HAYAT ÖPÜCÜĞÜ
- 08-10-2015 20:31
- 12372
Haftalardır alınan kötü sonuçlardan sonra sıkıntılı günler yaşayan ve bu yüzden ligde nefes almakta zorlanan Petrolspor’da Çorumspor maçının akıbeti merakla bekleniyordu.
Ya bu maçı alacak rahatlayacak ya da kötü gidişata biat edip hedefinden uzaklaşacaktı.
Maç öncesi yorumlara bakıldığında da çok iyimser düşüncelerin olduğu söylenemez.
Form düşüklüğü yaşayan futbolcular ve bundan dolayı oynanan kötü futbol ve neticesinde alınan kötü sonuçlar elbette buna sebepti.
Her nedense bende de bu hafta tam tersine bu maçı alırız düşüncesi hakimdi.
Hatta karşılaşmayı gazetemizin yazarı, spor adamı Mehmet Boğa ile birlikte izlerken de aynı düşüncelerimi dile getirdim.
Bendeki bu olumlu fikrin sebebi, hafta arasında yaşanan bazı güzel anlar olsa gerek. Petrolspor’un taraftar grubu Yarasalar’ın takımın idmanına baklavalı ziyaret gerçekleştirerek büyük destek vermeleri ve bu jestten dolayı futbolcuların moral depolamaları güzeldi.
Ayrıca Teknik Direktör Orhan Kapucu hocanın “geçen hafta iş kazası yaşadık, bu hafta telafisini yapacağız” derken gözlerindeki kararlığı görüşüm, böyle pozitif düşünmeme sebep oldu diyebiliriz.
Bu düşünceler ışığında stattaki yerimizi aldık. Temsilcimize güvensek de yine içimizdeki heyecanı gizleyemiyorduk.
Nasıl gizleyelim ki! Takım maçın ilk yarısında sahada varlık gösteremiyordu.
Kapalı hava, rüzgar ve sonrasında yağan yağmurla birlikte iki takımda sahada el ile tutulur bir oyun sergilemiyordu.
Rüzgâra karşı oynayan Petrolspor’da bu devre eleştiri yapacağımız bir futbolcu yoktu zira takım halinde kötü oyun sergileniyordu.
***
Gözler ikinci yarıya çevrildiğinde taraftarının da desteğini arkasına alan temsilcimiz daha derli toplu bir futbol ortaya koymaya başlıyordu.
Özellikle savunmadan Aykut’un ileri çıkışları ile ivme kazanan oyunda tek sıkıntı haftalardır formsuzluğu devam eden Sabahattin Usta’nın oyunda olmaması.
Top alan, çalım atan, müthiş paslar veren, kaleye müthiş toplar gönderen Sabahattin’den çok uzakta biri vardı sahada.
Çıkmasını çok istemediğim Usta’yı, Orhan Hoca oyundan alarak yerine Mehmet Yılmaz’ı aldı.
Bu değişlikten sonra hareketlenen futbola çok iyi paslaşmalarda eklenince ataklarımız arttı. Dakikalar Batman plakasını yani 72’yi gösterdiğinde Samet’in soldan içeriye ara pasında sahneye Fazlı çıkıyor ve heyecanla beklediğimiz golü atıyordu.
Futbolcular ve tüm stat büyük sevinç yaşıyordu. Gol sonrası kısa süreli bir gerginlik bu sevincimize azcıkta olsa gölge düşürdü.
Sebebi ise şuydu: taraftarlar, Fazlı aleyhine tezahüratlar yaptı. Gol sonrası da Fazlı’nın tribünlere gelerek “sus” işareti yapması seyircilerin tepkisine neden oldu.
Hatta bir ara ben de tepki gösterince bir arkadaş “Abe niye öyle diyorsun Fazlı’nın ne suçu var” diyerek çıkıştı.
Fazlı attığı gol ile taraftara gereken cevabı verdi zaten. Gol sonrası o hareketi haklı da olsa “yapmasına gerek yoktu” dedim.
Yağmur çamur demeden boğazları yırtılıncaya kadar bağıran ve takımlarının kazanması için desteklerini esirgemeyen taraftarın bazı tepkilerini maruz görmek gerekir diye devam ettim.
Neyse bu kısa süreli olumsuz havadan sonra dakikalar yavaş yavaş eriyordu.
Skoru korumaya yönelik oyun sergileyerek oyunu orta sahaya yığdık.
Tam maç bitti derken oyuna girdikten sonra iyi işler yapan Mehmet Yılmaz hiç beklenmedik bir mesafeden kaleye şutu göndererek maçın skorunu belirledi.
Yağmur sonrası açılan havayla gelen güzel galibiyet. Bu galibiyet nefes darlığı çektiğimiz haftalar sonundaki Hayat Öpücüğü.
Yazın yağan yağmur, kışın açan güneş gibi. Çok iyi geldi çok. Hedefimizden uzaklaşmamak adına önemli bu zafer, artık çıkışımız olsun.
Haftaya 24 Erzincanspor deplasmanında mutlak galibiyet bekliyoruz.
Bu deplasmana gitmek isteyen yürekli Batman taraftarı da yönetimden araç talebinde bulunuyor. Umarım gereken olumlu cevabı alırlar. Çünkü eminim onların bu ateşi Erzincan’ı yakar.