Kadına neden şiddet ! (1)

Kadına neden şiddet ! (1)

Kıymetli Okurlar; Geçen hafta yani 25 Kasım, Dünya Kadına Yönelik Şiddeti Engelleme Günüydü. Aslında önemli bir hakkın, hukukun ve uygulamanın hatırlandığı bir haftaydı. Sağlıklı, ahlaklı ve edepli bir neslin gelişiminde büyük rol oynayan varlıklarla alakalı bir haftaydı. Kadına şiddet uygulamalarının ve tavırların engellenmesi günü veya haftası ne demek? Aslında insanlığın ve insan olanın utanç duyacağı ve asla gündem etmemesi gereken bir mevzudur bu.

   Kadının insan hayatındaki konumu, yeri ve üstlendiği misyon oldukça önemlidir. Kendi bakış açılarımızla değil, Allah'ın bizlerden bakmamızı istediği bakış açısıyla tarz ve yöntemlerle olaya bakmalı ve uygulamalar, ona göre şekillendirilmelidir. İşte böyle bir bakış açısıyla bakılmadığı müddetçe ne bu sorun nede buna benzer hiçbir sorunun çözümünün mümkün olmayacağını bilmemiz gerekmektedir. Bizleri yaratan Allah'tır. Hayata ve sorunlara nasıl bakmamız gerektiğini ve bakarken nasıl çözmemiz gerektiğini bizlere öğreten yine yüce Allah ve Resulüdür.

Yüce Allah ilk insan olan Hz Adem'i topraktan yaratmış, Hz Havva annemizi de onun kaburgasından meydana getirmiştir. Erkek ve bayan arasındaki ilişki bir bütün ve organik bir bağ oluşturmaktadır. İlk iki varlığın  ne denli birbirine yakın ve uyum içerisinde olduklarını ortaya koymaktadır.

    İnsanlık aleminin oluşumunu  ve meydana gelmesini sağlayan iki varlıktan biridir kadın. "Ben sizi bir erkek ve bir dişiden yarattım......." buyurarak bunu beyan etmektedir yüce Allah.

 Kadının yeri ve konumu hiç de ve asla bizlerin bildiği ve baktığı şekil ve tarzda değildir. Bu kadar basit bir şekle indirgenemez. Kendi uygun gördüğümüz ve olmasını istediğimiz tarz ve şekillerden mütevellit değildir. Kadın öncelikle bir insandır. Hayatı idame etmede müşterektir. Bazı yerlerde sorumluluğu daha da ağırdır. Ama genel anlamda, olması gereken değerleri koruyup bir dengede tutma, sevk ve idare etme işi erkeğin sırtına yüklenmiştir. Kadın daha narin ve daha nazik bir özellik taşımaktadır. Yüce Allah bu konuda Nisa süresi ayet 34 te şöyle buyurmaktadır

     "Erkekler, hanımlarını koruyup gözetmekle yükümlü olup, onlar üzerinde âmir ve yöneticidirler. Çünkü Allah, insanlardan bazılarını yaradılışça diğerlerinden daha üstün kılmıştır. Daha güçlü, cesaretli ve dayanaklı olan erkek, bu görev için daha uygundur. Tabiatı gereği kadın duygusal, yufka yürekli, zayıf ve nârin olduğundan, aileyi yönetme ve onu dış tehlikelerden koruma görevi onun sırtına yüklenmemelidir. Ayrıca erkekler, çalışıp para kazanmak ve mallarından harcama yaparak ailenin geçimini sağlamakla yükümlüdürler. Yükümlülük de aynı oranda yetki gerektirdiğinden, aile reisi erkek olmalıdır. O hâlde, iyi kadınlar, Allah’a gönülden boyun eğen, İslâm’a aykırı bir istekte bulunmadıkları sürece kocalarına itaat eden ve Allah’ın koruduğu ve korunmasını emrettiği namuslarını, aile içi mahremiyet ve gizlilikleri koruyan kadınlardır......."diye buyurmaktadır.(Nisa.34)

     Bu ayetle yüce Allah erkeğin, bayanına karşı olan sorumluluğunun daha fazla ve daha önde olduğunu göstermektedir. Ama erkeğin kadın üzerinde, kadınında erkek üzerinde sorumlulukları vardır diyor efendimiz s.a.v. Yönetme ve yönlendirmede erkeğin üstlendiği sorumluluk ve misyon çok daha önem arz etmektedir. Madem sorumluluk alanları daha fazladır erkeğin, o zaman erkeğinde bu sorumluluğunun gereğini yerine getirme mecburiyeti vardır. Sırtına Allah'ın yüklediği bu sorumluluğu bu amirliği bir müslüman olarak ve o bilinçle uygulamak zorundadır.

  Aile içerisinde ki ilişkiden, evlilik aşamasındaki beraberlikten tutunda, ta ölüme kadar gidecek olan bu zaman sürecinde, devam etmesi gereken bir sorumluluk arz etmektedir. Erkek bundan mesuldür. Ve bunun gereğini yerine getirmediği zaman hesaba çekilip cezalandırılacaklardır.

    İşte erkekler bu sorumluluklarının gereği gibi bir davranışı ortaya koymadıkları ve sergilemedikleri için, görevlerini bir büyük olarak ve hakkıyla yerine getirmedikleri için kadına şiddet vardır ve devam edecektir.   

     Asıl müsebbipler erkekler olmasıyla beraber, şiddete maruz kalmaları sadece bu sebebe dayanmamaktadır. Kadına şiddeti doğuran ve kadının da neden  olduğu sebeplerde vardır. Bir kaçını sıralayacak olursak;

 

1. Erkek ve kız, daha ailesi içerisindeyken, Müslüman anne ve babanın üstüne düşen sorumluğun gereğini yerine getirmemesi. Verme zorunda oldukları dini ve ahlaki edep ve terbiyenin, sevgi ve saygının verilmemesi. Yasa ve kanunların da bunu destekleyici yönünün yeterli olmayışı.

2. Değişen ve dönüşen global ve acımasız dünya düzeni ve imkanlarına karşı, tedbirin alınmaması Çağın, tekniğin ve teknolojinin  kötü gidişatına yelken açılması.

3. Anne, baba ve kocaların; bayanlara şiddet yapmayı gerektirecek yolardan ve uygulamalardan onları uzak tutmayışları.

4. Yapılan evliliklerin sağlam bir zemin üzerine kurulmaması. Bir anlık beraberliklerin evlikle sonuçlanması. Eşlerin beraberlik sebeplerinin voltajı zayıf bir elektriğe bağlı olması. Evliliklerin  ömür boyu bir hayatı paylaşmaya yönelik değil de bir anlık zevk ve hırs uğruna kuruluyor olması.

5. Evliliğin, o büyük ve meşakkatli sorumluluğuna ve alt yapısına, daha hazır olmadan yapılan ve yaptırılan evlilikler.

6. Evlilik müessesesinin devamını sağlayacak, hayırlı bir evliliğin temellerini atacak olan, Allah'ın kurallarıyla değil de, kendi mantık ve zamana göre, esindikleri ahlak yapılarıyla ve özentilerle bir beraberliği ve evliliği yürütme mantığıyla hareket edilmesi.

7. Kadının da şiddete maruz kalmasını gerektirici her türlü hareket, uygulama ve davranışlardan uzak durmama mantığı taşıması.

8.Yetki sahiplerinin, yetkililerin, bulundukları konumlarının gereği olarak üstlerine düşen görevi hakkıyla yapmamaları, manevi duyguları güçlendirmeye yönelik adımları atmamaları. Bu bozulmuşluğu ortadan kaldırmaya yönelik sorumluluğu üstlenmemeleri....... Son Sebepte:

9. Kadının, onurlu ve kutsallığını ortadan kaldıracak ve değersiz kılacak olan, her türlü kötü ve ahlak bozucu işlerde rant ve çıkar malzemesi olarak kullanılması.

Ve daha da sayabileceğimiz birçok sebepten ötürü kadınlar şiddet görmektedirler.

    Hâlbuki müslüman bir mantıkla  düşünebilmeyi ikrak edebilirsek, birbirimizle hiçbir sorunumuz olmayacak ve şiddetten eser bile kalmayacaktır.

     Dinimiz olan islamda kadının yeri oldukça önemli ve hassas bir yapıya sahiptir. Efendimiz as en hayırlı erkeği tarif ederken şöyle buyuruyor: "En hayırlılarınız, kadınlarına karşı en hayırlı olanlarınızdır." buyurmaktadır. Hem de hiçbir erkeğe bile nasip olmayan özelliklere muhatap olmuşlardır kadınlar. Cennete ulaşma sebepleri kılınmışlardır. "Cennet anaların ayakları altındadır" diye buyurmuştur.

Yine efendimiz s.a.v: “Üç kızını veya iki kızını güzel yetiştirip büyüten kişinin benimle cennette beraber olacaktır." diye buyurmaktadır.

  Kadına şiddet gibi önemli bir konuyu sizlerle paylaşmışken, Bir yazıyla iktifa edilmeyeceği kanaatini taşıyorum. O açıdan, gelecek yazımızda da bu konuya devam edeceğiz. inş.

   Mevlam cümlemizi bu şuuru idrak edip gereği gibi bir hayatı yaşayanlardan kılsın. AMİN

                                                                                         DEVAMI BİR SONRA Kİ YAZIDA…