Ama şu bir gerçek ki vizyon projeye yakışmayan WC inşaatının kaldırılması herkesim tarafından memnuniyetle karşılandı.

Sosyal medyada özellikle yıkım haberi gündem oldu.

WC inşaatına başlar başlamaz birçok yerden tepkiler yağdı.

Bunların arasında çevreciler başta olmak üzere STK temsilcileri, aktivistler ve basın mensupları da vardı.

WC yıkıldıktan sonra da aynı STK’lar, aktivistler ve gazeteciler paylaşımlarda bulundu.

Sosyal medyadaki paylaşımlarda bir de ‘WC’yi ben yıktırdım’ yarışı başladı.

Bu yanlıştan dönülmesinde bir değil elbette birden çok kişinin ama az ama çok etkisi ve katkısı vardır.

Kimisi sosyal medya üzerinden, kimisi diplomasi yoluyla, kimisi de kamuoyu oluşturmakla WC inşaatının yıkılmasında pay sahibi oldu.

Kentin vizyon bulvarına  gölge düşürecek bu yanlıştan dönülmesinde isim yapmaya çalışmak ahlaki değildir.

Kim bu konuda bir katkı sunmuşsa kendilerine teşekkür ediyoruz.  

Bunu çok abartmaya da gerek yok.

Çaba gösterenler, şehrine karşı olan yurttaşlık sorumluluğunu yerine getirmiştir.

Biz çevreciler olarak geçmişten bu güne kadar kentin vizyon bulvarı için defalarca eylem ve etkinlikler yaptık.

Bulvar üzerindeki Öğretmen Evi ve Endüstri Meslek Lisesi yeşil alanının özel sektör ve TOKİ’ye devir edilip ticaret merkezine dönüştürülmesi için de, ağaçların kesilmemesi için de defalarca basın açıklamaları ve kampanyalar yaptık, insan zincirleri oluşturduk.

WC gündeme geldiğinde de Batman Çevre Gönüllüleri Derneği, tepkisini ortaya net bir biçimde koymuştur.

Bu dernek, hiçbir zamanda şehrin çıkarlarını korumaktan geri kalmamıştır.

Ama asla elde ettiği kazanım ve başarıların reklamını da yapma gereği duymamıştır.

Demem şu ki,  şehrimizin değerlerini korumak ve sahip çıkmak için verilen mücadele için reklama ve yarışa gerek yoktur.

Yapmamız gereken tek şey, şehrimize ve değerlerimize karşılık beklemeksizin sahip çıkmaktır.