İNSAN VE ÖLÜM

Günümüz gündemini oluşturan Covid:19 Virüs Salgını: korku ve endişe ile ölümü insanlara devamlı hatırlatmaktadır.
 İnsanları ölümden uzaklaştırmak için akla gelmeyen tedbirler üretildi. Sosyal mesafe, maske,  insanların ev hapsi ve aşı düzmeceleriyle insanlar devamlı meşgul edilmekte. Ölüm; insanın bir an değil her an yaşadığı gerçektir. ‘’Her can ölümü tadacaktır.’’ (Ankebut suresi;57.ayet) Her 24 Saat insan için ölüm provasıdır. Gündüzü dünya, gecesi kabir, sabahı ölümden sonra diriliş. Dünya hayatının hesabını verecek şekilde yaşayanlar, ahirette ebedi mutluluğa ereceklerdir. Mezarlar insana sorumluluk muhasebesi hissi vermelidir. Kabirler sürekli uyarıcıdır.
Ölümü kendine düşman ilan eden modernite, ölümü yok edemeyince, ölümü hatırlatan her şeyden insanı uzaklaştırmaya çalışır. Fakat hiç ummadıkları yerde ölümle karşılaşırlar. Ölümü göğsünde yaşayan Müslüman, bilinçli insanla, ölümü hayatından uzaklaştırmaya çalışan modern birey arasındaki fark, nitelik farkıdır.  Tek dünyalı olmakla iki dünyalı olmanın farkı. Tek dünyalılar için ölüm bir kaçış, iki dünyalılar için ölüm kavuşmadır. Yüce dosta diyerek gider.’’ Nihayet o(inkarcı)lardan birine ölüm gelip çatınca, RABBİM der, Döndür ne olur, geri döndür beni.’’ ‘’Belki ben, daha önce yaptıklarımın yerine doğru dürüst işler yaparım! Kesinlikle hayır!  Çünkü onun dile getirdiği sadece muhatabı etkilemek için sarf edilmiş bir laftır; nitekim böylelerinin arkalarında, dirilecekleri güne kadar bir engel vardır.’’(Mü’minun suresi;99-100.ayet). Ey ALLAH’IN Resulü! Müminlerin hangisi daha akıllıdır? ALLAH’IN Resulü;  ölümü çok hatırlayan ve ondan sonrası için en güzel hazırlık yapandır. İşte akıllılar bunlardır. (İbnmace, zühd;31). Her an ölüme hazırlıklı olmalıyız!
  Yaşarken ölenler: tek dünyalılar, yatırımlarını tek dünyaya yaptıkları için, ölüm deyince gözleri yuvalarından fırlar. Yüzlerinin rengi atar. Dünyalarının yıkılmasıyla ölüme razı olurlar. İki dünyalılar yatırımlarını orantılı olarak  dünya ve ahirete yaparlar. Dünyada kalacakları kadar dünyaya, ahirette kalacakları kadar ahirete önem verirler. Bundan dolayı ölüm onları korkutmaz. Allah’ın kendilerine teklif ettiğinin aşağısına razı olmazlar. Onun için kula kul olmaz, satın alınamazlar. Ruhunu satanların tümü tek dünyalıdır. İbrete şayandır, tek dünyalılarla, çift dünyalıların arasında fark. Virüs belası ile inananlarda, imanlarıyla kalite testi edilmektedir. Kur’an-ı kerimde ki,Talut kıssası bunun örneğidir.(Bakara suresi;249.ayet)
Ölümle söyleşi:  Ey ölüm, bu dünya hayatını öbür ikizi ile bağlayan göbek bağı, dünya ile ahiret arasında sır kapı, gaybi dehliz, sevmeyeni seveninden çok olan, kaçınılmaz kader, büyük mahkemeye çıkış için celb,  iyi ki varsın. Nemrutlardan bunaldık mı ölüm var diye teselli oluyoruz. Ya sen olmasan bizi kim teselli ederdi? Sen ey ölüm, inanana geldin mi rahmet dilenir.  İyi ki varsın, ey ölüm! Yokluğunu düşünemiyorum!
Her toplumun eceli vardır! ‘’ Her toplumun (ilahi toplumsal yasalara göre belirlenmiş bir hayat süresi yani) bir eceli vardır. O ecelleri gelip çattı mı (o ölüm vaktini) ne bir an geciktirebilir, nede öne alabilirler. ’’Araf suresi;34.ayet)  Milletler ve uygarlıkların ömrüyle ilişkili olarak. Uygarlıklar ağaçlara benzer. Tutunacak toprağa, saçak salacak mekana, gelişecek bir iklime ihtiyaç duyarlar. Akıllı olan kişi ağaçların gövde sapına değil, kökünün çürüyüp çürümediğine dikkat eder. Kökleri çürümüş ağaçlar ne kadar kalın olursa olsunlar, onları yıkacak bir fırtına mutlaka kopar. Uygarlıkların kökü değerler sistemi, o kökün yayıldığı toprak insanların yüreği ve bilinci, o toprağı besleyecek yağmur adalet, ahlak ve imandır. Bu günkü dünya düzeninin kökü kurumuştur. Virüs tufanı bu dünyayı yok etmekle tehdit etmekte.
  Ey inanlar! Aklınızı kullanın dünyanın bu günkü hali ölüm korkusu ve gelecek endişesinden kurtulmanın yolu ALLAH’IN Mesajı Kur’an-ı kerime muhatap olmaktır. ‘’ Ey Adem oğulları! Size aranızdan benim mesajımı ileten elçiler geldiğinde, her kim sorumluluk bilinciyle hareket eder ve kendini düzeltirse, onlar gelecek kaygısı taşımayacak ve geçmişte yaptıkları için üzüntü duymayacaklar.’’(Araf suresi,35.ayet). Kur’an-ı kerim ile ilgisini koparanlar, alakasını kesenler: Onlar ki(fıtrat) sözleşmesinden(ALLAH’IN insana doğuştan verdiği fıtrat, vicdan ve akıl) sonra ALLAH’IN aldığı sözü bozarlar, ALLAH’IN kurulmasını emrettiği bağları kesip koparırlar ve yer yüzünde ahlaki çürümeye neden olurlar, işte bunlardır hüsrana uğrayanlar.’’ (Bakara suresi;27.ayet). ALLAHI’IN koparılmamasını emrettiği bağlar: İnsanın kendisiyle olan bağı, insanın ALLAH’LA olan bağı, İnsanın insanla olan bağı, İnsanın tabiat ve evrenle olan bağı. İnsanın hayatını ilgilendiren bağlardır. Bu bağların korunması ferdi, toplumsal barış ve huzuru garanti ederken, bir birinden koparılıp ayrılması bu bağları yok etmektedir. Bu bağların kopmasına sebep olanlar , ayetin ifadesine göre hüsrana uğrayanlardır. Maalesef bu gün insanlarda bu bağlar kopmuştur.
  Bu gün insanlığı ölüm korkusu ve gelecek endişesinekotlayan , Pandemi gündemi oluşturan, insanların Kur’an-sız hayatlarıdır. Bu ortamda Müslümana düşen görev, imanını ispat ederek,insanlığı  dünyanın tek gerçek ve doğru mesajı Kur’an-ı kerim ile buluşturmak, hidayetlerine vesile olmaktır. Hidayete erenler her an ölüme hazır olanlardır. RABBİM Bizleri kendine iman ve Salih amelden ayırmasın. Bizi dünyaya nasıl tertemiz ve günahsız getirdiyse, ahiretede tertemiz, günahsız gidenlerden eylesin! Amin!  Selam ve dua ile.