Bayram sonrası
9 günlük tatilin sonuna geldik.
9 gün içinde kimileri tatil bölgelerine gitti.
Kimileri Batman sıcağında evlerinde geçirdi.
Öylede böylede Kurban bayramının sonuna geldik.
Bayram sonrası yine iş güç derken hummalı bir çalışma temposuna gireceğiz.
Dileğim o dur ki, insanlar güzel dinlenmesidir.
Bayram sonrası çok çalışmaları gerekecek çünkü.
Bayram süresince boş durmayan tek kişi vardı;
O da batman Valisi Ekrem Canalp’tı.
Vali Canalp, Bayramına ilk günü sabah namazından sonra Belediye temizlik görevlilerinin bayramını kutladıktan sonra evine geçip, Bayram kutlamaya gelen çocuklara dondurma dağıttı.
Daha sonra bir çok kurumu ziyaret eden vali Canalp, saat 17.30’da resmi bayramlaşma programına katıldı.
Sayın vali Canalp’ın enerjisine hayran oldum.
Halka dokunan, halkın dertlerini dinleyen, sevinçlerine ortak olan bir bürokrat son zamanlarda gelmedi.
Vali Canalp Batmanlıları şaşırtmaya devam ediyor.
Ansızın valiyi karşınızda görürseniz hiç şaşmayın ve direk istek ve dileklerini kendisine iletebilirsiniz.
Bu faslı geçtikten sonra Bayram sonrası hummalı çalışma temposun yakalamamız lazım.
Onun için kalan 3 günlük sürenizi iyi değerlendirin ve iyi dinlenin.
Çünkü bayram sonrası çok çalışmamız gerekecek.
***
Bayram sonrası Batman gündemi yine yoğun geçecek.
Çünkü gündemde bir çok sorun var.
Bu sorunların çözüm bulması gerekiyor.
Buradan sorunları yazıp, sizleri meşgul etmek istemiyorum.
Herkesin kendine göre bir gündemi vardır.
Kimileri Petrolspor diyecek
Kimileri işsizlik diyecek
Kimileri ekonomi ve geçim sıkıntısı diyecek
Kimileri mülteci sorunu diyecek.
Mülteci demişken, internetten okuduğum bir yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum. Tarihe not tutacak bur yazıdan sonra Mülteci konusunda daha hassas olmamız gerekir diye düşünüyorum:
***
Yıl 1912/Balkan Savaşında akın akın İstanbul'a mülteciler geliyor.
Arnavut, Boşnak, Roman.
Millet fakirlik içinde, devlet çaresiz ve gūçsūz.
Bugün 107 sene sonra, O mültecilerin torunları bağırıyor. "Suriyeli mülteci istemiyoruz"
Suriyeliler de mülteci olmayı istiyorlar mı?
1912'de Balkan Savaşları sırasında "daha önce de daha sonra da" Türkiye'ye 100.000'lerce
Boşnak, Roman, Arnavut, Bulgar, mülteci akın akın geldi.
Önceki asırlarda İspanya'dan binlerce Yahudi, Avrupa ve Asya'dan belki 20 milletten milyonlarca mülteci gelip Türkiye'ye sığındı.
Ülkemizin en güzel Marmara ve Ege ağırlıklı yerlerinde kök salıp yaşamaktalar. Tabii ki yaşasınlar. Onlar da Osmanlı imparatorluğunun bakiyeleri.
Şimdi onların torunları Suriye'li Mültecilere ne dediklerini hepimiz biliyoruz.
En azından onların biraz daha insaflı olması gerekmiyor mu?
Sağlıklı, huzurlu ve serin günler dileğiyle hoşçakalınız.
