Kadın ve erkeğin karşılıklı sorumlulukları (2)
- 21-12-2024 10:56
- 21-12-2024 10:57
- 448
Kadın ve erkeğin karşılıklı sorumlulukları (2)
(Erkeğin kadın üzerindeki hakları)
Değerli Okurlar; Geçen yazımızda Kadının erkek üzerindeki hak ve sorumluluklarından söz etmeye çalışmıştık. Bu yazımızda da erkeğin kadın üzerindeki sorumluluklarından söz etmeye çalışacağız inşaallah.
Erkeğin kadın üzerindeki haklarını şu hadisi şerifler ışığında değerlendirebiliriz.
Aişe r.a'ha Efendimize s.a.v’me; Kadın üzerinde en büyük hak sahibi kimdir, sorusuna. Efendimiz s.a.v: ”Kocasıdır, buyurdu. Erkek üzerinde en büyük hak sahibi kimdir diye sorduğunda, Annesidir.diye buyurdu.
Kadının üzerinde en büyük hak sahibi kocasıdır. Neden en büyük hak sahibidir. Çünkü kadının cennete veya cehenneme gitme sebebidir erkek. Efendimiz s.a.v: Evine gelen bir bayana, sen evlimisin diye sordu. O’da evet dedi. Onunla geçimin nasıl, diye sordu. Gücümün yetmediği şeyler hariç, ona itaati terk etmiyorum, dedi. Resulullah s.a.v:” Ona itaati nasıl terk edebilirsin. O senin hem cennetin, hem cehennemindir”15.diye buyurmuştur. ”Herhangi bir kadın, kocası kendisinden hoşnut olduğu halde ölürse cennete girer” diye buyuruyor Allah resulü a.s.
Cennete girme sebebi; Hak, hukuk ve adaleti tesis eden bir aile reisi olarak kocasının rızasına bağlanmıştır. Koca da bir aile reisi olarak, yüklendiği misyon gereği,görevini hakkıyla yerine getirmesi gerekmektedir.
İşte kadın böyle bir sorumlulukla davrandığı zaman cennete giden yollar kendisine açılır ve cennetin hangi kapısından dilerse oradan girecektir. Abdurrahman b Avf’tan gelen rivayette Efendimiz a.s: ”Kadın beş vakit namazını kılar, ramazan orucunu tutar, namusunu korur ve kocasına itaat ederse, ona: Cennetin hangi kapısından dilersen gir,denilir”14.diye buyurmaktadır.
Cennete ulaşma yolu, kadınlar için daha kolay sebeplere bağlanmıştır. Bunlardan bir tanesi de kocasına olan itaattir. Allah'ın memnuniyetini veya kızgınlığını kazandıracak bir özelliktir.
Uzunca gelen bir hadiste şöyle buyuruyor Peygamber s.a.v:” ...…Eğer bir kimsenin bir kimseye secde etmesini emretseydim, kadınların kocalarına secde etmelerini emrederdim. Çünkü Allah, erkeklere kadınlar üzerinde birçok haklar vermiştir”21. diye buyurmaktadır.
Dinde bu kadar önem arz etmektedir bu konu. Dinin kurucusu efendimizin koymuş olduğu ilkeler ve kurallardır bunlar. İnanan müslüman bir bayanın buna itirazı ve bunların dışında bir hak arayışına girmesi dine ait olmayan bir uygulama olmuş olacaktır.
Hatta nafile oruç tutması ve evine birinin girmesine bile müsaade etmemiştir, kocasının izni olmadan. Şöyle buyuruyor sav: “hiçbir kadının, kocası yanında iken izni olmadan(nafile) oruç tutması ve evine birisinin girmesine müsaade etmesi de helal değildir” ve “eğer oruç tutsa bile sadece aç ve susuz kalmış ve hiçbir sevap almamış olur."diye buyurmaktadır.
Kocasının izni olmadan dışarı çıkmasına bile izin verilmemiştir dini emirlerde. Kadının böyle bir davranışı lanetlenme sebebi olarak görülmüştür. Yine yüce Peygamber s.a.v buyuruyor: ”Bir kadın kocası istemediği halde evinden çıkarsa dönünceye kadar gökteki ve yerdeki bütün melekler, insanlarla cinler hariç uğradığı her şey ona lanet eder” diye buyurmaktadır.
”İki kimse vardır ki, onların namazları başlarından yukarı çıkmaz, diye buyurmaktadır efendimiz s.a.v. Birincisi, efendisinden kaçıp geri dönmeyen köle, İkincisi de kocasına karşı huysuzluk edip kötülüğünden vazgeçmeyen kadındır” 35. diye buyurmaktadır.
O açıdan kadın, Mutlu ve saadetli bir yuvanın oluşabilmesi için, kocasıyla olan münasebetlerine çok dikkat etmelidir. Allah ve Resulünün tavsiye ettiği ve emrettiği çizgiler doğrultusunda ilişkilerini düzenlemelidir. Kocasının razı olmadığı, hoşlanmadığı davranışlardan uzak durmalıdır. Daima kendisine şükreden bir tavır sergilemelidir. Asiliği gerektirecek tavır ve davranışlardan mümkün mertebe uzak durmalıdır. ”Kendisine muhtaç olduğu halde kocasının iyiliklerine karşı şükretmeyen bir kadına, Allah rahmet nazarıyla bakmaz”.diye buyurmaktadır.30
Müslüman bir ailede, ilke, kural ve muamele tarzlarını Allah'ın belirlediği bir evde, müslüman bir bayanın takınması gerekli tavır ve muamele tarzları bunlar olmalıdır. Bunun dışında bir davranışın, Allah'ın ve Peygamberinin istemediği ve tasvip etmediği bir davranış olduğunu unutmamalıyız. Bizleri terbiye eden Yüce Allah'tır. Bizleri besleyen Yüce Allah'tır. Bizleri yetiştiren yine Allah'tır. Ve O'nun yüce Resulüdür. Kural ve kaideleri belirleyen onlardır. Nasıl bir hayatı yaşayacağımızı bizlere öğreten onlardır. Ancak bu şekilde bir hayatı yaşamaya çalışırsak mutlu bir hayatın sahibi oluruz. Ve ancak o zaman, huzursuzluklardan, adaletsizlerden, zulüm ve eziyetlerden kurtulabileceğiz. Yegane sığınak ve barınağımız, Allah'ın, bizlerin hidayeti için gönderdiği Kitabı ve efendimizin sünnetidir. Hayat bunlara göre olmalıdır. Hayat bunlarla şekillenmelidir. Tüm muamele ve davranışlarımız bunlarla dizayn edilmelidir. Yani müslümanca olmalıdır.
Böyle olmadığımız müddetçe, hayatlarımızın hiçbir aşamasında sıkıntılar bitmeyecektir. Mutlu ve Allah'ın memnun olduğu bir aile yapısı oluşmayacaktır. Sağlıklı ve salih evlatlar yetişmeyecektir. Şiddet bitmeyecektir. Adaletsizlikler devam edecektir.ve toplum daha da kötüye gidecektir. Bunun tek ve olmazsa olmaz şartı. Allah'a göre bir hayatı yaşamamızdan geçmektedir. Tek kurtuluş ve selamete ulaşma yolu budur. 2.bir alternatif ve 2.bir çıkış yolu asla yoktur.
Mevlam böyle bir hayatı yaşamayı cümlemize nasip etsin. Meselerini, sıkıntı ve çıkmazlarını Allah'ın kitabı ve O'nun Resulü Muhammed sav'in sünnetine götürmeyi ve onlara göre bir çözümü benimseyenlerden eylesin. Ve bizleri mutlu ve huzurlu bir ailenin sahibi kılsın. AMİN