EVLİLİK VE TOPLUM

Evlenmek; Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in müekked sünnetti olup ihtiyaç halinde vacip hatta farz diyen alimler de vardır.
İnsanların fıtrî ihtiyacı olan cinsel arzunun helal dairesinde giderilmesi, dinin uygun gördüğü nikah ile mümkündür.
Neslin devamı, veraset hukuku, anne ve baba olma arzularına kavuşmanın sağlıklı yolu da budur.
İslamiyet nikâhsız cinsi ilişki ile beraber "zinaya yaklaşmayın" emriyle de zinaya gidilen tüm yolları yasaklamıştır.
İsra suresi 32: "Zinaya yaklaşmayın! Çünkü o hayasızlıktır, çok kötü bir yoldur."
Ancak evlilik niyetiyle, belli kaideler doğrultusunda görüşme yapmaları bu yasaktan muaf edilmiştir.
Zinaya tevessül eden bekarlara "had" ve evlilere "recim" cezası ile daha ağır ceza verilmiştir.
Nur suresi 2: "Zina eden kadın ile zina eden erkeğin her birine yüz sopa vurun. Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın dinini uygulama hususunda o ikisine karşı merhamet duygusuna kapılmayın. Müminlerden bir gurup da onlara uygulanan cezaya tanık olsun. "
Özellikle evlilik sonrası erkeklerin başka kadınlara ilgi ve alakasının kesmesi, eşine sadakati için bu cezalar elzemdir.
Zinaya giden yollar kapatıldığında, evlilik teşvik edildiğinde bu cezalara pek gerek de kalmadığıdır.
Cahiliye Aralarında yaygın olan zina İslamiyet’in yaygınlaşmasıyla bitme noktasına gelmiş bu cezalar çok az uygulanmıştır.
Toplumun varlığı ve güçlenmesi onu teşkil eden bireylerin bir birleriyle sağlıklı ilişkiler içerisinde olmasıyla mümkündür.
Bu ilişkilerin güçlü olması içinde; örf, anane, kültür, gelenek, din... Toplumda genel kabul görmesi gerekir.
Toplumun temelini oluşturan aile ve aileyi teşkil eden karı-koca da aralarında fıtrata uygun birliktelik olmalıdır. 
Güçlü devlet, güçlü topluluklara oluşur. Güçlü topluluklarda güçlü aileye bağlıdır. Güçlü ailede, çekirdek dediğimiz eşlerin bir birine sadakat ve sevgileriyle mümkündür.
Zincirin halkalarına benzeyen bu durum güçlü toplum için elzem olan temel kurallardır.
Selam ve dua ile...