BU HAL, NE HAL?

Batman Valisi Hulusi Şahin birkaç gün önce Korona Virüsünün yayılımı ile ilgili bir basın toplantısı yaptı.

Toplantıda Batman Halkının Korona Virüsünün yayılması konusunda; bazı yerlerde, bazı konularda sosyal temas ve sosyal mesafe kurallarına uymadıklarını söyledi.

Batman Valisi özellikle Turgut Özal Bulvarı(Diyarbakır Caddesi) ve Gülistan Caddesinde(Eski Tekel Caddesi) yoğunluğu durduramadıklarını söyledi.

Bu durumu ben de köşemde birkaç hafta önce yazmıştım ve Eski Tekel Caddesi ile Diyarbakır Caddesinin yoğunluğuna işaret etmiştim.

Vali bey akabinde Batman’da enfekte olan hasta sayısının 20’den 50’ye çıktığını konuşmasında dile getirdi.

Bu artışın birkaç günde yani bir haftadan az bir sürede oluşması kaygı verici bir durum şüphesiz. Batman halkı olarak burada durup düşünmenin gerektiğine inanıyorum.

Şüphesiz sadece durup düşünmek yetmez. Aynı zamanda artık bu gidişe bir dur demenin vakti geldi hatta çoktan geçti bile.

Nedir bu hal, bu ahval? Anlayamıyorum. Yetkililer, otoriteler her gün açıklama yapıyor ve bas bas bağırıyorlar.

Her gün konu ile ilgili yetkililer ve uzmanlar “Lütfen evde kalın, zorunlu olmadıkça çıkmayın, sosyal mesafe kurallarına uyun” demektedirler.

Ama birileri ısrarla buna uymuyorlar. Bu insanlar kendilerini düşünmüyorlar, çoluk çocuklarını düşünmüyorlar, toplumu düşünmüyorlar.

Israrla, gerekmediği halde dışarı çıkıp kalabalık ortamlarda bulunuyorlar. Bir bakıyorsunuz; ikili, üçlü gruplar halinde kol kola geziyorlar.

Vali bey’de bu umursamazlık ve vurdumduymazlığın sonunun iyi olmayacağını düşündüğü için sert tedbirlere başvurulabileceğini söyledi.

Bu sert tedbirler kapsamında önümüzdeki günlerde bir takım tedbirler getirilebilir. Eğer gelirse bu duruma sebep olanlar vebali taşımak zorunda kalacaklardır.

Bu sert tedbirler neler olabilir? Düşündüğümüzde, ilk başta yoğun olan caddelerin giriş ve çıkışa kapatılması olabilir.

Bunun dışında Vali Bey’in konuşmasında sitelerin bahçelerinde dolaşan çocukların ailelerinin Polis ekiplerince ikaz edilmesine rağmen çocukların evlerine dönmediklerini söyledi.

Bu durumda yapılacak şey veya alınacak tedbir ise söz konusu sitelerin karantina altına alınması, çevrelenmesi ve dışarıda olan çocukların ebeveynlerine ceza kesilmesi.

Bir diğer konu ise daha enteresan ve traji komik. Bir kısım bayanların altın günü yaparak kalabalık ortamlar oluşturmalarıdır.

Vali bey bundan da bahsettiği ve bu günlerin altın günü düzenleme günleri olmadığını söyleyerek bu tür kimseleri ikaz etti.

Evet, bir bakıyorsunuz bir takım bayanların; bir elinde çanta, diğer elinde iste pasta, börek kutusu sallana sallana gezmeye gitmektedirler.

Peki, bizim bu durumumuz ne olacak? Ne zaman düzeleceğiz? İşte görüyorsunuz Büyükşehirlerde 48 saatlik sokağa çıkma yasağı ilan edilince neler oldu.

İnsanlar marketlere ve fırınlara saldırdı. Oluşturdukları kalabalıklarla birkaç saat içinde virüsün haftalarca yayılamayacağı ortamı oluşturdular.

Öyle bir ortam oluşturdular ki, tabiri caizse virüsün bayram edeceği ortam oluşturdular. Yazık ki ne yazık!

Peki, biz de Batman halkı olarak sokağa çıkma yasağı ilan edilsin mi istiyoruz? Eğer istemiyorsak lütfen yukarıda zikrettiğim olumsuz ortam ve durumlardan uzak kalalım.

İşte görüyorsunuz Güney Kore bu işi kurallara uyarak başarılı olmasını bildi. Başka bir örnek ise İran ve İtalya ki, bunlar da olumsuz örneklerden.

İran ve İtalya ise kurallara uymayarak, virüsü umursamayarak ne hale geldiler. Hangi örneği benimsiyorsak onlar gibi davranalım.

Eğer Güney Kore ya da Tayvan gibi olmak istiyorsak onlar gibi kurallara uyalım. Yok, eğer İtalya, İran ve İspanya gibi olmak istiyorsak onlara benzeyelim.