CAMİLER VE OKULLAR

Cami ve okul Müslüman bir toplumun şekillenmesini, geleceğine yön vermesini, huzur ve güven içinde olmasını sağlayan iki önemli kurumdurlar.  
Bazı kesimlerin okul ve öğretmenleri öne çıkarıp, cami ve imamların gereksiz olduğunu söylemesi veya cami ve imamı öne çıkarıp okul ve öğretmeni eleştirmesi doğru bir davranış değildir. 
Bir kesimin diğer kesimi “Gerici”, “yobaz”, çağ dışı”, “Örümcek kafalı” gibi yakıştırma ve hakaretleri; diğerinin de “Dinsiz”, “Kafir”, “Din düşmanı” ile karşılık vermesi hoş olmayan mide bulandıran yakıştırmalardır. 
Eğitim ve öğretimin şubeleri olan bu iki kurumu birbirinden ayırmak, biri diğerinden daha önemli görmek yanlıştır. Cehaleti helak edici olarak gören bir dinin mensupları olarak böyle bir ayırımı yapmaları ise yanlışların büyüğüdür.  
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellemin BEDİR gazasında esir alınanları MÜSLÜMANLARA öğretmenlik yapmalarına karşı serbest bırakmıştır. “Bir saatlik ilim öğrenmek, gece sabaha kadar ibadet etmekten, bir gün ilim öğrenmek, üç ay oruç tutmaktan kıymetlidir”(deylemi) “En üstün sadaka, ilim öğrenip sonra da onu başkasına öğretmektir.” (İ.Mace) ve Kur’an da; “Oku”, “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu” ve diğer ayetler eğitim ve eğitmenin önemini gösteren cüzi örnekleridir. 
Hayatın her safhasında, her koşulda ve her mekanda, eğitim ve öğretime ihtiyaç duyulur. Bir alana münhasır, bir belgeye dayalı eğitim, faydası olsa da genelde eksik kaldığı, teorikten öteye gitmediği gerçeğidir. 
Rahmetli babam medrese mezunu müderris bir âlimdi. Görev yaptığı yerlerde ilk diyalog kurduğu kişiler öğretmenlerdi. Ona sebebini sorduğumda “evladım onlarla meslektaşız. Onlara saygı göstermezsem kendime ve de ilmime saygı göstermiyorum demektir” derdi. Öğretmenlerde ona çok saygı gösterir okulun birçok ihtiyacını beraber karşılarlardı. 
Sosyal medyada sık sık eleştir konusu olan fazla camiler konusu ise samimiyetten uzak bir eleştir olarak görüyorum. 
Camiler ülke bütçesiyle yapılmadığı gönüllü kişilerin çabası ve dernekler vasıtasıyla yapıldığı bir gerçektir. Halk ihtiyaç duymuş kendi imkanlarıyla camisini inşa etmiştir. Bu talebi görmezden gelmek, ihtiyaç duydukları yerleri fuzuli görmek, eleştirmek en basit ifade ile halka karşı saygısızlıktır. 
Ülkemiz nüfusu azaldı ki camiler fazla oldu. Yoksa dinin direği olan namaz kılanlar azaldı onun için mi camiler fazla olmuş. Adalette, insan haklarına saygıda, milli ve manevi kalkınmada olduğu gibi cami cemaati yanı namaz kılanlarda da azalma olduğu gerçeğidir.
Camileri eleştirip “Neden yapılıyor”, “okula ihtiyaç varken neden cami?”, “İmamlar ne işe yarar?”, “bize öğretmen lazım.” Gibi bahanelerle yapılan eleştiriler okullara faydası olmayacağı gibi zararı olacağı gerçeğidir. 
Gönül ister ki okullarda halkla bütünleşse, toplumun değer yargılarına önem verse de halk da okullara sahip çıksa. 
Tevbe 18 ayet: “Allah’ın mescitlerini, ancak Allah’a ve ahiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekat veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte onların doğru yolu bulanlardan olmaları umulur.” (Diy. meal) 
Artık kalıplaşmış ve zarardan başkada faydası olmayan okul ve cami ayırımı yapmayı bırakalım. Peygamberimiz sallahu aleyhi ve sellem: "Ya öğreten ol, ya öğrenen ol, ya dinleyen ola ya da ilmi seven ol. sakın beşincisi olma (bunların dışında kalma) helak olursun." “Peygamberlerin varisleri" olan ilim erbabını sevelim ve saygı duyalım. 
Selam ve dua ile.