Bir sanatçının iç dünyasına yolculuk

Bir sanatçının iç dünyasına yolculuk

"Mektuplar gündelik yaşamın aynasıdır.” der, Doğan Hızlan. Bir insanın sevinçlerini, hüzünlerini, hayal kırıklıklarını mektuplarından anlayabiliriz. Bir süredir okumakta olduğum güzel bir kitaba değinmek istiyorum, “Theo’ ya  Mektuplar”. Kitap, Vincent Van Gogh (Vinsınt Ven Go)’ un kardeşi Theo (Teo)’ ya yazdığı mektublardan oluşur.

Ünlü sanatçı, mektuplarına “sevgili Theo” diye başlar. ”seni seven ağabeyin, vincent” diye bitirir, mektuplarını.

Mektuplarında birçok konuya değinir. Çocukluk  anılarından, Theo ile ortak yönlerine, Theo’ ya tavsiyelerine ve uyarılarına kadar; sevinçlerine, hayal kırıklıklarına, kendi çalışmalarına, okuduğu kitap ve yazarlara,Theo’dan isteklerine varana dek.

Sanatçı, daha çok  “umut” ve “okuma ” temaları üzerinde durur. Theo’ ya şöyle der,

“çok büyük zorluklarla karşılaşsan da karamsarlığa kapılma, sonunda her şey iyiye dönecektir. ”(syf. 11) der.

Başka bir mektubunda ise okumaya olan tutkusunu şöyle ifade eder.

“kitaba karşı hemen hemen karşı konulmaz bir tutkum var; hiç durmadan okumak, öğrenmek, kendi kendimi yetiştirmek peynir ekmek kadar kesin bir gereksinim beni için.”(syf.40)

Mektupları okuduğumuzda Van Gogh ileTheo arasında ağabey-kardeş ilişkisinden çok güvene dayalı bir dost ilişkisi olduğunu görürüz. Theo’ ya içten bir saygı duyan sanatçı, yüreğinin kapılarını sonuna kadar açar. Acı-tatlı tüm anılarını, Theo ile paylaşır. Ayrıca hayatın zorluğu, acısı ve güzelliğiyle yüzleşen sanatçının insana dair derin sevgi ve anlayışı da her bir satırına yansır.

Çektiği bütün zorluklara rağmen büyük bir azimle çalışarak hayallerini gerçekleştirmeye ve kendisini yetiştirmeye çalışan ünlü sanatçı mektuplarında,

Zor zamanlarda neler yapmalıyız?

Neden okumalıyız ve düşünmeliyiz?

Kendimizi geliştirmek için neler yapabiliriz? gibi hayata dair önemli soruların cevaplarını da verir.

Mektuplar, Theo için yazılmış olsa da, verdiği mesajları, samimi dili ve yoğun şiirsel etkisiyle her yaştan insanın yüreğine dokunur. Bu sebeple bu eseri okuyan herkesin kendisine ait bir parça bulabileceğini söyleyebilirim. Ünlü sanatçı bizlere hitap edercesine,

“hapishaneye;  ön yargı, yanlış anlaşılma, şu ya da bu şey konusunda ölümcül bilgisizlik, güvensizlik, yalancı utanç adları verilebilir. ”(syf.47) der.

Başka bir mektubunda ise,

“çok düşün, her zaman düşün, o zaman sen bilincine bile varmadan düşüncelerin, olağan düzeyin üstüne çıkar!”(syf.45) der.

Ünlü sanatçı; mektuplarında insan ruhunu canlı tutan ve insanın üretkenliğini artıran ifadelere sık sık vurgu yapar. Örneğin; cesur ol, korkma, devam et, umudunu kaybetme, oku, düşün, sana güveniyorum…

Resim sanatına tutkuyla bağlı olan sanatçı, ilham aldığı birçok yazar, şair, ressam, sanatçıya da yer verir mektuplarında. Ve onların öneminden bahseder.

Sonuç olarak mektuplar, sanatçının hayatı, inançları ve sanatı hakkında önemli ipuçları verir. Bu nedenle eser otobiyografi niteliğinde. Sanatçıyı tanımak ve eserlerini anlamak isteyenler için sağlam belgelerdir. Ayrıca, Theo’ nun yazdığı mektupların kitapta yer almaması eksiklik olarak görülse de kitap; sanatseverlerin, edebiyatseverlerin ve tarih meraklıları için önemli bir kaynaktır.

Keyifli okumalar…