İndirim protokolü tuzağına dikkat

İndirim protokolü tuzağına dikkat

Üyelerinin sorunlarından habersiz, Batman’a bir faydası olmayan, bir yazılı basın açıklaması bile yapamayan ne kadar dernek, sendika, vakıf, oda varsa kendilerine yeni ve kolay bir uğraş bulmuş.

Hepsi anlaşmışlarcasına, güya üyeleri için indirim avantajı sağlıyorlar.

Oysa indirim avantajı sağladığı söylenen protokolün içerisinde tuzak var.

Oda, dernek, sendika, kurum yetkilileri, üyelerinin bu tuzağa düşmesinde aracı oluyor. 

Üstelik bununla böbürleniyorlar.

Onların avantaj dediği, resmen kazık.

Sevgili başkanlar ve değerli kurum müdürleri işi gücü bırakmış, indirim protokolü ile meşguller.

Özel hastane,

Özel dış kliniği,

Özel kreş,

Dershane,

Güzellik salonu,

Oto tamirci,

Gözlükçü,

Batman’da aklınıza gelebilecek her sektörden işletme, özel kurumlarla indirim protokolü imzalıyor.

Her protokolde üyelere inanılmaz derecede indirim yapılmış şovu yapılıyor.

İmzalanan protokollerle firmalar kendilerini tanıtıyor ve müşteri çekiyor, meslek odası, sendika, dernek ve hatta kamu kurumları da üyelerini bu tuzağın içerisine çekiyor.

Oysa işin aslı astarı hiç de anlatıldığı gibi avantajlı değil.

Görünürde yüzde 50-25-15 indirim deniliyor, bu da  kulağa hoş geliyor.

Bin lira ödeyeceğine beş yüz öde, paranın yüzde ellisi cepte kalsın anlamına geliyor.

Oysa işin iç yüzü hiç de öyle değil.

İndirim protokollerinde oyun içinde oyun var.

Nasıl derseniz?

Bir kere indirim protokolü imzalayan firmanın kurumunda, iş yerinde herkesin göreceği, erişebileceği bir fiyat listesi yok ve protokollerde de sadece indirim yüzdeliği var.

Fiyat listesini sadece görevliler biliyor ve sürekli zamlarla fiyatlar değişiyor.

Yapılan iş ve işleme dair hizmetin sonunda bir döküm de verilmiyor.

Sözlü olarak “yapılan işlem bu, normal fiyat bu, şu  kadar indirdik“ deniliyor.

Hayali bir indirim. 

Çünkü indirim yaptık diyenlerin devlet kurumları veya odalarca belirlenen bir fiyat rayici yok.

Nasıl olsa serbest piyasa, canları istedikçe fiyatları yükseltiyorlar.

İndirim protokolünde nasıl bir oyun olduğunu, yakın bir zamanda yaşanmış bir örnekle anlatayım.

A odasının B kliniği ile protokol yaptığını duyan üye, tedavi için kliniğin yolunu tutar.

Kapıdaki görevli, üyenin nereden geldiğini öğrenmek için harekete geçer.

‘Buyrun sizi yönlendireyim, hangi kurumdan veya referansla geldiniz’ diye sorar.

Vatandaş ‘bunun ne önemi var isteyen herkes gelemez mi buraya’ diye sorar.

Görevli, ‘indirim için’ deyince vatandaş ‘A odasının üyesiyim’ der.

Kapıdaki görevli A odası müşterileri ile özel ilgilenen kişiye yönlendirir.

Bu durumdan huzursuz olan ve adeta markaja alındığını hisseden üye, işin içinde bir iş olduğunu hisseder.

Hemen tedaviye başlamaz.

Tedavisi ile ilgili indirimli fiyat alır önce.

Elinde indirimli hali ile anlaşması olmayan ve aynı işi yapan başka kliniğe gider.

Fiyatları göstermeden aynı tedavinin kendisine ne kadar yapılacağını sorar.

Üç dört kalem için ‘biz bundan para almıyoruz’ diyen klinik görevlisi, tedavide kullandığı ürünlerin marka ve özelliklerini de belirtir.

Aynı tedavi, pazarlıksız diğer klinik fiyatından yüzde 20 daha düşük fiyattadır.

Şimdi anladınız mı, indirim protokollerinde nasıl bir tuzak olduğunu.

Değerli sendika, dernek oda üyeleri ve değerli kurum çalışanları, sakın bu tuzağın içine düşmeyin.

İndirim ve avantaj protokolü tuzağına düşen sendika ve oda yetkililerine de buradan çağrım;

Üyelerinizi tuzağa çekeceğinize yaşadıkları ekonomik sıkıntıyı hafifletecek gerçekçi çözümler bulun.