İkaza mecburuz…! (1)

İkaza mecburuz…! (1)

 Rahman ve rahim olan yüce Allah'ın adıyla. Tüm övgü ve takdirler Allah'a mahsustur. Salat ve selam Kainatın efendisi, rehber ve rahmet Peygamberi efendimiz Muhammed s.a.v’e olsun.

    Kıymetli Okurlar; Yüce Allah bizleri yeryüzü sahnesine bir sebep ve bir gaye için göndermiştir. Müslüman olmayı kabullenmeyle sorumluluk duygusunu kabullenmiş ve onun gereklerini yerine getirmeyle mükellef tutulmuşuz. Yapmamız gereken ve uzaklaşmamız gereken kaide ve kurallar vardır. Müslüman olmamızın gereği olan, yüce Allah’tan ve Peygamberimiz s.a.v’den gelen ilkeler doğrultusunda bir hayatı yaşama mecburiyeti ve zorunluluğumuz vardır.

   Yani kulca bir hayatı yaşamalıyız. İşte o yaşamamız ve yapmamız gereken şeylerden bir tanesi de Emri bilma’ruf ve Nehyi anil münkerdir. İyiliği emretmek ve kötülükten insanları uzaklaştırmaktır.

      Oldukça önemli ve gerçek bir Müslümanlığın mihenk taşlarından bir tanesidir. Yaşıyor olduğumuz bu hayatta, gayri İslami hareket ve muamelelerin gün geçtikçe bir virus gibi aramıza girmesi ve artış gösterdiği bu hayatta, haç gibi, oruç gibi, zekat gibi,namaz gibi müslümanın boynunda bir mecburiyet ve yakasını kurtaramayacağı bir sorumluluktur.

   Yani Müslüman olduğunu iddia eden bir Müslüman için farzdır. Ve gereğini yapmak zorundadır.

Yüce Allah buyuruyor:

“Siz, insanlığın kurtuluş ve mutluluğu için yeryüzü sahnesine çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; hayata doğrudan müdahale eden toplumsal bir güç olarak insanlara adâleti, doğruluğu, iyiliği emreder ve yaygınlaştırırken; zulme, haksızlığa, isyankârlığa, günaha, kötülüklere engel olursunuz. Çünkü siz, Allah’a ve O’nun gönderdiği bütün kitaplara ve elçilere gerektiği gibi inanırsınız.

Eğer Kitap Ehli olarak bilinen Yahudi ve Hıristiyanlar da sizin inandığınız gibi inanmış olsalardı, elbette bu, kendileri için hayırlı olacaktı. Gerçi içlerinde inananlar da yok değil, fakat pek çokları Allah’a başkaldırarak doğru yoldan çıkmış olan fâsıklardır”.  buyurmaktadır. (Ali İmran 110)

En hayırlı ümmet olmanın şartı budur kıymetli okurlar.

   Hayırlı ümmet, hayırlı bir insan, hayırlı bir baba, bir amca, bir dayı, bir komşu olabilmenin yolunu öğretiyor bizlere yüce Allah. Hayırlı ve faydalı olmanın yolu bunu yapmakla ancak elde edilebilir

   Hz Ali r.a buyuruyor: Bu ümmetten bir fert olmak isteyen kişi, Allah’ın bu ayette ileri sürdüğü bu şartları yerine getirsin. Neydi onlar,

1.Emri bil ma’ruf.

2.Nehyi anil münker.

3.Allah’a iman.

Yine aynı surede geçen başka bir ayette ise yüce Allah, bu ümmet içerisinde bu işi yapan bir topluluğun mutlaka bulunmasını emrediyor.

 “İçinizden, insanlığı hayra çağıran, Kur’an’ın ortaya koyduğu evrensel adâlet ölçüleri çerçevesinde iyiliği emreden ve kötülükleri önlemeye çalışan yönetme ve yönlendirme yetkisine sahip bir topluluk bulunsun. İşte gerçek anlamda mutluluğa ve kurtuluşa erenler, bunlardır.” (Ali İmran 104)

Eğer bu görevi yerine getirmeyecek olursanız, sizden öncekilerin başına gelen felâketler, sizin de başınıza gelebilir. O hâlde;

“Sakın ola ki, kendilerine hakîkati tüm berraklığıyla gösteren Tevrat, İncil ve Kur’an gibi apaçık belgeler gelmesine rağmen ayrılığa düşüp dağılanlar gibi olmayın! Çünkü onlar için, büyük bir azap vardır.” diye buyurmaktadır. (Ali İmran105).

Bu ayetle de Yüce Allah bu ümmet içerisinde bu işi yapanların olması gerektiğini emrediyor.

   Değerli Okurlar; Bu işi yapanlarınız mutlaka bulunsun. Bu bir emirdir. İnsanlığı ve insanları içinde bulundukları yanlışlardan, gayri İslami tavır ve davranışlardan uyarıp, uzaklaştırma emridir.. Bir evde, bir iş yerinde, bir mahallede, bir köyde ve bir şehirde ikamet edenlerin böyle bir sorumlulukla karşı karşıya olduklarını unutmasınlar. Bu kaçamayacağımız bir sorumluluktur.

Bugün toplumun içerisine girdiği bu anlamsız ve gayesiz yaşamın tek sebebi,uyarı ve ikaz mekanizmalarının artık çalışmıyor olmasından kaynaklandığı gerçeğidir.Bunun çok azaldığı gibi, bozucu unsurlarda kat be kat artmıştır. Sistem zaten iyi insan yetişmesine, iyi Müslüman olmaya engeldir. Yasalar engeldir ve bozuyor. Çevre bozuyor, tv ler bozuyor, sanal alem ve bağlantılı olarak teknolojik araç ve gereçler bozuyor ve asimile ediyor. O açıdan her Müslüman ferd, kendini bir ikaz ve uyarı müessesesi konumunda görevli görmeli ve hissetmelidir.

Bu konuda Yüce Peygamber s.a.v’de şöyle buyuruyor:

“İçinizden kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Buna gücü yetmiyorsa diliyle, buna da gücü yetmiyorsa kalben nefret etsin, olması için dua etsin. Ama buda imanın en zayıf derecesidir..” buyurmaktadır.

Bu bir farziyettir ve bu farziyeti yerine getirip uyaracağız. Yapmadığımız zaman ne olacak. Sıcağa soğuğa dokunmadan, sırt üstü yatıp keyif çatarak, bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diyemeyiz. O yılan bir gün mutlaka bizlere de dokunacaktır.

   Rabbim muhafaza etsin. Bunlara müdahale etme iradesine sahip olmayı nasip etsin. Çevresindeki Çirkin olaylara nemelazımcı bir tavır göstermeyip duyarlılık gösterenlerden eylesin.  AMİN        

                                                                              DEVAMI BİR SONRA Kİ  YAZIDA …