Dicle Elektrik çalışanlarına yapılan saldırılar

Dicle Elektrik çalışanlarına yapılan saldırılar

Dicle Elektrik çalışanlarına saldırmak moda olmuş.

Sadece elektrik çalışanlarına değil Dicle Elektrik'in yüklenici firma işçilerine bile saldırıyorlar.

Dicle Elektrik çalışanlarının tek suçu ise enerji kalitesini arttırmak için kaçak elektrikle mücadele etmektir.

Elektrik şirketi emekçileri, defalardır saldırıya uğruyor.

Rehin alınıp ölümle tehdit ediliyorlar.

Geçen hafta gazetemizde yer alan görüntülü haberde iki personelin daha taşlı ve sopalı saldırıya uğradığını izledim.

Saldırıya uğrayan ve ağzı burnu kan içinde olan emekçi “Allah için durun biz size ne yaptık ki bize saldırıyorsunuz” diyerek kendini korumaya çalışıyordu.

Saldırgan, elektrik şirketi personellerini darp etmekle yetinmeyip, tehdit ve hakaretlerde bulunuyordu.

Bu saldırının savunulacak hiçbir tarafı yok.

Kaçak kontrolü için kırsal kesimlerde görev yapan Dicle Elektrik Saha Ekiplerine yapılan saldırı, dehşet vericiydi.  

Bu saldırıların en büyük nedeni, kuşkusuz kaçak elektrik kullananların zorbalıklarıdır.

Zorbalığı yapan da genelde fakir fukara değil, geniş aileye sahip olan zenginler ve sırtını bir yerlere dayayanlardır.

Kimisi için kaçak elektrik, zorunluluktan ziyade alışkanlık ve büyük bir rant kapısı olmuş.

Bu yüzden de elektrik şirketi personellerine saldırıyorlar.

Kaçak elektrik kullanıp haksız bir kazanç elde etmenin ve hak yemenin, birçok zararı da var.

Kaçak elektrik kullananlar, nasılsa para ödemiyoruz diye büyük bir israfta bulunuyor.

Böylece elektriğe olan talep artıyor.

Her bir kilovat elektriğin, doğaya maliyeti oluyor.

Elektrik açığını kapatmak için yeni bir baraj yapmak, yeni bir termik santral ve bir nükleer santral demek, çevre ve doğaya zarar vermektir.

Bu yüzden elektrik kaçağı ve israfını önlemek, bir nevi çevreyi de dolaylı olarak korumaktır.

Elektrik yatırımının yapılması ve hatların yeraltına çekilmesi, kayıp kaçağın önüne geçiyor.

Sadece kaçak ekibi saldırıya maruz kalmıyor, yeni hat döşeme çalışmaları yapan Dicle Elektrik'in yüklenici firma yetkilileri ve işçilerinin mallarına da sürekli zarar veriliyor, işçiler darp ediliyor ve çalışmalar engelleniyor.

Bunlar doğru tutum ve hareketler değildir.

Denilebilir “elektriğe sürekli zam geliyor, vatandaş zamlar altında ezildiğinden kaçak elektrik kullanımına yöneliyor ve kaçak cezaları çok ağır”

Elektrik faturalarını ödemek, özellikle dar gelirli ve yoksul insanlara zor gelebilir.

Onları bir noktada anlarsın.

Bunlar için bir yol ve çare bulunabilir.

Belli bir kilovatta kadar indirim yapılabilir.

Valiliklere bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları, bu ailelere kömür dağıtmak yerine, elektrik faturalarını ödeyebilir.

Ama yüzlerce dönüm alanda sulu tarım yapan, sera kuran, hayvan çiftliği, fabrikası, benzinliği, taş ocağı bulunana da kaçak elektrik kullanımında müsaade etmemek gerekir.

Elektrik faturalarının kabarık olmasının diğer bir nedeni de kaçak ve kayıp parasının, abone faturalarına yansıtılmasıdır.

Dolayısı ile kaçak elektrik, açık ve alenen bir hırsızlık ve haksız kazançtır, faturası da hepimize yansımaktadır.

Hal böyle iken asgari ücretle görevini yapmaya çalışan Dicle Elektrik Emekçilerine saldırmak haksızlıktır, zulümdür.

Elektrik faturaları kabarık ise aboneler faturaları ödeyemiyor ise bunun çözümü kaçak elektrik kullanmak ve Dicle Elektrik Emekçilerine saldırmak değildir.

Bu bir hak arama yöntemi olamaz.

Aboneler haksızlığa uğradıklarını sanıyorsa, hukuki ve meşru yollardan elbette haklarını arayabilirler.

Elektrik fiyatlarının makul düzeye indirilmesini talep edebilirler.

Haksız yere ceza kesilirse tüketici masasına ve mahkemelere de başvurabilirler.

Bu en doğal haklarıdır.

Ancak emekçilere şiddet ve tehdit, kabul edilemez.