DEDAŞ HANGİ ÇAĞIN KURUMU

Birileri DEDAŞ’ı inandırmış, itiraf eden kurtulur sanıyor. Neyin itirafı yetersizliğin mi, marifetsizliğin mi? Ya da neyin onu siz düşünün, ben serzenişimi dillendireyim.

DEDAŞ’ın elektrik kesintileriyle ilgili yaptığı açıklama ve ortaya koyduğu savunma böyle bir pişkinlik olmaz dedirtiyor. DEDAŞ elektrik kesintilerinin ve haliyle aynı dozda tepkilerin ortaya çıktığı muhitlerde kayıp kaçak oranının yüzde 90'ları bulduğunu, kesintilerin de bu aşırı kaçak elektrik kullanımından kaynaklandığını söylemekten çekinmiyor ya da utanmıyor.

Utanmıyor çünkü kayıp kaçakları engellemesi gereken DEDAŞ’tan başkası değil. Engelleyebiliyor mu engelleyemiyor. Niye onu da kurum müdürüne ve diğer yetkililere sorun. Kaçak kullanımı engelleyemeyen DEDAŞ bir taraftan o kaçak ve kayıpları benim gibilere ödeterek zararını biz olaydan sorumsuz tüketicileri cezalandırıyor ve aslında bir yandan da kaçak kullanıma teşvik ediyor.

Diğer taraftan da her türlü kesintinin hazır nazır mazereti olarak devamlı aynı teraneyi zikrediyor. Ki Olayın daha da enteresan tarafı kaçak kullanımın büyük orandaki kısmı sanılanın aksine büyük ölçekli işyerlerinden kaynaklanıyormuş, öyle fakir fukaranın evinde yaktığı iki soba bir klima hesabı değil kaçak kayıpları. Bu arada sanılmasın ki fakirin fukaranın her ne gerekçeyle olsun kaçak elektrik kullanımını tasvip ediyorum aksine doğrudan hırsızlık olarak tanımlıyorum. Hani demem o ki hırsızlığın büyüğünü ne fakir fukara ne de gureba yapıyor.

Zengin zenginden çalıyor malı eksilen zengin eksilenin yerini doldurmak için yine fakirin cebine dadanıyor. Böyle başka bir kurum daha var mıdır bilemem ama elektrik kesintileri milletin canına tak etti, eylem yapanları mı dersiniz, yürüyeni taşlayanı mı dersiniz hiç biri değil kurumu ateşe vereni mi desem. Batman sıcağı hele ki Ramazanda tahammül sınırlarını daralttıkça daraltıyor. Hani serinlesek deyip de serinleyemeyince ateşi körüklüyoruz sanki.

Ama bu kadar pişkinliğe de kim tahammül etsin. Kaçakları engelleyecek, engelleyemediğinde bedeliyle kullananın faturasına ekleyip o kaçakların bedelini benden tahsil etmeyecek. Ve bir de her kesintiye her soruna kaçak kullanımı bahane etmeyecek.

Açıklamaya bakın “Son günlerde elektrik kesintisi bahanesi ile olayların olduğu yerler kayıp kaçak oranının yüzde 90’ın üzerinde olduğu bölgelerdir. Bu yüksek kayıp kaçak oranı nedeniyle altyapı kaldırmakta zorlanıyor. Arıza bakım onarım ihtiyacı doğuyor. Eğer bu bölgelerde kayıp kaçak oranı bu şekilde çok yüksek oranlarda olmasaydı bakım onarım ihtiyacı olmazdı, kesintiler de gerçekleşmezdi. Bu nedenle vatandaşlarımızı duyarlı olmaya kayıp kaçakla mücadele etmeye davet ediyoruz. Bölgede kaçak elektrik kullanımında mevcut durumun sürmesi halinde, maalesef istenmeyen ve sistemin kendini korumasından kaynaklı elektrik kesintileri de kaçınılmaz olacaktır. Ekiplerimiz, bölge genelinde bu sebepten ötürü yaşanan ve yaşanabilecek arızaları giderebilmek için 24 saat esasına göre görev yapmaktadırlar.”

DEDAŞ hangi çağın kurumu olduğunu ancak yukarıdaki sorunlar ve benzerlerine daha gerçekçi yaklaşımlar ve yerinde çözümler üreterek gösterebilir millet kablosuz elektriği mümkün kılarken biz kablolarla bile taşıyamıyoruz hala elektriği.

Bir de üstüne üstlük kendinin kaçak elektrikle yürütemediği mücadeleye vatandaşı davet ediyor. Milleti birbirine düşürmez mi bu hal. Mevcut durumun sürmesi halinde tehdidi de elden bırakmayıp kesintilerin kaçınılmaz olduğunu ifade etmekten geri durmuyor.

Varın siz karar verin bu DEDAŞ hangi çağın kurumu?