BAYRAMIN KIYISINDA

Bayramın kıyısında yaşayıp içine doğru yol alamıyoruz. Özü yaşamak işin içinde olmaktır. Kışırları işin kendisi zannediyoruz. İşin yüzeysel olanı bize yetiyor mu? Bayramın aslına vakıf olmadıktan sonra Bayramı yaşayabilir miyiz?

Kurban bayramı Hz. İbrahim’in geleneğini yaşatmaktır. Hz. İsmail’i Allah’a adamak ve buna karşılık Cenabı Allah’ın Koç’u kurban etmek üzere göndermesi.

Bayramın kıyısında nasıl yaşayıp özünden uzak isek, aynı şekilde insan olarak fıtratımızdan uzaklaşıp özümüze yabancılaştık.

Onun içindir ki, Koç’ların kurban edilmesi yerine bugün insanlar kurban ediliyor. Bugün İsmail’ler kurban ediliyor.

Kimin için, kimin adına bugün Aylan’lar, Fırat’lar ve İsmail’ler kurban ediliyor? Bugün George’lar, Hans’lar efendi olmuş bizler kurban.

Fıtrat’ımızdan uzak olduğumuz için Bayramı yaşayamıyoruz. Fıtratımız iyilik, muhabbet, fedakârlık ve sevgi olmasına rağmen bizler kötülük, kin, haset ve nefret ile doluyuz.

Yıllarca beraber yaşadığımız, aynı değerleri paylaştığımız, aynı yolda yürüyüp aynı şeyleri hissettiğimiz; kardeşlerimize, komşularımıza yabancılaşmışız.

Bayramın kıyısında yaşıyoruz. Bayramı şeker, et, tatlı ve elbise olarak görüp bununla yetinmişiz. Ama bunlarla mutlu olamamışız.

Hep bir tarafta, bir yerde eksik kalmışız. Arayıp sormamışız. Yıllarca uyutulmuşuz. Sonra bir gün kardeşimize, dostumuza, komşumuza düşman olmuşuz. Nedendir diye sormamışız.

Arayıp bulmamışız. Hakikati ve aslını öğrenmemişiz. Hayatımızı böyle geçirmişiz. Bir gün hayatın sonuna gelmişiz. Nasıl yaşadık, nasıl düşündük ve nasıl yaptık diye düşünmemişiz.

Bugün bizler, Bayramın kıyısında yaşayanlar; sorgulayan İbrahim olamayanlar merak etmeyecek miyiz?

Kendini arayan, özüne koşan, fıtratını yaşamak isteyen ve sonrasında kendini bilen özünü yaşayan kıyıda kenarda dolaşmayan Hz. İbrahim’ler ne zaman yetişecek?

Ne zaman gönlünde yeşermeye çalışan putları kıracak, çevresindeki Nemrutlara dur diyecek. Ne zaman kardeşi kardeşe düşürmeye çalışan oyunlara dur deyip “Ben bu oyunu bozarım!” diyecek.

İşte bayramı yaşadığımız ve merkezde bulunduğumuz anlar o zamanlar. İbrahim’ler büyüsün ve İsmail’ler yerine Koç’ları kurban etsinler.

Bayramın özüne yolculuk yapalım. İsmail’lerimizi kurban etmeyelim. İsmail’lerimizin kurban edilmesine seyirci kalmayalım.

Hayırlı ve huzurlu bayramlar...