HALEPÇE’NİN ACISI YÜREKLERDE HİÇ DİNMEYECEK

İnsanlık tarihinde en son büyük vahşet, bundan 33 yıl önce Halepçe’de yaşandı. 
Halepçe katliamı, Hiroşima ve Nagazaki'den sonra en büyük katliamdır.
Dünyadaki tüm zalimlerin kini ve nefreti, baharın ilk günlerinde Halepçe’de kusmuştu.
Acının ve ölümün coğrafyasında 33 yıldır her sene bu gün tekrar ölüyor Kürtler.
Çocuklar, kadınlar, yaşlılar, savunmasız binlerce insan kimyasal silahlarla topluca katledildi.
Zalimler, kadın ve çocuk dinlemedi.
16 Mart 1988’de dönemin Irak Cumhurbaşkanı Saddam Hüseyin’in emriyle Irak’ın kuzeydoğusunda bulunan Halepçe kasabası ve çevre köylere kimyasal silah saldırısı düzenlendi.
Diktatör Saddam’ın uyguladığı Enfal soykırım planı kapsamında Halepçe’deki kimyasal saldırıda binlerce insan yaşamını yitirdi.
3 yıl süren Enfal operasyonunda 2 milyonu aşkın insan, planlı bir şekilde katledildi.  
Kürtlerin Irak topraklarında canice öldürülerek katledilmesine başta İslam ülkeleri olmak üzere bütün dünya seyirci kaldı.
Elma kokusu sanıp tedbir almayan kadın ve çocuk binlerce masum Halepçeli Kürt,  acımasızca katledildi.
Halepçe katliamından iki gün sonra toplanan İslam Konferansı Örgütü, Libya Lideri Muammer Kaddafi’nin katliamı kınama önerisini kabul görmemişti.
Bunca vahşete, katliama ve acıya bir kınamayı bile çok görmüştü İslam Ülkeleri Liderleri.
O dönem Müslüman devletler, tüm insanlık tarihinin en korkunç soykırımına adeta seyirci kaldı.
Tüm dünya ülkeleri gibi komşu ülkelerde de Müslümanlar, vahşi katliama kör ve sağır kaldı.
Saddam'ın bu operasyon için seçtiği isim ise Kuran’daki ganimet suresi Enfal idi.
Halepçe’de katledilen Kürtlerin ölümü, inançları ile bir nevi meşrulaştırıldı.
Buna bile o dönem Müslümanlar sessiz ve tepkisiz kaldı.
Bu yüzden boşuna ‘İslam ümmetinin yetimi’ denilmemiş Kürtlere.
bu yüzden Halepçe, hiçbir zaman kapanmayacak, acısı dinmeyecek ve hep kanayan derin bir yaradır tüm Kürtlerin yüreğinde.
O katliamın baş aktörü olan diktatör Saddam Hüseyin'in tek başına idamı, elbette bu acıyı dindiremez.
Bu katliamda kullanılan silahları Saddam diktatörüne temin edenler, seyirci ve sessiz kalanlar, emirlerini hiç düşünmeden yerine getirenlerin hepsi bu suça ortaktır.
Hem sadece Kürtler için değil, dünyadaki bütün mazlumlara karşı bu tarz katliamların yaşanmaması için de bu acıyı unutturmamak ve sürekli lanetlemek gerekir.
Günümüzde halen masumların katili Saddam Hüseyin zihniyetinde olan ve sözde İslam adına Ortadoğu Coğrafyasında katliamlarda bulunanlar var.
Aradan 33 yıl geçmesine rağmen halen Ortadoğu Coğrafyasında katliamlar ve zülüm devam ediyor.
Bir daha Halepçe’ler yaşanmaması için zülüm ve şiddet kimden gelirse gelsin kabul etmemek gerekir.