Hırsızlık toplumun düzenini bozan
- 05-07-2024 12:46
- 172
“Ey iman edenler! Birbirinizin mallarını haksız yollarla yemeyin; ancak, karşılıklı anlaşmaya dayalı bir alışveriş, meşru yollarla elde ettiğiniz kazançlar hariç.
Her kim düşmanca duygularının esiri olup böyle bir zulüm işleyecek olursa, onu cehenneme atacağız! Bu, Allah’a göre çok kolaydır. O hâlde, hiç kimseye zulüm ve haksızlık etmeyin.” Diye buyurmaktadır yüce Allah. (Nisa.29.30)
Değerli Okurlar, bu yazımızda milletin adeta başına bir kâbus gibi çöken ve bir türlü tedbiri alınmayan ve alınamayan hırsızlardan ve hırsızlıklardan söz etmek istiyorum.
Hırsızlık, Yüce Allah’ın ve Peygamberinin ayet ve hadislerle yasakladığı, uzak durulması gereken büyük günahlardandır.
*Hırsızlık toplumun düzenini bozan bir harekettir.
*Güven ortamını ve eminlik sıfatını ortadan kaldıran ve imha eden bir özellik taşımaktadır.
*Haklı kazancı ortadan kaldıran, emeksiz temlik hakkını ortaya çıkaran bir neticeyi doğurmaktadır
Memleketimizde çok ve hızlıca yükselişe geçen ve sayıları günden güne ciddi bir artış gösteren bir hale gelmektedir.
Batman’da her gün en az 9-10 hırsızlık vakasının olduğunu duyuyor ve biliyoruz. Yetkililerden duyduğumuz rakamlarda bundan aşağı değildir.
Buda Vatandaşı çok ciddi bir şekilde tedirgin ve huzursuz etmektedir.
Peki, mevcut düzende buna karşı caydırıcılığı olan tedbirler ve müeyyideler nelerdir?
Uygulanıyor denilen müeyyideler çok komik ve hiç de caydırıcı değildir.
Polis bin bir eziyet, uğraş, emek ve devletin de bir sürü masrafıyla beraber, hatta canını riske etme pahasına yakalayacak, adliyeye götürecek ve gittiği gibi de birçoğu serbest kalacak.
Bu nasıl bir iştir ve nasıl bir adalettir. Bu nasıl bir uygulamadır. Bu nasıl bir karardır ve nasıl bir hükümdür. Devletin bir sürü işin takibinde bir yandan gösterdiği en ince hassasiyet, titizlik ve hakkını almadaki kararlılık ve mücadelesi, diğer taraftan da vatandaşının uğramış olduğu haksızlık, zulüm ve her türlü tehlikeye maruz kalışı karşısındaki gösterdiği vurdumduymazlık, ilgisizlik ve yetersizlik.
Bu nasıl bir çifte standartlık ve nasıl bir yönetim anlayışıdır.
Bir dilim baklava çalanın 6 yıl hapis yediği bir ülkede, bu suçları işleyenlerin çoğuna bir şeyin olmaması ciddi bir şüpheci düşüncenin oluşmasına, aynı zamanda da bir boşluğun ve yetersizliğin olduğunu göstermektedir.
Hırsızlıktan ve hırsızlardan ötürü, vatandaşın mahremi, ırzı, namusu ve malı ciddi bir tehlike içerisindedir. Hırsız evinin kapısını açıyor veya kırıyor ve mahremine izinsiz giriyor, seni yaralıyor veya bayıltıyor veya da öldürüyor. Evinden neyin varsa alıp götürüyor. Ve sen buna seyirci kalıp hiçbir şey yapamıyorsun. Tutuklansa bile kayıtlarına bakılıyor, sabıkasına bakılıyor. Defterinde de çok ciddi bir şey yoksa serbest bırakılıyor. Sanki yaptığı suç değilmiş gibi. Ve o hırsız tekrar iş başında, işine kaldığı yerden devam ediyor. Ve tüm yetkililerin bunu biliyor olmasına rağmen.
Hiçbir vicdanın, hiçbir mantığın ve hiçbir akıl sahibinin anlayacağı ve kabul edeceği bir şey değildir.
Evine, odana ve mahremine giren kişinin katli helaldir. Malına ve canına yapılan saldırı karşısında her türlü mukavemeti göstermek ve onu etkisiz hale getirmek, neticesi ne olursa olsun gereğini yapmak helaldir ve bir insanın en doğal hakkıdır. Ve olmalıdır.
Devlet ve yetkisini elinde bulundurma ne demektir. Bu ve bunun gibi her konuda üstlendiği misyonu nedir?
Şudur!
Devlet sorumlularının seni koruma, muhafaza etme, ırzını ve malını koruma mecburiyeti vardır. Ve bunu sağlayıcı ve caydırıcı kanunu, yasayı çıkarması ve ne gerekiyorsa da onu yapma mecburiyeti vardır.
Birçok vatandaşın bu konuda emniyeti yoktur. Güven ve itibari da maalesef kalmamıştır.
Bu konudaki kanun ve yasalar yetersizdir. Uygulamalar yetersizdir. Caydırıcılığı yoktur. Olmadığı gibi de tam tersine adeta teşvik etmeye, cazibeli kılmaya doğru bir hal, bir durum almaktadır. Ceza caydırmıyorsa, yapanların sayısının da artması gayet doğal ve yapılmaya uygundur.
Hâlbuki Yüce Allah yüce kitabında konuyla ilgili şöyle bir çözüm yolunu beyan ediyor.
“Ey iman edenler! “Hırsızlık edenlerin —ister erkek ister kadın olsun— işledikleri bu çirkin suça karşılık Allah tarafından ibret verici ve caydırıcı bir ceza olarak sağ ellerini bilekten kesin! Zira açgözlülük ederek mazlumların kanını emen soyguncuları, hırsızları, dolandırıcıları ancak bu şekilde caydırabilirsiniz. O hâlde, sakın bu hükmü uygulama konusunda zalimlere acımanız tutmasın. Unutmayın ki, Allah hem sizden çok daha merhametli ve âdildir, hem de sonsuz kudret ve hikmet sahibidir.” diye buyurmaktadır.(Maide/38).
Değerli Okurlar; Bizleri yaratan yüce Allah’tır. Hayatlarımıza kanun koyan Allah’tır. Bizleri şekillendiren ve besleyen yine yüce Allah’tır. Ne tür müeyyidelerle adam olacağımızı, terbiye olacağımızı ve uslanacağımızı herkesten çok bilen yine yüce Allah’tır. Bunun dışındaki bütün tarz ve uygulamalar caydırıcı olamaz ve bilakis bu işi daha da cazibeli hale getirecektir.
Bu tür ve buna benzer ciddi bir müeyyideler uygulanırsa bakalım bu işi yapanların sayısı artacak mı, yoksa eksilecek mi. Eli kesilen hırsız bir başka hırsızlığı yapmak için teşebbüse geçecek mi. Bunu yapmaya başkaları da cüret edebilecekler mi?
Çıkın ve buna benzer bir kanunu meclisten çıkarın. Birkaç gecede halledilen yüzlerce kanun gibi bunu da halledin. Hem kendinizi, hem vatandaşı ve hem de vicdan sahibi yetkilileri rahatlatın. Vatandaş için çıkarılan bir sürü kanundan ve yasadan daha elzem ve daha önemlidir.
Hem vatandaş rahatlayacak ve hem de bu kararı verecek olan karar mercileri rahatlayacaktır. Onlarda içlenmeyecek ve “ne yapalım kanunlar böyle” demeyeceklerdir.
“Kurda müsamaha, koyuna zulümdür” düsturuyla hareket etmeye çalışalım. Hakkı hakim kılalım ki, haklıyı tutup savunalım ki, hak ve batıl birbirinden ayrılsın. Yanlış doğrudan, çirkin güzelden ayrılsın. Haklı hakkına kavuşsun ki, haksızlık eden zalimin ne olduğu ve kim olduğu ortaya çıksın ve anlaşılsın.
Mevlam hakkıyla ve adil bir hayatı yaşamayı ve yaşatmayı cümlemize nasip etsin. Daima haktan ve haklıdan yana olmayı, haksızlığın ve zalimin karşısına dikilecek cesarete sahip olmayı nasip etsin. AMİN