KANİKA ROMİ YA Jİ ÇU (ROMİ ÇEŞMESİ DE GİTTİ)

KANİKA ROMİ YA Jİ ÇU   (ROMİ ÇEŞMESİ DE GİTTİ)

Organize Sanayi Bölgesi, Deşta Beşiri’ye denilen ovayı etap etap yok etmeye devam ediyor.

Son etap altyapı çalışmasına da başlandı.

Başlarken yüklenici firma ilk kepçeyi Kaniya Romi ya denen vadiye vurdu.

Kire Dağının yamacındaki vadideki çalışmayı köy sakinlerinden biri, gözyaşları içerisinde kaleme alıp bana yollamış.

Mektubu yolladıktan sonra telefonla arayarak “Kanika Romiya ji  hinda bu (Romi çeşmesi de yok oldu)” diyerek üzüntüsünün nedenini açıkladı.

Üzüntüsünü kaleme aldığı mektubunun, noktası, virgülüne dokunmadan yer veriyorum;

Danalı Zercel Köyündeki tek sulak alanımız bu gün yok edildi.

Organize Sanayi Bölgesi için kamulaştırılan alan içerisinde yer alan Kanika Rumiya Vadisinde toprak kazısı çalışmaları başlandı.

Roma şövalyeliğinden ismini alan bu sulak alan köyün tek doğal yeşillikli alanıydı.

Kanika Romiya, Kire Dağının düzlüğünden başlayarak Zercil/Danalı Köyünün ikiye ayırarak köyün güney istikametine akmaktaydı.

Havzanın Kire Dağı tarafının genişliği 1 kilometreyi bulmaktaydı.

Kapladığı alan da bin dönümü bulmaktadır.

Uzunluğu yaklaşık 6 kilometreydi.

Bu vadi Kire Dağının ve yamaçlarının suyunu Deşta Bişeri’ye/Beşiri Ovasına akıtırdı.

Kaniya Romiya bundan birkaç sene önceye kadar tüm köyün çamaşırlarının yıkandığı ve su ihtiyacının karşılandığı yer özelliğine sahipti.

Yaz kış demeden insanlar su ihtiyaçlarını karşılamak için burada doluşurdu.

Diğer bir özelliği de Tor Bölgesi ile Garzan Bölgesi kervanlarının geçiş güzergahı ve dinlenme alanıydı.

Burada konaklayanlar, su ihtiyaçlarını karşılarlardı.

Bu önemli yaşam alanı sadece insanlar için değil, hayvanlar için de önemli bir alandır.

Köyün küçük ve büyükbaş hayvanlarının yanı sıra yaban hayattaki canlılar da buradan su ihtiyaçlarını karşılıyordu.

Yaban hayat burada canlıydı, kuşlar, nesli tükenen oklu kirpi, sırtlan gibi hayvanlar da vadi içerisinde yaşıyor ve buradan besleniyordu.

Mevsimlik kuş sürülerinin geçiş yolu üzerinde olması özelliğine de sahipti.

Her mevsim sonu ve başında sürü sürü canlılar bu vadiyi kullanırdı.

Geçici barınma ve dinlenme yeriydi onlar için de.

Sazlıklarında çeşit çeşit canlılar ve bitkiler vardı.

Sulu ve sazlık alandan inşaat işinin başlatılmasında ne mesaj verilmeye çalışıldı, onu da anlamadık.

Tabi yazık oldu.

Emin olun bu alanın sanayi alanına dönüşmesi, yanan ormanlar kadar vahim bir durumdur.

Çünkü burada da doğa yok ediliyor.

Meralar ve canlıların yaşam alanları betonlaştırılıyor.

Buna kim karar vermişse emin olun büyük hata yapmıştır.

Defalarca bu köşede yazdığım yazılarla bu projeye karşı çıktım.

Köylüler ‘istemiyoruz’ dedi.

Ancak birileri ısrar etti ve bu güzelim doğayı, asırlık çeşmeleri, bağ ve bahçelerin bulunduğu alanı kamulaştırdılar.

Şimdi de betonlaştırmak için altyapı çalışması başlatmışlar, duyunca ben de çok üzüldüm.