GERÇEK BİR BAYRAM İÇİN

Bir Ramazan ayını ve Bayramı daha sonlandırdık. Gereğince faydalandık mı? bilemiyorum.  İnsan ömrü sınırlı ve kısa olduğu için; bir sonraki Ramazan ayı herkese nasip olmayacaktır. Dolayısıyla İnsan, içinde bulunduğu Ramazan ayını iyi değerlendirmelidir. Fırsatlar her zaman ele geçmez. Ramazan ayı da, Müslümanlar için bir fırsattır. Müslümanların günahlardan arınması ve kendini bulması için bir fırsattır.

Netice itibari ile Ramazan bitti. Ramazanı değerlendiren karlı çıktı.  Değerlendiremeyen için ise “İnşallah değerlendirebileceği fırsatlar önüne çıkar.” demekten başka bir şey kalmıyor.

            Bu Bayram gerçek bir Bayramı çağrıştırmıyor. Bayram hissi verecek bir Bayram için öncellikle Yeryüzünde zulme uğrayan Müslümanların çilesinin bitmesi gerekiyor. ”Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir.” Hadisi Şerif’ini sıkça dile getiriyoruz. O halde kardeşi zulüm gören bir Müslüman, nasıl Bayram edebilir? Bir Müslüman; Evi yıkılmış, çoluk çocuğu katledilmiş Müslüman kardeşini düşündükçe; rahat edebilir mi?

            Gerçek bir Bayram için Müslüman coğrafyasının huzur bulması lazım. Kardeşin kardeşi öldürdüğü fitne, devam ettikçe gerçek bayramlar yaşanılamaz. Bu amaçla, Zillet ve gaflet bataklığına düşmüş yöneticilerin uyanması veya uyandırılması bir aşamadır. Ancak esas olan Müslüman Kimliğini taşıyanların, bu gafletten uyanmasıdır.

            Bayramları bayram yapan bilinçtir. Bilinçli insanların artması ve çaba göstermesi ile gerçek Bayramlar gelir. Ramazan bitti ve ertesinde bayram geldi; ama sıkıntılar devam ediyor. Peki, bayramı bayram yapan etkenler var mı? Bugün Müslüman kardeşine zulmü yapanları görmeyen, hissetmeyen bir Müslüman, düşünülebilir mi? Eğer hissetmiyorsa o zaman onun için “Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez” Hadisi şerifi anlamsızdır. Peygamberimiz zamanında yaşanan Ensar ve Muhacir arasındaki kardeşlik de, ona bir şey ifade etmez.

            Müslümanlık sözde değil özde ise bugün Filistin’de bombalar altında yaşam mücadelesi veren, zulüm altında ezilen, hunharca katledilen Müslümanlar düşünülmeli. Onlar için bir şey yapmak endişesini taşımıyorsak, Ramazanı gereğince yaşamış olabilir miyiz?  Yeryüzünde sıkıntı gören, zulme uğrayan, öldürülen, yurtlarından çıkarılan, aç ve susuz bırakılan Müslümanların derdine derman olmadan; Ramazan’da sadece aç kalmakla ve bitince “Çok şükür bu Ramazanı da bitirdik” demek yeterli midir?

            Müslüman, kardeşlerine zulüm yapanları nasıl durdurabilirim endişesi taşımıyorsa bana göre şeklen bir bayram yaşar. Zaten kardeşini katleden Siyonist İsrail’in mallarını, markalarını almaya devam edip “Ne yapayım en iyi mallar ve markalar İsrail malları?” diyen bir Müslüman’a siz neyi nasıl anlatabilirsiniz?  Empati kuran bir kişi, bu sözleri söyleyebilir mi? Çocuğu gözleri önünde paramparça olmuş biri bu sözleri söyleyebilir mi?