BİR YILDIZ KAYDI
- 12-06-2016 20:58
- 80
“Kelebek gibi uçarım, arı gibi sokarım” ve “Bütün zamanların en iyisiyim” gibi hafızalara kazınan sözleri ile şöhretinin çok ötesinde yaşayan, sadece ringlerde değil, hayatının her alanında mücadele eden Muhammed Ali Clay 20.yüzyılın en büyük sporcularından biriydi.
Boksörlüğü kadar keskin zekâsı ve uğradığı ayrımcılığa karşı verdiği onurlu mücadele de onu tarih boyunca unutulmaz bir isim olarak gelecek nesillere aktaracaktır.
Boks kariyeri boyunca çıktığı 61 dövüşün 37'sini nakavt, 19'unu hakem kararıyla kazandı. Sadece beş kez yenildi.
Dünyanın gelmiş geçmiş en iyi boksörü olarak değerlendirilen Muhammed Ali, keskin söylemleri ve politik duruşuyla da birçok insanın ortak sesi olmuştur.
Muhammed Ali, dünya şampiyonluğuna ulaştığında henüz 22 yaşındaydı, aynı yıl Müslümanlığı seçtiğini açıkladı, kararı dünyada büyük yankı buldu.
ABD'de siyahların yaşam koşullarını iyileştirme amacı güden, İslâm Ulusu hareketine katıldı ve bu dönemde "kölelik adım" dediği Cassius Marcellus ClayJr. isminden vazgeçerek Muhammed Ali adını aldı.
ABD'de birçok insanı karşısına alan Ali, Türkiye gibi Müslüman ülkelerde ise büyük üne kavuştu.
Evet, Müslüman inancını tercih etmesi önemli bir etkendi ama onun ötesinde ABD’de ırkçılığa karşı çıkması ve Vietnam Savaşına “bu benim savaşım değil” , “Vietnamlılar bana hiçbir kötülük yapmadılar ki onlarla savaşayım” diyerek gitmeyi reddetmesi de uluslararası planda Muhammed Ali sevgisinin geniş bir kitlede yerleşmesine neden olmuştur.
Üstelik bu tutumu karşılığında Lisansı ve pasaportuna el konulmasına, 5 yıl hapis cezası ve 10 bin dolar para cezasına çarptırılması rağmen haklı duruşundan vazgeçmedi.
Birleşmiş Milletler Barış Elçisi olarak Afganistan ve Kabile’e gitti.
1991 yılında Körfez Savaşı sırasında Irak'a giderek Amerikalı rehinelerin serbest bırakılması için Saddam Hüseyin ile bir araya geldi.
Saddam Hüseyin’e “Ben buraya bir Müslüman olarak geldim” diyerek rehinelerden 15'inin serbest kalmasını sağladı.
2001 yılındaki 11 Eylül saldırıları üzerine Muhammed Ali, başında New York İtfaiye Müdürlüğü şapkası ile Sıfır Noktasına giderek destek ve dayanışmasını göstermek gereği duymuş ve şöyle demiştir “Beni asıl inciten, 'İslam' adının bulaştırılması, sorun çıkarılıp nefret ve şiddete yol açılması. İslam, katil dini değildir. İslam, BARIŞ demektir. Evde öylece oturup insanların sorunun kaynağı olarak Müslümanları yaftalamalarına seyirci kalamazdım”
Efsane isim Muhammed Ali, Hollywood Bulvarı'na içinde adının yazdığı yıldız şeklindeki mermerin yere konulması fikrine "Ben Peygamber ismi taşıyorum; adımı yerlere yazdırmam" diyerek karşı çıkmıştır. Bunun sonucunda adının yazıldığı yıldız levhası duvara asılmıştır. Bu yüzden Hollywood Bulvarı'nda bulunan duvardaki tek yıldız Muhammed Ali'ye aittir.
Ona sadece bir boksör olarak bakmamak gerekir. Çünkü o gücüyle olduğu kadar kişiliğiyle de hep daha iyisini yapmaya çalışmıştır. 1960 Roma Olimpiyatları'ndan döndükten iki gün sonra bir lokantada sadece beyazlara servis yapıldığını öğrenince, altın madalyasını Ohio Nehri'ne atmıştır. İsyankârdı çünkü ırkçılık mağduruydu.
74 yaşında yaşamını yitiren efsanevi boksör muhteşem bir kariyere sahip olmasının yanı sıra olağanüstü bir insandı.
Bir yıldız kaydı manşetini gereği gibi hak eden ender insanlardan biriydi.
Muhammed Ali’nin bize bıraktığı en önemli miras korkmayı reddetmesidir. Böyle yapınca da başkalarına cesaret aşıladı.
Yaşamı boyunca ırkçılığa, ayrımcılığa karşı verdiği mücadelesi unutulmayacak. Cesareti, duruşu, azmi tüm ezilen insanlara ilham kaynağı olacak
Bundan 50 yıl önce bir konuşmasında şunları söylemiş “Kimileri benim bir kahraman olduğumu düşünüyordu. Kimileri yanlış yaptığımı söylüyordu. Benim lider olmak gibi bir niyetim yoktu. Ben yalnızca Özgür olmak istedim”
Bunu söyleyerek dünyaya basit ve tehlikeli bir ders verdi. Barış için kavgaya girişilir, Savaş için değil! Barış Daim olması dileği ile Hoşçakalın…