GÜZEL SON VE GÜZEL UMUTLAR
- 19-12-2016 23:58
- 32
Petrolspor, kendi saha ve seyircisi önünde grup sonuncusu Kırıkkalespor'u 3-2 yendi ve sezonun ilk yarısını kapattı.
Maçı izleyemeyenler eminim rakipten dolayı çok kolay bir karşılaşma ve rahat bir galibiyet alınmıştır diye düşünmüş olabilirler. Hatta maç öncesi tribünlerde etrafımdakilere de benzer bir düşünce ile ben yaklaştım. Ancak beklenilen olmadı ve bu soğuk havalarda bize sıcak ter döktürten bir performansla maçı sonradan çeviren bir Petrolspor vardı.
Sezon başından beri kaleme aldığım takımımızı her platformda iyi top oynadığını ve şansız puan kayıpları nedeniyle puan sıralamasında bu durumda olduğunu dile getiren birisiydim. Ama ne hikmet ise sezonun başından beri bu kadar dağınık ve oyun disiplininden uzak bir takım görmedim. Bakın altını çizere belirtiyorum. Kötü futbol oynamak, gününde olmamak ayrı, dağınık top oynayan ve deli danalar gibi rakibe saldıran bir takım görmek ayrı. Kırıkkalespor karşısında oynanan futbolun resmi aynen buydu. Allah'tan galibiyet geldi de rahat nefes aldık. Zira tribünler dahil herkes gergin ve stresliydi. Futbolcuların özellikle ilk yarıdaki oyun anlayışları saç baş yoldurdu. Takım halinde saldıran ama son toplarda başarısız olununca, kaptırılan her topta kalesinde kontra ile pozisyon gören Petrolspor vardı. Özellikle en güvendiğim isimlerin başında gelen Atilla'nın, ilk yarıda yenilen iki golün de kendi kanadından olması beni çok şaşırttı. Bunun yanı sıra kaleci Gökhan'ın kendisine yakışmayan performansı. Çıkması gereken toplara çıkmaması ve özellikle gol pozisyonlarındaki acizliği. Orta alanın, savunma ve hücum hattı arasındaki bağın kopması ve yok oluşu. ''Hiç mi iyi oynayan yoktu?'' diye soran varsa elbette vardı diyeceğim. Takımı da onlar ayakta tuttu zaten. Özellikle Ramazan Kaya'nın performansı parmak ısırttı. Kaptığı toplar ve mücadelesi takdire şayandı. Bu hafta sağ açıkta kendine yer bulan Osman Doğru üstüne düşeni yaptı. Burak Seres özellikle 2.yarıdaki performansı ve bulduğu gollerle yıldızlaşan diğer isimdi. Aslında ne olduysa her şey devre arasında oldu. Tarık hoca ve ekibi soyunma odasında nasıl direktifler yağdırdı oyunculara bilmiyorum ama 2.yarı takım kazanmak için her şeyini ortaya koydu. Atilla toparlandı ve oyuna etkisini gösterdi. Kaleci Gökhan kritik kurtarışlar ve yerinde çıkışlar yaparak ben buyum dedirtti. Artan heyecan ve stres ile birlikte takım halinde saldıran temsilcimiz iki defa geriye düştüğü maçı 3-2 kazanmasını bildi. Bu sonuçla ilk yarıyı 22 puanla ve 10.sırada kapattık.
***
Geçen hafta Yomraspor karşısında kaybedilen şaşırtıcı puan kaybından sonra bu hafta bu maç kaybedilmezdi. Zor da olsa kazanıldı ama takımdaki eksiklikler gün gibi ortada. Başta Forvet oyuncusu eksikliği ile birlikte bir kaç mevkiye de transferin şart olduğu ortada. Yönetimin ve Teknik heyetin bunun farkında olduğunu biliyorum. Çalışmalara haftalar öncesinden başlanıldığını duydum. Bizde ilerleyen günlerde takım için gereken reçeteyi konu alacak bir yazı ile naçizane görüşümüzü bu köşede bildirerek katkımızı sunacağız. Sezonun 2.yarısına kaliteli transferler ile güzel bir giriş yapacağımızı ve yukarıları hedefleyen bir takım olacağımızı umut ediyorum. Yarı devre biterken gözlemlerime takılan ve yazımda her zaman dile getirdiğim fedakar taraftarı yine tebrik etmek istiyorum. Yağmur, çamur ve soğuk hava demeden gönülden bağlı oldukları takımlarını biran olsun yalnız bırakmadılar. Efendilikleri ve centilmenlikleriyle de bu sezona ayrıca damgalarını vurdular. Bu vesile ile başta Yarasalar'ı ve diğer taraftarlarımızı tebrik ediyorum. Bir tebriki de bence Sayın Valimiz Ahmet Deniz fazlası ile hakediyor. Sezon başından beri maçları kaçırmayan ve tribünlerdeki samimi duyguları ile takıma büyük güç veren isim oldu. Kendisinin de katkılarıyla transfer dönemini güzel geçireceğimizden eminim. Her zaman derim; Vali, Yönetim, Futbolcular ve taraftar birlikteliğine bir de şehrin gücü eklendimi 2.yarıya hayalini kurduğumuz yerlerde olmamamız için bir sebep yok.