CORONA, CAMİ VE MEDYA

Corona virüsünün ülkemizde görülmesi sonrası uygulanan tedbirlerin başında; Camilerin ibadete kapatılması, Cuma, Teravih ve Bayram namazlarının kılınamaması oldu.
Aşamalı olarak gevşetilen tedbirler neticesinde; bankalar, Ptt, berberler, AVM ve diğer birçok kurum, kuruluş ve işletmeler hizmet vermeye başladıktan sonra camiler kısmen de olsa ibadete açıldı.
Müslümanlar açısından çok ama çok önemli hatta “üç Cuma üst üste terk edildiği “ zaman münafık olma tehlikesi olan CUMA namazı üçten fazla üst üste kılınamadı.
Bu işin hikmeti ne idi?
Cami cemaati; cahil, görgüsüz, kurallara uymaz ve asi olduklarından oluşacak kargaşa ve uyulmayacak sosyal mesafe neticesi virüs hızla yayılacak yüzlerce hatta binlerce insanın ölümüne mi sebep olma endişesi miydi?
Özel hastaneler, AVM, Banka ve diğer yerlerde alınan tedbirler CAMİ içinde alınamaz mıydı?
Makul cevaplar verecek biri veya birileri varsa beri gelsin ve bize de anlatsın.
Gerçi gittiğim Cuma, öğle ve ikindi namazında (Polis vakit namazlarında yoktu) Cemaatin; maskesini takması, seccadesini getirmesi, sosyal mesafeye ve kurallara harfiyen uyması, disiplini… Takdire şayandı. Böyle bir endişenin yersiz olduğunu bire bir şahit oldum.
Medyadaki tanıtımları ile mükemmeliyet arz etmesi gereken Özel hastanelere de gittim; koridorlarında, muayene sırasında, filim ve tahlil önlerindeki kalabalık ve karmaşa CORONA virüsü açısında içler acısı durumda idiler.
Polis desteği olmasına rağmen; Ptt ve banka önlerinde ki kuyruklar sosyal mesafeye uyulmadığını gördüm. AVM ve diğerleri anlatmaya bile değmez.
Cami cemaati ile buralardaki karmaşayı kıyaslamak bile doğru değildir.
O zaman bilim kurulu kararları CORONA virüsünün önlemesinde etkili ise, bu kuralların büyük çoğunluğuna uyulmayan yerlerin açılmasına öncelik verilirken Cuma namazı için bu karar neden geç verildi?
Tv. Kanalarında boy gösteren ve ağızlarında “Bilim, bilim…” kelimeleri düşmeyen bazı laf cambazı Prof. Bu duruma neden tepki göstermediler?    
Basın ve medyamız olayları öyle bir hale getirir ki kamuoyunun doğruyu bilme değil onların doğru dedikleri doğru kabul etmek zorunda kalmalarını sağlar.
Küçük dediğimiz, yerel veya kendi yağında kavrulan maddi desteği kısıtlı olanlar bu olay karşısında ya susar ya da sesi duyulmaz.
Medya korkusu ve baskısı olmasaydı, Diyanet ve toplumda saygın yeri olan hocalar, bu duruma sessiz kalmaz ve ilk açılan yerler Camiler olurlardı.
Corona virüsü, Çin menşeli, İtalya, İspanya, Almanya, ABD… Hızla yayılmasına rağmen, dikkatlerin Umreciler üzerine ve tek suçlu gibi görünmesine medya vesile olmuştur.
Günümüz Medyasını bir tarafa bırakma zamanı geçmiştir. Toplumu bilgilendirmede etkili olsa da birleştirmede uzun vadede etkili olmadığı aşikârdır.
CORONA virüsü bize göster diki; toplumu ikna etmenin yolu camiden geçer. Medyanın tam desteği, bilim ve ilim adamlarının ikna çalışmaları olsa da Cami ile irtibatı kesilenleri birlik ve beraberlik içinde hareket ettirmek zor olduğudur.
Selam ve dua ile.