DARBELER VE 12 EYLÜL

Corona süreci, hastalar ve ölümler tam hızıyla devam etmektedir. Tanıdık ve yakınlarımın ölümü beni de etkilemekte, yazacak konulara odaklanmam azalmaktadır. 12 Eylülü darbesin yazma kararı aldığım halde sürekli ertelemekteyim. 
Takdir Allah’ın ancak tedbir almak görevimiz. Ne olur CORONA tedbirlerine uyalım, uymayanları uyaralım.  
Osmanlı dönemiyle başlayan; kazan kaldırmalar, padişahı tahtan indirmeler, isyanlar, koca imparatorluğu bitirmiş, hanedan mensuplarını sürgüne ve Osmanlının da tarihte yer almasına sebebiyet vermiştir.  
Küllerinden doğan Türkiye Cumhuriyeti de darbelerle maruz kalmış, ülkenin kalkınmasına harcanacak enerji ve imkânlar heba edilmiştir. 
İşin ilginç yanı darbe sonrası yapılan seçimlerde iktidara gelenler, darbecilerden hesap sorma şöyle dursun, darbe mahsulü yasaları sıkı sıkıya uygulamışlardır. Darbecilere olan sadakaları bir sonraki darbelere karşı da onları koruyamamıştır. 
12 Eylül darbesi; canların öldürülmesi, terörün artması, güven ve bunalımın oluşmasına izin verilerek dönemin komutanını dediği gibi “Kıvama gelmesi için” olgun ve uygun zamanda yapılmıştır. 
Sağ- Sol, Allevi-Sunni çatışmalarının aratarak devam ettiği, mahalle, kasaba, köy ve sokaklarda hakimiyet alanları sağlandığı, terörün hat safhada olduğu, sıkıyönetim, OHAL gibi tedbirlerin fayda etmediği bir dönemdi. Feryatlar, çaresizlikler ve 12 Eylül sabahı gerçekleşen darbe ve bir günde sağlanan huzur ve sükûnet. 
Ne değişmişti de verdiğimiz vergilerle maaşlarını alan güvenlik güçleri daha önce sağlayamadıkları huzuru bir gecede sağlamışlardı. 
Darbeye zemin hazırlayan, yapan, yapılması için göz yumman ve “emir kuluyum” deyip “Allah’a kul olmayı” bırakarak darbeye katkı sunanlar; günümüze kadar gönüllerde nefret ve lanetle anılsalar da gerekli cezayı almadıklarıdır.  
Bunların cezasız kaldıklarını, yaptıklarının yanlarına kar kaldığını, servetlerine servet katarak öldüklerini düşünmek Müslüman’a yakışmaz. Tövbe etmeden, kuldan helallik almadan ölenlerin mahkeme-i kübrada hesap verecekleri ve Cehennemde cezalarının çekecekleri inancımız tamdır. 
Yüce Allah: 
103- Kimlerin de tartıları hafif gelirse, artık bunlar da kendilerine yazık etmişlerdir; (çünkü onlar) ebedi cehennemdedirler. 
104- Ateş yüzlerin yakar; orada suretleri çirkin ve gülünç bir halde bulunur. 
105- Size ayetlerimiz okunurdu da, siz onları yalanlardınız değil mi? 
106, 107- Dereler ki: Rabbimiz! Azgınlığımız bizi alt etti; biz, bir sapıklar topluluğu idik. Rabbimiz! Bizi burada çıkar. Eğer bir daha (ettiklerimize) dönersek, artık belli ki biz zalim insanlarız. 
108- Buyrulur ki: Alçaldıkça alçalın orada! Bana karşı konuşmayın artık! (Mü’minun Suresi ) 
Ey darbeyi yapanlar, zemin hazırlayanlar, alkış tutanlar, meyl edenler, emir kulu olanlar yolunuz doğru bir yol değil ve sonunuz hüsran olacaktır. 
Selam ve dua ile