DON'TFOLLOWTHECROWD

 “Hayatta hiçbir şey esprisi yapılmayacak kadar ciddi değildir”

Yıllar önce İstanbul’da Üsküdar vapuruyla karşıya geçerken, vapurda karşımda oturan adamın okuduğu kitap arkasından okumuş ve gerçekten öyle midir? diye düşünmüştüm.

Bir yandan bunu söylerken diğer yandan hiçbir şeyin esprisi yapılamayacak bir ülkede ve bir zamanda sıkıyorsa espri yap diyor her şey.

İnsanlar rahat evlenemiyor, düğününü yapamıyor, sokakta yürürken gülmekten endişe ediyor. Nereye varacak daha ne kadar gerilip kasılacağız, daha ne kadar birbirimizin boğazına sarılıp soluksuz bırakacağız birbirimizi.

Seçim tarihi açıklansa her şey değişecek umudumu koruyorum. Elimde tutunabileceğim tek çıkar yol seçim.

Eli kanlı siyasetin sandığa giderken ellerini yıkayıp süslenip makyajlanıp sahneye çıkacağını düşünüyorum.

Dilini terbiye edip konuşmaya başlayacağını, şirin görünmek için kimisinin yine şiirler okuyacağını ötekinin esprilerle stand up gösterilerine soyunacağını biliyorum.

Sandık siyaset ehli için görücüye çıkmak gibidir. Seçmenin öyle uzun soluklu düşünüp karar vermesini beklemeyin. Bugün kimin sözü ve siyasetiyle kaç insanın öldüğü öldürüldüğünü çok çabuk unutur insanlar.

Daha şimdiden başladılar iyi de oldu başlamaları. Yoğun bir ölümlü hal alan savaşın dozu yoğunluğu gittikçe düşürülmeye barış mesajları vermeye başladılar.

Umarım bu mesajlar bir an evvel yerini bulur.

Öyle görülüyor ki Kasım ayının başında bizi bekleyen bir seçim var. Bu seçim neye çare kime derman olur bilinmez ama umuyorum ve bekliyorum ki savaştan barışa yaklaştırır biraz da olsa bize soluk aldırır.

Seçim sonuçlarına ilişkin ne olacağı, seçimin neyi, ne yönde değiştireceğine ilişkin bir öngörüde bulunmak, hangi partinin ne oranda oy alacağı, seçimin nasıl bir hükümet çıkaracağını söylemek için çok erken.

Doğmamış çocuğa don biçmek gibi olur.

Ama muhakkak ki başta iktidar partisi AKP olmak üzere bütün partiler hala sonuçlarının sancılarını yaşadığımız önceki seçimin taktik hatalarını yanlış aday tercihlerini gözden geçirip revize edecekler.

Bu revizyon seçmen nazarında yerini bulur mu bulmaz mı bilmiyorum ama biliyorum ki bugün olaylar ölümler son bulsa, seçmen bu ölümlerin sorumlularını cezalandırmayacak seçime son bir hafta kala TV ekranlarında politikacıların dolu dolu ağızlarla söyleyeceği yalanlara itibar eder ve tercihini bu yalanlar doğrultusunda verir.

Maalesef ki bu durum Türkiye’yi yönü bir haftada tayin edilebilecek bir ülke, vatandaşı da kısa süreli hafızanın kurbanı zavallılardan yapar. Ki kısa süreli hafıza kullanmak üzere bulundurulan bilgiyi saklar. Bu kısa süreli hafızanın yedi birimlik sözcük kapasitesi vardır ki o da partinin ismine ve sloganına yeter bir hafızadır.

Bundan gayrıya ihtiyacı yoktur seçmenin ki bunu her politikacı bilir ve bildiğinden hareketle yalanın dibine vurur.

Yakın zamanda sevdiğim güzel insan bana güzel bir tişört aldı. İlk kez üstü yazılı bir tişört giyecektim ama üstünde ne yazdığını bilmeden giymek olmazdı. Bildim ve giydim.

Don'tfollowthecrowd”