Hiç kimse halinden memnun değil…

Hiç kimse halinden memnun değil…

Çarşı pazarda yerli ürün bolluğu yaşanıyor.

İncir ve üzüm de tezgâhlarda yerini almaya başladı.

Midyat ve cefan kavunlarının kokusu çarşı pazarı sardı.

Sason çileğinin birinci ürün hasadı bitti, ikinci ürün Eylül başında çıkacak.

Sonbaharda ceviz ve fıstık hasadı başlayacak.

Fıstık ve cevizde, dolunun vurmadığı bölgelerde verimin yüksek olması bekleniyor.

Patlıcan, biber ve domateste bu sene verim düşük de olsa, genel olarak üretici verimden yana şikâyetçi değil.

Batman’da Haziran ayından Ekim ayına kadar ki 5 aylık süreç, çiftçinin hasat dönemidir.

Bu dönem çiftçinin bir yıllık emeğinin karşılığını alma vaktidir.

Batman’da üretici, ürününden elde ettiği gelire göre memnun olabiliyor.

Çiftçi bin bir emek ve masrafın ardından ürettiği ürünün karşılığımı alamayınca mutsuz oluyor tabi.

Batmanlı çiftçiler bu sene genel olarak fiyat noktasında durumlarından memnun görünmüyor.

Çünkü ürünlerini hak ettikleri fiyata satamıyorlar.

Tahılda da öyleydi.

Buğday, arpa ve mercimek ya yarı fiyatına gitti ya da elde kaldı.

Çiftçin; hububatçının, pazarcının, marketçinin ayağına getirdiği ürüne tezgâhtaki fiyatın üçte biri kadar ücret teklif ediliyor.

Bu duruma tepki gösteren bir çiftçi, geçen hafta ürününü Batman sokaklarında vatandaşa ücretsiz dağıttı.

Şehmus Tatlı, bağ, bahçe ve bostan işlerinde üretim yapan bir çiftçi.

Bahçesindeki, incir, sumak, üzüm, ceviz, fıstık üretiminin yanı sıra 30 dönümlük alana her sene kavun ekiyor.

Bahçe ve tarlada gübre ve kimyasal ilaç kullanmadan ürettiği ürünleri pazarcı esnafına satıyor.

Bu senede ilk hasadı sebze ve meyveleri toplayarak çarşının yolunu tuttu.

“Bir ton kadar lezzetli cefan kavununu iyi bir paraya satarım, ilk etapta bir senelik masraflarının bir kısmını çıkarırım” diye düşünüyordu.

Tezgâhta 15 ile 20 bin lira arasında fiyatı değişen kavuna pazarcılar ve marketler 5 bin lira fiyat biçiyordu.

Bir ton kavuniçin 5 en çok 6 bin lira para teklif edildi.

Tezgâhta perakende olarak kilosu 15 ile 20 lira arasında satılırken, kamyonet kasasında toptan fiyatına kilosuna en çok 6 bin lira fiyat biçiliyordu.                                                                                                                             

Oysa sadece kavunların toplanması ve kamyonetle pazara taşınması için kendi emeği hariç işçilik parası için Bin lira, kamyonet parası için Bin lira olmak üzere günlük 2 bin lira ödeme yapmıştı.

Çift sürme, çapa ve bakım için verdiği para da nereden basan 10 bin lirayı bulmuştu.

30 dönüm arazi kendisinin değilse, kiralama ücreti de en az 30–40 bin liradır.

Hadi 5 ton kavun satsın, etti mi 20 bin lira.

Bu durumda nerede kaldı çiftçinin kazancı?

Bu adaletsizliğe isyan eden çiftçi Şehmus Tatlı, Batman’da yoksul ailelerin bulunduğu mahalleri dolaşarak kavunları ücretsiz dağıttı.

Duruma isyan etmekte haksız da sayılmaz yani.

Hiçbir dönem tarlada ve tezgâhta ürünlerin fiyat farkı bu kadar açılmamıştı.

Burada mağdur olan sadece çiftçi değil elbette; tüketici de mağdur.

Çünkü vatandaş, bir ürünün tarladaki fiyatının iki katını tezgâhta ödemek zorunda kalıyor.

Pazarcıya ve marketçiye sorsan, onlar da kendi hallerinden memnun değil.

 

Sıradan bir çalışanın aylık maaş, sigorta, yemek, ulaşım bedeli derken günlüğü bin liraya geliyor.

Bir esnafın ev geçimi, kira, elektrik vergi yükünü de ekledin mi en küçük işyerinin en azından günde 3 bin lira kazanması gerekir.

Tabi her iş yeri kavun karpuz satmıyor, kâr oranı %10 olan ürünler de satıyor.

Bir esnaf 3 bin lira kâr edebilmesi için günlük 8 bin lira dolayında satış yapmak zorunda.

Anlayacağınız üreticinin de, tüketicinin de, esnafın da memnun olmadığı bir dönemden geçiyoruz.

Bu noktaya gelmesinin temel sebebi özelikle akaryakıt fiyatlarının artması, Türk Lirasının altın ve döviz karşısında değer kaybetmesi, enflasyonun arması ve maliyetlerin artmasıdır.

Batmanlı Hemşerimiz Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek her ne kadar, enflasyonun yılın ikinci yarısından itibaren yıllık bazda düşmeye başlayacağına işaret etse de pazarda ve çarşıda bunun işaretleri ve etkisi henüz kendini göstermiş değil.

Mevcut şartlarda ekonomideki sıkıntılar yüzünden hiç kimse halinden memnun değil.

Piyasada ekonomik istikrarın oluşması için acil eylem planlarına ihtiyaç var.

Sayın Şimşek her ne kadar ‘enflasyon yılın ikinci yarısında düşecek’ diyorsa da piyasadaki durum bunu göstermiyor.

Her gün zam üstüne zam geliyor.

Tezgah ve reyonlardaki ürünlerin fiyatlarını gösteren etiketler, sürekli yükseliyor.

Piyasa da enflasyonun düşmesi için bir fiyat istikrarı görünmüyor.

Sayın Bakan enflasyonun düşeceğini söylüyor ama piyasalardaki istikrarsızlık buna izin vermiyor.

Bu tablo karşısında elbette sadece üretici ve çiftçi değil esnaf ve tüketici de halinden memnun olamıyor.