“HUKUK İKTİDARIN FAHİŞESİDİR”

Bildim bileli bu böyledir. Devlet kendine karşı işlenen suçlara olabildiğince keskin ve kati ve acımasız iken vatandaşa karşı işlenen suçlarda ise bol keseden, en cömerdinden affedici ve bağışlayıcıdır. Yani anlayacağımız başkasının cebinden cömertlik yapıp duruyor devlet.

Bir vaveyladır kopmuş. Haklı tepkiler büyüdükçe büyüyor. Devlet tecavüzcüyü affetmeye niyetlenmiş. Olur mu hiç demeyin. Olur, bu ülkede her şey her an olabilir.

Adam malınızı çalacak, devlet af edecek. Adam sizi dolandıracak, aldatacak devlet af edecek. Adam hakaret edecek, sizi bıçaklayacak, öldürecek devlet af edecek.

Ve şimdi de ırzınıza geçeni affetmeye hazırlanıyor.

Devlet kendine dönük işlenen suçlara gelince, bırakın suçluya, kendine yan bakana gelince, asmak için neredeyse darağacı kurdu, kuracak.

Lamı cimi yok böyle bir rezalet olmaz olamaz.

''Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın 16 Kasım 2016'ya kadar işlenen cinsel istismar suçunda, mağdurla failin evlenmesi durumunda CMK'deki koşullara bakılmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, hüküm verilmişse cezanın infazının ertelenmesine karar verilecek.''

Devlet 3 bine yakın suçluyu, dışarı çıkarmaya kendine dönük suç işleyenlere yer açmaya hazırlanıyor.

Yahu kimse demiyor mu bu yasa, tecavüzcüye dışarıya çıkma, mağdura da o tecavüzcüsüne bir ömür boyu mahkûm olmanın yolunu açıyor.

Devlet çocuğa 18 yaşına kadar hiçbir şeyin ehliyetini vermezken tecavüzcüsüyle evlenebilmenin ehliyetini teslim ediyor. Çocuğun rızası mı sorulur, çocuktur henüz akıl baliğ değil demez mi kimse?

Bu yasa çocukların cinsel istismarının evlilik yoluyla meşrulaştırılmasından başka bir şey değil.

Sosyal ağların birinde paylaşılan şu cümlede mi açmaz o olmayan vicdanı “Yoksulluk, yoksunluk, çaresizlik içindeki insanın rızası olmaz. Ancak kabullenişi olur. Rıza ancak aksini tercih ettiğinizde ezilmeyeceğiniz, aç kalmayacağınız, dışlanmayacağınız, dövülmeyeceğiniz şartlar sağlandığında rıza olur."

Hele ki bu mağdur çocuk olduğunda, rızası mı olur henüz reşit olmayanın? Diye sormaz mı kimse?

Bakan çıkmış bunlar tecavüzcü değil diyor “Bunlar cinsel istismar suçunu zorla işlemiş kişiler değil, tamamen ailelerin ve küçüğünde rızasıyla yapılmış işler.” Diyebiliyor. İtiraf ediyor, “yaş küçüklüğüyle evlendirilip mağdur edilmiş kadınlarımız var. Hem bunların doğurduğu çocuklar var. Onlarda ayrı bir mağdur öte yandan erkek de aileler onu zorladığı için o da hapiste 16 yılla, esasında anne babaların yaptığı yanlışın cezasını hem kadın çekiyor hem erkek çekiyor. İçerde bu drama sessiz kalmamız mümkün değil. İçerde yaklaşık 3 bin civarında bu durumda vatandaşımız var” mış. Ve bu önerge bunlarla ilgili geçici bir düzenlemeymiş.

Olabilir bunlar tecavüzcü de olmayabilir ama tecavüzcüye de kılıf uydurmaktır bu. Tecavüzcüye “Git tecavüz ettiğin çocuğu ve ailesini para vs. teklifiyle evlenmeye ikna et seni affedeyim” demektir. Bu önerge, nasıl olsa benzeri bir daha çıkar deyip benzer çocuk evliliklerinin yolunu açmaktır. 

Bu yasa önergesine el kaldıracaklara şunu sormaz mı kimse, o çocuk sizin çocuğunuz olsa.

Bakın Aile Bakanlığının yaptığı bir araştırmanın sonuçları ne diyor:

Türkiye’de 10 kadından 4’ü şiddete maruz kalıyor.

Yüz kadından 26’sı 18 yaşından önce evlen(diril)iyor. Ve bu Çocuk gelinler arasında şiddete uğrama oranı yüzde 48.

Son altı yılda 142 bin 298 çocuk anne olmuş.

18 yaşından önce evlenen çocukların yüzde 65’i akrabasıyla evleniyor.  Ve evlendirildiklerini seçemedikleri için psikolojik bunalıma giriyor eğitimlerini tamamlayamıyor.

Şimdi tüm bu sonuçlara bakınca yapılmak istenileni bir daha düşünmek gerekmez mi? Yok düşünmeden bu önergeye evet oyu verecekseniz. Sadece oy vermekle yetinmeyin her çocuk gelinin düğününe katılıp o çocuğun zoraki rızasına bir de çeyrek altın takın.

Tanınmış Rus anarşist Bakuninin sözü “Hukuk iktidarın fahişesidir”. Yalan değil. Hep öyleydi ve öyle olmaya devam ediyor.