İNSAN VE SABIR
- 18-03-2021 14:46
- 42
Sabır: hak ve hakikat üzerinde direnmek, düzeltme işleminden vaz geçmemektir. Sabır insana izzet ve şeref verir. Sabrın üç manası vardır.1- Sabır-an: Hakta direnmek. 2-Sabır-ala: Bela ve sıkıntıya göğüs germek. 3-Sabır-lam: ibadet, hak, hayrat ve adalette sabır. ‘’Rabbinin hükmüne sabır göster; sakın balık sahibi gibi olma!(Hz. Yunus gibi) Hani o kendi kendine kahrederek yalvarıyordu. (mahkum bir halde).’’Kalem suresi;48.ayet) Ne ki; insanı zillete düşürüyorsa o sabır değil acizliktir. Sabır omuzladığı hayat emanetini sahibine zayi etmeden ulaştırmak için götürürken, rüzgar tersine esmeye başladığında, geri adım atmamak, yükü atmamak, yolu satmamak, yola yatmamaktır. Kişinin hakikate olan sadakati onun uğruna ödemeyi göze aldığı bedel ile orantılıdır.
İnsan saadetini ve felaketini kendi eliyle hazırlar. İnsanın zamana, çağa, mekana , kabahat yüklemesi onu sorumluluktan kurtarmaz. Keramet zamanda değil insanın kendisindedir. ASR suresi ilahi bir notadır. Vicdanı harekete geçirmek ve insanı inşa etmek için zamanı şahit tutarak söze başlar. ‘’1- Su gibi akıp giden zamana yemin olsun ki, 2- (ömrünü israf eden) insan tarifsiz ziyandadır. 3- Ancak iman edenler, salih amelişleyenler, ve birbirine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesna…’’( Asr suresi) İnsanın kurtuluşunun anahtarı; İman, salih amel, hakkı tavsiye, sabrı tavsiyedir. Bu dört özellikten biri noksan ulursa insan ziyandan kurtulamaz, ebedi saadete ulaşamaz. ‘’ Ve (ALLAH yolunda mücadele verirken karşılaştıkları sıkıntılara) sabırla direnmelerinden dolayı, onlara cennet bahçeleri ve tarifi imkansız özgür bir (hayat) bahşedecek.’’(İnsan suresi;12.ayet). ‘’Öyleyse artık onların söylediklerine karşı sabırlı ol! (ALLAH, onların ağzından çıkanı kaydetmektedir.) Birde güneşin doğuşundan ve batışından önce Rabbinin aşkın olan yüce zatını(salat ile) hamd ile an.’’(Kaf suresi;39.ayet.)
Sabır insan nefsini dizginlemesi, yani direniştir. Yılgınlık, korkaklık, çöküntü ve dertlerin zıddıdır. ‘’ (ALLAH’TAN) Sabır ve salat ile yardım isteyin! Ancak bu huşu duyanlardan başkasına ağır gelir.’’(Bakara suresi;45.ayet) Dik durarak ve direnerek yardım isteyin. ‘’(Huşu duyanlar) Rablerine kavuşacaklarını ve sonunda O’na döneceklerini umarlar.’’(Bakara suresi;46.ayet)Hilim ve haya kimde varsa, sabırda onda vardır. Hoş görüsünü yerli yerinde kullanır.Hilm, yumuşak başlılık, hoşgörü, af ve merhameti istismar ettirmeden kullanmak, suçluya vazgeçme fırsatı tanımak için cezada acele etmemek. Halim olan,günahkarı ,hatayı kasıttan, saflığı hainlikten ayırmayı bilir.
Sabır-lam: ALLAH’A ibadette, hak, hayrat ve adalette itina ederler. ‘’ İşte onlar Rablerinin rızasını elde etme yolunda sebat gösterirler. Hem salatı ikame ederler, hem de kendilerine verdiğimiz nimetlerden gizlice ve açıktan sarf ederler; dahası kötülüğü iyilikle ortadan kaldırırlar.’’( Rad suresi;22.ayet). Onlar ki, ne zaman ALLAH anılsa kalpleri saygıyla ürperir ve başlarına gelen şeylere sabrederler. Üstelik salatın hakkını vererek eda ederler. Kendilerine verdiğimiz rızıktan cömertçe sarf ederler.’’(Hac suresi;35.ayet) Salat; insanın ALLAH’A karşı sorumluluğu, zekat; insanın topluma karşı sorumluluğudur. Bu iki kanattan biri kırılırsa, diğeriyle ruh kuşu miraç menziline uçamaz. ALLAH’IN razı olduğu kul, Kur’an-ı kerime bağlı, anne, babaya saygılı ve insanlara iyi davranandır.
Sabır imanın yarısıdır. Sabreden zafere ulaşacaktır. ‘’ Bakın işte, sabırdan dolayı onları bu gün ödüllendirdim: şüphesiz gerçek başarıya erenler işte onlardır.’’( Mü’minun suresi;111.a) İnsanın davranışında sabır, yasaklardan kaçmakta sabır, şüpheli şeylerden kaçınmakta sabır, O insanı ALLAH’A yaklaştırır. ‘’ İyilik ile kötülük bir olmaz. O halde (sana kin besleyen inşalara) sen (kin duyma, aksine, onlara şefkat ve merhametle yaklaş. Sana kötülük yapana iyilikle karşılık ver. Seni isyana, küfre ve şirke sonunda cehenneme çağıranı sen iman, ibadet ve itaate sonunda cennete davet et. Gönül incitmeden, rencide etmeden tatlı dille yapıcı üslupla, yani) en güzel şekilde kötülükleri bertaraf et. İşte o zaman, aranızda kin ve düşmanlık bulunan kişinin sanki birden bire sımsıcak bir dosta dönüştüğünü göreceksin.’’(Fussilet suresi; 34.ayet) ‘’ Fakat bu (üstün meziyet) sadece (zorluk ve sıkıntılar karşısında) sabıredenlere verilmiştir. Ancak (ilim, hikmet, şefkat, merhamet gibi güzelliklerden) büyük bir pay almış olanlara verilmiştir.’’ (Fussilet suresi;35.ayet)
İnsan hayatın zorluklarına katlanmak sabrı gerektirir. ‘’ Sözün özü: zorlukla beraber tarifsiz kolaylık vardır.’’ ‘’ Evet, evet;zorlukla beraber tarife sığmaz bir kolaylık vardır.’’ ‘’ Şu halde, bir zorluğu aştığında yılma, başka bir işe giriş.’’ ‘’ Ve yalnız Rabbine dön; artık hep (O’na) meylet!’’( İnşirah suresi;5-6-7-8.ayetler). ‘’ Yalnız senden yardım isteriz.’’(Fatiha suresi;4.ayet Sözüne sadık kal! Madem Rabbin sana rağbet etti, sende Rabbine rağbet et! ALLAH’TAN başka hiçbir şey rağbete değmez.
Sabrın; kulun ALLAH ile kurduğu şuur, tefekkür, duygu ve eylem ilişkisine bağlanması, hem bu erdemin dinamiğine, hem de yüksekliğine ince işarettir. En yakın dost ve can dediklerimiz bile bizi terk edip, unutsa, bizi hiç unutmayan bir Rabbimiz var. ‘’ Rabbin seni bırakmadı ve sana darılmadı.’’(Duha suresi;3.ayet) Kim sabrederse ALLAH ona dayanma gücü verir. Resul Muhammed’in ifadesi : Kimseye sabırdan daha hayırlı ve geniş bir ikram verilmemiştir. ‘’Ey iman edenler! Zorluklara karşı sabredin, direnişte birbirinizle dayanışma içinde olun. (imana) nöbetçi olun(şeytana karşı tetikte olun). Ve ALLAH’A karşı sorumluluk bilinci kuşanın ki ebedi saadete erebilesiniz. (Al-i imran suresi;200.ayet). Rabbimiz bizleri her türlü bela ve musibet karşısında ümitsizliğe düşmeden sabrı cemil gösterebilen kullardan eylesin. İnşallah. Selam ve Dua ile.