HAKKINI VEREBİLDİĞİMİZ RAMAZAN’LARA

Onbir Ayın Sultanı diye tabir etiğimiz Ramazan Ayındayız. Bu ay, Kur'an'ın indirilmeye başlandığı Kadir Gecesi'ni içinde barındırır.

Bu sebeple İslam dini açısından kutsal sayılmıştır.

Tüm dinlerin bir ibadet şekli vardır. İslam dininin temel ibadetlerinden biri olan oruç, bu ay içinde tutulur.

Allah’a ibadet etmek amacıyla belli bir süre için yeme, içme ve benzeri dünya zevklerinden kendini alıkoymak için tutulur oruç.

Yani kuru kuru bedeni aç bırakmak değildir.

Mideni, aklını, gözünü, kulağını kısacası tüm ruhunu arındırmak için sana verilen bir fırsattır. Nefsimizi terbiye edebileceğimiz bir aydır.

Her dinde olduğu gibi İslam Dininde de ibadetler önemlidir. 

İbadetlerimizden biri olan oruç tutmanın tıbben de vücudumuz için faydaları kanıtlanmıştır

Kendimizden bile yola çıkabiliriz. Ramazan Ayının yaza denk gelmesiyle her yıl zorlanacağımı düşünerek niyet ederim. Oysaki Ramazan Ayının sonunda dinlenmiş bir mideye sahip olduğumu görürüm.

Buraya kadar her şey güzel, Ramazan’ın neden kıymetli olduğu anlayabiliyoruz.

Ama toplum olarak Ramazan’ın hakkını vermiyoruz.

Oruç tutmanın aç kalmak olmadığını, aç olanı anlayabilmek için yapıldığını kabul ediyoruz. Ama tutuğumuz oruçla bırakın aç olanı anlamayı, israf sofraları yaratarak oruç tutmayı amacından ancak bu kadar uzaklaştırabiliriz.

İbadet önemli ama yapma şekli çok daha önemli.

İslam dini akıl dinidir. Akıldan uzaklaştığınız sürece İslam’dan da uzaklaşırsınız.

Bizler Ramazan Ay’ında TV’lerde ilginç sorularla karşılaşmaya alıştık.

Bizler de her Ramazan saatlerce ekranda yer alan programlarda “göz damlası orucumu bozar mı? sigara dumanından orucum bozulur mu?” vb gibi absürt sorular sorulduğunu izliyoruz.  Bazen bunu da kendin düşünüp algılayamıyorsan “tutmayıver, sana farz değil” diyesim geliyor.

Diyemiyorsun tabi, kanalı değiştirmek en doğru hareket oluyor.

Hocaların da o soruyu dünyayı kurtaracakmış edasıyla cevaplaması takdire şayan bir görüntü oluşturuyor!

Aslında ibadetlerin nasıl yapılması gerektiğinin anlaşılmasının zor bir matematiği yok. 

Biraz okuduğunda, biraz düşünme yeteneğini kullandığında kendin de gayet rahat cevaplayabilirsin.

Eğer bu aya On Bir Ayın Sultanı diyorsak kendi inancımız gereği On Bir Ayın en değerlisi olarak görüyorsak, yaptığımız ibadetlerin hakkını vererek yaşayalım. Ama sadece ibadetlerle değil, davranışlarımızla, hayattaki duruşumuzla, dürüstlüğümüz ve sözümüzün eri oluşumuzla kendimizi gösterelim.

Bu ibadetler bizlerin görevi, yapıp yapmamak tercih meselesi.

Bizler ibadetlerimizi yaptığımız için kanatlanıp uçmayacağız ya da cennettin tapusunu üzerimize almış olmayacağız. 

Yapmayandan kendimizi üstün görme hakkına da sahip değiliz. 

Nefsimize hâkim olabildiğimiz sürece doğru şekilde yapmaya çalışmak yeterli. 

Onun dışında ibadetlerin yanında çok daha önemli olan adalet, vicdan, dürüstlük kavramlarını hayatımızda yer edinip gerçek bir Müslüman’da olması gereken davranışları taşımak çok daha önemli.

Adaletin, eşitliğin,  dürüstlüğün varolduğu, İslam’ın gerçek anlamını kavrayabildiğimiz nice Ramazanlar dileğiyle…