DEPREM VE GÖREVLERİMİZ

DEPREM VE GÖREVLERİMİZ

Kısa zaman önce büyük bir afetle karşılaştık.

Afetler;Biz insanların acizliğini, yetersizliğini, güçsüzlüğünü, çaresizliğini, zayıflığını ortaya koyan gerçeklerdir.

İtalyan deprem uzmanı Prof. Carlo DoglioniKahramanmaraş depremiiçin 7.8 ile karada kaydettiğimiz en büyük depreme yakın bir değer,İtalya’da 2016 daki 6.5 luk depremin neredeyse 130 katı…” diyerek felaketin büyüklüğünü gözler önüne seriyor.

Japon Deprem Uzmanı Shinji Toda ise “Kahramanmaraş depremi, karada olmuş dünyanın en büyük depremi” diyor.

İnsanlarımızın başına gelenler ilahi takdir olsa da kader olmadığı bir kez daha ortaya kondu.

Allahu Teala’nın bildirdiği gibi “Allah hiç kimseye gücünün yettiğinden fazlasını yüklemez. Lehinde olan da kendi kazandığındandır, aleyhinde olan da kendi kazandığındandır. Rabbimiz! Unutur veya yanılırsak bizi cezalandırma!” Diyerek leh ve aleyhimizde olan her şeyin bizim irademizden kaynaklandığını belirtir.

Her şeyi kadere bağlayıp görevimizi yerine getirmemek doğru değil. Kaderi oluşturan bizlerin kendi yaptıklarımızdır. Kader; sadece yaptıklarımızın ilahi tecellisidir.

Bu nedenle son yüzyılların en büyük afetlerinden olan DEPREM de meydana gelen can kayıplarının büyük kısmı kendi yaptıklarımızdan ve imkânsızlıklarımızdan kaynaklanmıştır.

Bu konuya daha fazla girmeden felaket anında insanlarımızın fedakarlıklarından bazılarını hatırlatmak isterim.  

Bitlisli Eren Ailesi; Bitlis'ten esnaflardan tüm Battaniyeleri satın alarak deprem bölgelerine ulaştırdılar. Ayrıca 70 Bin Adet Kıyafet Deprem Bölgelerine gönderdiler.

Amerikada yaşayan işadamı Hamdi ULUKAYA önce 1milyon dolar ardından 5 milyon dolar bağışta bulunmuş.

Edirnede umre için biriktirdiği 25 bin lirayı depremzedeler için bağışlayan Hasan KURU amcamız (65)“Umre vazifesinin ahirette en güzel şekilde karşısına çıkması için dua ettiğini belirterek "Bu soğuk kış günlerinde evsiz, eşyasız kalanlara veriyorum " demiş..

Kürdistan bölgesininSüleymaniye şehrinden bir nene diyorki “Bu para şehid peşmerge oğlumun aylığıdır. Bunu depremzede kardeşlerimize gönderin.” diyerek aylığını göndermiş.

Bir çocuğumuz, babasının karne hediyesi olarak aldığı botu depremzedelere gönderirken “Bu botlar karne hediyem.Babam yine alır.Üzülmeyin.”Diyor….

Yüreği güzel bir kızımız,en sevdiği oyuncağı ve kumbarasını depremde zarar gören kardeşlerine göndermek için Yardım kuruluşuna teslim ediyor.

Katar 10000 konteyner gönderiyor. Ayrıca Futbol karşılaşmalarında elde ettiği gelirin hepsini gönderiyor.

Kars’ta ki bir ninemiz İneğini 13000 TL ye satıp depremzedeler için gönderiyor.

Batman da bir teyzemiz “Elimde sadece bu var.” deyip üzerindeki pardösüyü yardım toplayan görevliye veriyor.

Birisi planladığı Hayır ikramını iptal edipbedelini deprem bölgesine gönderiyor.

İdil Merkeze Bağlı Tekeköy (Xırapeneriye) Köylüleri depremzedelere 30 Bin Maddi yardım ile birlikte Soba ve Battaniye toplayıp gönderiyorlar.

Pakistan da bütün memurların 1 günlük maaşı, bakanların 1 aylık maaşı Türkiye ye gönderiliyor.

Van da dayalı döşeli dairesi olan bir vatandaş, “ihtiyacı olan ailelere evlerimizde, kalplerimiz de açık.” diyerek yardımcı olmak istiyor.

Azerbaycan o hal bölgesindeki tüm resmi araçlara ücretsiz yakıt vereceğini belirtiyor.

Afgan halkı kasa ile para gönderiyor. “Gücümüz bu kadara yetiyor. Özür dileriz” diyerek bir de özürler belirtiyorlar.

 

Elinde tesbih, rabbini zikr ile meşgulken depremde ölüme yakalanan Amcamız “Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz. Nasıl ölürseniz öyle haşredilirsiniz.” hakikatini ortaya koyuyor.

Bunlar gibi daha binlerce güzel haslet görüyor ve duyuyoruz halkımızdan.

 

Netice olarak diyeceğimiz o ki  7'den 70'e genç, yaşlı demeden hepimiz depremzede kardeşlerimiz için birlik olduk ve de olmaya devam ediyoruz.

.

Biz yine de tekrarlayalım.

Gelin!Bir olalım, umut olalım.İmkânı olan maddi yardım yapsın. Onu yapamayacak olan kan versin, hiçbir imkânı olmayan da dua ederek ağzını sadece hayra açsın ki huzur bulalım.

Gün;acılar üzerinden prim yapma, siyasi çıkar sağlama, boş laf üretme günü değil;sahaya inip yardım etme, çözüm üretme, yaraları sarma günüdür.

“İnsanlara faydası olmayanı ölülerden say gitsin.”Diyor Hz Ali…Ümitsizliğin ardında nice ümitler vardır. Karanlığın ardında nice güneşler doğacaktır.

 

Bu hayırlı işlerden sonra bizlere de dua etmek düşüyor.

Her hal ve şartta, İnna Lillâhi ve İnnâ İleyhi Raciûn.

Rabbim, deprem altında kalan merhumlara rahmet, yaralılarımıza şifa, deprem bölgesinde aç ve açıkta kalanlara dayanma gücü versin. İnşallah.

 

Her şeyini kaybetse bile, sana olan inancını kaybetmeyen bu milleti muhafaza eyle Allah'ım.

Vesselam...

(Bu yazı, basın yayındaki derlemelerden oluşmuştur.)