HAYRETİMİ ARTTIR RABBİM

Küçük Moiz ilkokul çağına gelmiş, okulda ilk günün akşamı eve dönmüş.

Annesi: Oğlum öğretmenin bu gün neler anlattı size bakayım? diye sormuş.

Moiz: Anne, Musa diye bir adam varmış, bir gün Ramses diye biriyle kapışmış, Musa adamlarını alıp kaçmaya başlamış. Kaçmışlar, kaçmışlar bir nehrin kenarına gelmişler.

Arkadan Ramses’in ordusu geliyormuş.

Musa hemen cep telefonundan Mossad, CIA, Ordu, vs.. herkesi aramış. Hemen helikopterlerle askerler gelmiş, nehrin üzerine bir köprü yapmışlar. Musa ve adamları geçmiş.

Ramses’in adamları köprüye girerken savaş uçakları gelmiş, köprüyü bombalamış, hepsi suya düşüp boğulmuş…”

Diye anlatırken, Anne: İnanamıyorum !.. Öğretmenin cidden böyle mi anlattı ?” demiş.

Oğlan da: Yaw Anne, ben sana öğretmenin anlattığı şekliyle anlatsam hiç inanmazsın..

Diye cevaplamış annesini.

Sevdiğim abimin paylaştığı fıkra çok hoşuma gidince sizinle paylaşmak istedim tabi bu alelade bir fıkra değil. Aslında halimizi hicveden bir fıkra.

Öyle ki yeni nesilde artık çok farklı bir bakış açısı gelişiyor bunun elbette ki olumlu tarafları varken olumsuz tarafları da var.

Her şeyi günümüz koşullarındaki olanaklarla izah etmeye ve anlamaya çalışan bir yaklaşım kaçınılmaz olarak bütün gençlerin bakma ve görme biçimini şekillendiriyor. Bu bakış açısı ile görme biçimleri bazen biz önceki kuşak mensuplarını şaşırtıp tebessüm ettirirken bizden de önceki kuşak mensupları için yalın bir aklın ve mantığın küstahlığı gibi okunabiliyor.

Kaç yüzyıl önce olanları, mucize tanımı içerisinde değerlendirirken şaşırıp hayretlere düştüğümüz kimi mucizeleri üstümüzde taşıyıp yaşamımızın bir parçası kıldığımızdan beri hayalin ve düşüncenin sınırları ortadan kalktı.

Ne kaldı diye düşünmeyin, ne oldu ki daha diye düşünün bu yaklaşım ve düşünce tarzı sizin sınıfınızı ve hatta yaşınızı değiştirecektir.

Önünüze konanın, anlamaya ve anlatmaya yetmediğini, yetmeyeceğini her gün bir önceki güne bakarak görebilirsiniz.

Mucizeler mi? Siz inanmaya devam edin ama unutmayın sizin mucizeleriniz yarının mantıklı ve akılcı gerçeklerine döndüğünde onların da mucizeleri aynı akıbeti yaşayacaktır. Bu mucizelere inanmaktan vaz mı geçirmeli bizi hayır aksine hayatın bütün gerçekliğiyle muazzam bir mucize olduğu inancına taşımalıdır.

Eskiden beri çok sevdiğim ve hayatım her evresinde devamlı tekrarladığım bir duam vardır: Rabbim hayretimi arttır.

Hayret etmek, hayreti dilemek, dinamik açık gören ve düşünen bir zihnin yansımasıdır. Yaşayan bir aklın hala atan bir kalbin ifadesidir.