EĞİTİM ve ÖĞRETİM
- 24-09-2018 20:57
- 56
Yeni eğitim ve öğretim dönemi, anaokulu, ilk, orta ve lise eğitimi ile üniversitelerde kayıtlar yapılmış akademik dönem ve eğitim başlamış/başlamak üzeredir. Tüm eğitim emekçilerini, eğitim gören öğrenci ve velilerini kutlar hayırlara vesile olmasını dilerim.
Şunu baştan söyleyeyim ki ülkemizde özel eğitim kurumlarının varlığı, giderek eğitimde söz sahibi olmaları, devlet tarafından teşvik edilmesini, maddi ve manevi destek vermesini doğru bulmuyorum.
Eğitim ve öğretimin bedava olmasını, herkese eşit fırsat sunmasını, devlet eliyle olmasını ise doğru buluyor ve destekliyorum.
Bir ülkenin can damarını, o ülkenin eğitimi oluşturur. Toplum ile barışık, değer yargılara önem veren eğitim anlayışı üzerine inşa edilen öğretim, o ülkenin muasır medeniyetler seviyesine çıkmasını sağlar.
Eğitim ve öğretimin ahenk içinde olmaları kuşak çatışmasına meydan vermediği gibi o ülkenin kalkınması ve ekonomisi iyiye doğru gider.
Ailenin önemini, akraba bağlarını, komşuluk ilişkilerini, büyüğe saygıyı, küçüğe sevgiyi, gelenek, görenek, anane, dini değerleri ile insanları eğitmek kime ve ne zararları olur?
Müspet ilimi, teknolojik gelişmeleri, insanların hayatını kolaylaştıracak icat ve buluşları, çağdaş eğitimin gereği olan bilimsel çalışmaları insanlarımıza öğretmek de kime ve ne zararları olur?
Zi cenahey (iki tarafı keskin kılıç)dediğimiz eğitim ve öğretimi iyi ve uyum içinde olan ülkeler, geri kalmak gibi bir endişeleri olmadığı gibi iç hain diye bir endişeleri de olmaz.
Dinimizin çok önem verdiği ve Kur’an da İndirilen ilk ayetin “Oku” olması, “Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (Zumer 9), “Kör ile gören…”(Mü’min 58), “Düşünmezler mi?”, “Akıl almazlar mı?”, “İlim sahiplerine…”, “…Allah’a karşı kulları içinde alim olanlar derin saygı duyarlar” (Fatır 28) ve benzeri ayetler, Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellemin:
“Kim ilim tahsil etmek için bir yola girerse Allah o kişiye cennetin yolunu kolaylaştırır.” (Müslim, Buhari) “İlim öğrenmek kadın ve erkek üzerine farzdır.”, “İlim Çin de bile olsa gidiniz”, “Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz.”, “Alimin uykusu cahilin (nafile) ibadetinden hayırlıdır.”, “Hikmet (İlim) Müslüman’ın kayıp malıdır. Nerede bulursa alsın”. Ve daha nice hadisler.
Dinimizin bu kadar önem verdiği eğitim ve öğretim diğer Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkeleri bir kenara bırakırsak ülkemizde içler acısı durumdadır.
Her sene sil baştan programlar, değişen müfredatlar, sınav sistemleri, eğitimin kuşaklar çatışmasına yol açması, başarısızlık… Sıkıntıların bir kısmıdır.
Eğitim ve öğretimin devlet tarafından, herkese, her kesime eşit biçimde ve bedava olması gerekir. Devletin özel sektöre izin verilmesini, teşvik etmesini, desteklemesini, yetimin de hakkı olan hazineden de yardım etmesini doğru bulmuyorum.
Yeni bir yer yerleşime açılırken yapılan planlamada arsaların %35-40 kadarını, imara açılan bölgede; yol, okul, cami, yeşil alan… Yapılsın diye devlete verilir.
Maalesef alınan bu arsa payının ne kadar tolum yararına kullanıldığı bilinmemekle beraber toplumun cam damarını oluşturan eğitim ve öğretim için yeterli okulların olmadığıdır.
Diyarbakır gibi bir ilde mantar gibi biten özel okullar, zengin ve imkanı olanlara olanaklar sunarken, fakır olan öğrencileri çileli bir eğitim beklemektedir.
Eğitimin özel kurumlar tarafından teşvik verilerek verilmeye çalışılması, devlet okullarının fiziki şartlarının birçok bölgede eksik olması, yeterli desteği almaması yanlışların en büyüğüdür.
Milli eğitim denildiğine göre, ismini telaffuzdan zorlandığım yabancı isimli yüzlerce ilk, orta, lise okullarının varlığı, teşvik edilmesi de neyin nesi?
Yol, köprü, havalimanları ve daha nice yatırımlardan daha önemli olan eğitim ve öğretim milli ve manevi bir şuurla ele alınmalı, özel okullar devlete devir edilmeli ve herkese bedava eşit koşullarda olmalıdır.