Beşer ve İnsan

Bİr plaN, tez, teoridir. En büyük sorun insanın sorunudur. Hayat aydınlandı. Dünya kolaylaştı. İnsan dünyaya egemen oldu. Fakat problemler iyi çözüleceği yerde, insan problem oldu. Bu sorun insan sorunudur. İnsan nedir? Bu sorunun bilinçli, mantıklı, doğru cevabını vermediğimiz sürece, bu sorunu çözme imkanı yoktur. Bu günkü eğitim ve öğretim metotları tümüyle çıkmazda. Bunun temel nedeni, insanın ne olduğunu gerçek anlamıyla ortaya koyamadıklarındandır. Yetiştireceğimiz ağacı tanımadan, onu yetiştirme çabamız abestir. İnsan gerçeğine sahip olduktan sonra, eğitimi, öğretimi, ahlakı ve toplumsal ilişkileri oluşturabiliriz. Bu gün; beşer tabiatın, tarihin, toplumun ve nefsinin belirleyiciliğinin tutsağıdır. Bunlardan kurtulursa, özgürleşir. Gerçek tanımına kavuşur, kuranın ifadesiyle insan olur. “bende sizin gibi beşerim. (fusilet;6. İnsanoğlu, (Allah’tan) Güzel şeyler istercesine, kötülükleri isteyip durur insanoğlu pek acelecidir. (İsra;11). Allah yüklerinizi hafifletmek istiyor. İnsanoğlu zayıf yaratılmıştır.(nisa;28). And olsun ki biz, insanı kuru bir çamurdan, dönüşüme uğramış bir balçıktan yarattık. (hicir suresi26). İfadesi, insanın olumsuz yarısını, yani fesada olan eğilimini anlatmaktadır. Beşer; iki ayaklı canlı türü. İnsan; sıra dışı ve gizemli üstün bir hakikat. İki insan vardır. Biri biyolojik insan. 2.si dinin ilgilendiği insan. Biyolojik insan, bütün tür ve ırktaki insanların ortak özelliğidir. Dünyadaki 7 milyar beşeri kapsar. Bu beşerin hepsi insan değildir. Beşer türü, kendi değişim ve gelişim süreci içerisinde insan olmaya doğru adım atar. Beşer; birbirini tanımayan tasarım, düzen, heyecan ve tahrik ile kuşanır. Çok modern silahlar, üst düzey donanımlarla yola düşerler. Geçimlerini, işlerini, uğraşılarını, ailelerini bırakıp gelirler ve karşılıklı saf bağlayarak, kıyasıya savaşırlar. Tuhaf zahmet ve çileyle birbirlerini öldürürler. Beşerin hayat serüveni budur. Kendilerine eziyet etme ve öldürme dolu bir tarih yazarlar, destanlar koşarlar. Tabiattaki gıdalardan şuursuzca tıka basa yerler. Sonra hastalanırlar. Yediklerini vücutlarından teknik araçlarla çıkaran doktorlar, saygın ve çok kazanan kişilerdir. Bu hastalıklar beşerin hastalıklarıdır. Çok ileri düzeyde yer yüzüne hakim oldukları halde, beşerin şimdiye kadar, hiçbir hayvanın duçar olmadığı, çılgınlık ve delilikleri vardır. Bu beşer türünün kendisidir. Beşer devamlı, sabit, değişmez. Elli bin yıl önce ortaya çıkan maymun tanımı bu güne kadar değişmemiştir. Silahları, kıyafetleri değişmiş. Bu günkü dünyayı çekip çeviren iktisat düzeni ve rejimlere dönüşmüştür yalan söyleme ve meşrulaştırma tarzı gelişmiştir. Bozgunculuk, nifak, öldürme, yağmalamadan zevk duyduğu geçmişin aynıdır. Hatta daha şiddetli hale gelmiştir. İşte bu anlamda sabit beşerdir. Tabiatın, tarihin, toplumun ve nefsinin belirleyiciliğinin tutsağıdır. Biz; inananlar ve iman edenler olarak, beşer olmaktan kurtulup, sürekli insan olma gayreti içerisinde olmalıyız. ‘’Biz ALLAH’A aitiz ve O’na döneceğiz.’’(Bakara,156.ayet) İ İnsanı tanıma, bir insan bilminin temelidir. İnsanın ALLAH’A doğru hareketi, sonsuz tekamüle, sonsuz aşkına doğru hareketidir. Bunu sağlayan; beşeri, insan mana ve maksadına ulaştıran kuran mesajıdır. Kuran; insanı bilinçli, seçici ve yaratıcı özellikte olmasını sağlar. İnsan; kendini bilen, seçen ve geliştiren varlıktır. Aklını kurana göre kullananın, fikrini kuran şekillendirir, zikrini kuran oluşturur. Beşer’lik ten insani kamil olmaya terfi eder. ALLAH’ın Planı, tez ve teorisi gerçekleşir. Dünya ve ahiret saadetine ulaşır. ALLAH cümlemizi, kuranın şekillendirdiği, yaratılış gayesine uygun insani kamil olanlardan eylesin. İnşallah. Selam ve dua ile.