DEDAŞ SINIFTA KALDI

Dicle EDAŞ yani  kısa adı ile DEDAŞ, özelleştikten sonra abonelerini üzmeye başladı. Özelleşmeden önce; devlet elindeyken, bu kadar elektrik kesintisi olmazdı. Nedense DEDAŞ, Özelleştikten sonra elektrik kesintileri artmaya başladı.

Kayıp kaçak oranlarını bahane ederek, DEDAŞ’ın elektrik kesintisi yapması, elektrik kesintilerini meşrulaştırmaz. DEDAŞ’ın özellikle kenar semtlerde, elektrik kesintilerini sistematik hale getirmesi ve devletin de bu konuda, müdahale etmemesi işi çığırından çıkartmıştır.

DEDAŞ’ın kenar semtlerde ve köylerde, elektrik faturalarını tahsil edememesi veya istediği kadar tahsil edememesi sonucunda; elektrik kesintileri uygulanıyorsa hem vicdani yönden hem de hukuki yönden, hatalı iş yapılıyor demektir. Söz konusu yerlerde faturasını düzenli ödeyen abonelerin, kaçak elektrik tüketen aboneler ile aynı kefeye konulması ne vicdani ne de hukukidir.

Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğine göre Dağıtım Şirketleri abonelerine ayrım gözetmeden yeterli, kaliteli ve sürekli elektrik enerjisi sunacak şekilde hizmet verir denmektedir. Oysaki ve maalesef İlimizde ne kaliteli ne yeterli ne de sürekli elektrik enerjisi alınmaktadır.

DEDAŞ ve diğer dağıtım şirketleri özelleştikten sonra, denetim mekanizması olmadığı için istedikleri şekilde hareket etmektedirler. Burada aboneler ve dağıtım şirketleri baş başa kalmış gibi görünüyor. O halde vatandaş, kendi haline terkedilmiş ise hakkını aramasını bilmelidir.Vatandaşın düşük voltaj ile elektronik cihazları bozuluyorsa,çamaşır ve bulaşık makinesi çalışmıyorsa bunu hukuk ile gidermeye çalışmalıdır.

Bugün sadece İlimizde değil; tüm bölgede dağıtım şirketinden bir memnuniyetsizlik vardır. Yazın Pamuk üreticilerini mağdur eden DEDAŞ, kışın da esnafı mağdur etmiştir. Her durumda, ev aboneleri mağdur olmuştur.

Günümüzde elektriksiz bir hayat, düşünülemeyeceği için elektrik kesintileri, insanları canından bezdirir hale getirmiştir. Elektrik kesilince sularınız kesilir, asansör çalışmaz, ev gereçleri çalışmaz, iletişim kesilir vs. Daha da önemlisi Hastane cihazları çalışmaz. Hastanelerde Jeneratör vardır denilebilir ama eğer hastane, faturasını ödüyorsa neden acil durumlar için aldığı Jeneratörünü, sürekli çalıştırmak zorunda kalsın.

Elbette elektrik arızaları çıkabilir ve bu da gayet normaldir. Ama kusura bakmayın yeraltı kablo arızası, 10–12 saat sürmez. Eğer yeraltı kablo arızası, 10-12 saat sürüyorsa burada kasıt aranır. Veya bir bölgede her gün, akşam saatlerinde elektrik kesilmez. Sistematik elektrik kesintileri yapılan yerlerde, elbette kasıt ararsınız. Bir defa her bir arızanın giderilme süresi bellidir. Yeni bir icat yapar gibi 2 saatlik bir arızayı, 12 saate çıkarırsanız o işte bir “Bit yeniği” vardır.

Hâsılı DEDAŞ, yaptıkları ile sınıfta kaldı. Ama vatandaş da bu şekilde mağdur oldu ve halen bu mağduriyet devam ediyor. Eğer ki özelleşme sonrası denetim mekanizmaları çalışsaydı; devlet hakkı ile denetimlerini yapsaydı, bugün bu kadar elektrik kesintisi yaşanmaz idi. Özelleşme ile enerji kalitesinin artması gerekirken, elektrik alamaz hale geldik. Ne diyelim? Bu şekilde özelleştirme olacaksa, olmaz olsun.