BU TOHUMU SİZ EKEBİLİR MİSİNİZ?
- 24-04-2019 19:37
- 112
Bir zamanlar Çin'de bir adam o kadar aç ve bitkin düşer ki, dayanamayıp bahçenin birinden bir armut çalar..
Bunu görenler, adamı yakalayıp cezalandırılmak üzere İmparator'un karşısına çıkarır. Hırsız İmparator'u görünce ona şöyle der;
"Değerli efendim, çok açtım, dayanamadım çaldım ve yedim. Beni affetmeniz için yalvarıyorum. Eğer affedersiniz size paha biçilemez bir armağanım olacak."
İmparator adamı alaycı bir şekilde süzer ve dudak büker;
"Senin gibi birinde paha biçilemez ne olabilir ki?"
Hırsız, avucunun içindeki armut çekirdeğini uzatır ve;
"Bu çekirdeği ekerseniz bir gün içinde altın meyveler veren bir ağacın yeşerdiğini göreceksiniz.."
İmparator kahkaha atarak;
"Ek o zaman, altın meyveleri görünce affederim seni.." der.
Yoksul adam;
"Haşmetlim bu tohumu ben ekemem, çünkü ben bir hırsızım... Bu tohumu ancak, ömründe hiç çalmamış, başkalarına hiç haksızlık yapmamış, yalan söylememiş biri ekebilir. Tohum o zaman gücünü gösterir, aksi takdirde onu ekeni de zehirler ve tarif edilemez acılarla öldürür. Sultanım, bu tohumu ancak siz ekebilirsiniz."
İmparator irkilir, suratını asar ve bir süre düşünür, sonra hırçın bir sesle;
"Ben imparator'um bahçıvan değil, o tohumu başbakana ver eksin de altın meyveleri görelim." der..
Yoksul adam, tohumu başbakana uzatır; başbakan telâşe içeresinde İmparator'a dönüp itiraz eder: "Ben ekim biçim işlerinde çok beceriksizim efendim, sihirli tohumu ziyan ederim. Bence bu tohumu başhazinadar eksin.."
Başhazinadar da hemen bir bahane bulur ve bu görevi başkasına devreder.
Bir bir orada bulunan herkes sudan sebeplerle tohum ekme görevinden kaçınırlar.
Sonra İmparator, doğan bu çaresizliğin sessizliğin içerisinde bir süre düşünür. Başı önünde başbakana, başhazinedara ve bütün görevlilere dik dik bakar ve;
"Hadi bakalım bu hırsız bahçıvana tohumun nasıl altın meyve verdiğini hep birlikte gösterip sevindirelim." der.
Cebinden bir altın çıkarıp yoksul adamın tutması için atar ve diğerlerinin de ceplerinden sessizce birer altın çıkarıp adama vermesini izler...
Sonra da gülerek;
"Var git buradan bilge adam, verdiğin bu ders hepimize yeter." der...
Sosyal medyada dolaşan kime ait olduğunu bulamadığım ve günümüz için hepimizi uyandıracak güzel bir örnek güzel bir masal.
Masallar tıpkı şiirler gibi hayatımızdan çekilip uzağımızda kayboldukça birer hödüğe döndük çoğumuz. Ve bu toplum, hala dilinde masal ve şiiri silah gibi kullananların öldür deyince öldüren öl deyince de ölen fanatik holigan bir sürüye dönüştü.
Nerde kim söylemişti ya da okumuştum hatırlamıyorum ama “Masallar büyükleri uyandırmak küçükleri uyutmak içindir” gibi bir söz var belleğimde. Umuyorum okuduğunuz masal sizi o tatlı sandığınız aptalca uykularınızdan uyandırır.