Dijital dünyada insan...

Dijital dünyada insan...

Eleştirel düşünme, doğuştan gelen bir beceri olmayıp sonradan geliştirilebilen bir yetenektir.

Bu yetenek, olayları sorgulamayı ve neden-sonuç ilişkilerini anlamayı gerektirirken aynı zamanda objektif ve subjektif bakış açılarını da ayırt etme yetisi kazandırır.

Eleştirel düşünmenin temelinde yatan merak; öğrenmenin ve gelişmenin kapılarını açan en temel faktördür çünkü merak eden bireyler, olaylara farklı açılardan bakarak analitik ve sorgulayıcı yönlerini ön plana çıkarırlar.

Dijital çağda yanlış bilgi, doğru bilgiden altı kat daha hızlı yayılabilmektedir.

Özellikle gençler, dijital dünyadaki yanlış bilgilere karşı savunmasız kalmaktadırlar. 14-17 yaş aralığındaki çocuklar, yapay zeka sayesinde yanlış bilgiyi doğru bilgiden  ayırt edemeyip yanlış bilgiyi hızla yaymaktadırlar bu yüzden dijital dünya, bu tür tehlikeleri de beraberinde getirmektedir. Bu tür durumların yaşanmaması adına eleştirel düşünme, dijital dünyada var olabilmek için vazgeçilmez bir beceri haline getirilmelidir.

Algıda seçicilik, bireylerin duydukları ve gördükleri arasında bilinçli seçimler yapmasını sağlayan en önemli süreçlerden biridir çünkü bu süreçte öz düzenleme, bireyin kendi davranışlarını kontrol etmesine yardımcı olmaktadır. Öz düzenleme sadece dikkat ve duygu kontrolü üzerinde olmayıp aynı zamanda dürtü kontrolü üzerinde de etkilidir. Dijital dünyanın sunduğu sınırsız bilgi, bireylerin öz düzenleme yetilerini zorlayıp dikkatlerinin dağılmasına yol açmaktadır.

Haliyle bu durumda bireylerin gerçeklikten uzaklaşıp duygusal odaklı davranmaları iç dünyalarında belli başlı sorunlar yaratabilmektir. Unutulmamalıdır ki dikkat, günümüzde en değerli noktalardan biri olarak kabul edilmelidir böylece çeldirici düşünceleri hayatımızdan çıkarmak dikkatimizi daha verimli kullanmamıza olanak sağlar.

Okullar, hayatın bir provası niteliğinde olduğundan öğrencilerin dikkat kapasiteleri sınırlı kalmaktadır. Bu nedenle, eğitim ortamlarının kişiselleştirilmiş ve işbirlikçi olması önemlidir.

Fiziksel ve dijital öğrenme ortamları birbirini tamamladığı taktirde öğrencilerin izleyerek ve yaparak öğrendikleri bir eğitim sistemi oluşturulabilir. Bu noktada, AR (artırılmış gerçeklik), VR (sanal gerçeklik) ve XR ( genişletilmiş gerçeklik) gibi teknolojiler, öğrenme deneyimini %70 oranında artırma potansiyeline sahiptir.

İnsan, yüz yüze ve göz göze etkileşim kurarak var olan bir varlıktır ancak dijital çağda bu tür etkileşimlerin azalması, bireylerin yalnız ve dijital olarak önemsiz hissetmelerine neden olabilir. Özellikle eşliksiz ekran kullanımı, çocuklar için ciddi tehlikeler yaratabilir. Çocuklar, dijital dünyada karşılaştıkları riskli durumlar nedeniyle savunmasız hale gelmektedir. Onay arama, fazla uyumlu olma ve düşük öz yeterlilik gibi faktörler, çocukları dijital dünyada risk altına sokar. Bu yüzden çocukların dijital dünyada nasıl hareket edeceği konusunda eğitilmeleri şarttır.

Teknoloji, tarihinde ilk kez kendi başına karar verip fikir üretebilen bir yapıya dönüşmüştür. Yapay zeka, yalnızca mevcut verileri işlemekle kalmaz, aynı zamanda yeni fikirler de ortaya koyabilir ancak bu yenilikler, etik prensipler çerçevesinde ele alınmalıdır. Etik, bireylerin ve toplumların sağlıklı bir şekilde var olabilmesi için hayati öneme sahiptir.

Dijital dünyada, bireylerin sağlıklı bir uyku düzenine sahip olmaları, fiziksel ve psikolojik iyi oluşlarına katkı sağlar. Dijital çağ, insanın hem fiziksel hem de zihinsel dünyasını dönüştürmektedir. Bu nedenle insanlar, eleştirel düşünme, merak ve öz düzenleme gibi becerileri geliştirmek zorundadır. İnternet, uçsuz bucaksız bir evrene dönüşmüş durumda ve bu evrende var olabilmek için bireylerin kendilerini sürekli güncellemesi ve yeni duruma uyum sağlaması gerekmektedir.

Sonuç olarak, dikkat, dijital çağda en değerli kaynaklardan biridir. Bu yüzden, çeldiricileri hayatımızdan çıkarmak ve dikkatimiz üzerinde daha fazla kontrol sağlamak büyük önem taşır. Bu süreçte, eleştirel düşünme ve etik prensipler, bireylerin dijital dünyada sağlıklı bir şekilde var olabilmesi için olmazsa olmazdır. Dijital dünya, fırsatlarla birlikte riskleri de getiren karmaşık bir ortamdır. Bu ortamda doğru bilgiye ulaşma, bilgiyi analiz etme ve etik davranma becerileri, bireylerin başarılı bir şekilde hayatta kalmalarını sağlayacaktır.