Kemerlerinizi bağladınız mı?

Kemerlerinizi bağladınız mı?

Uçağa binerken pilotların sıklıkla yaptığı uyarılardan biri kemer bağlama anonsudur.

Uçağa kalkışta ve inişte kabin memurları sıklıkla 'lütfen kemerlerinizi bağlayın ve koltuklarınızdan kalkmayın' anonsu yapar.

Bu, uçağın kalkışında da inişinde de tehlike söz konusu olduğu anlamına gelir.

Hatta sadece inişte ve kalkışta değil, havadayken de kabin memurları mümkün oldukça 'yerinizden kalkmayın, kemerlerinizi bağlı bulundurun' diyor.

Yolculuk esnasında yapılan kemer ikazlarının sebebi, uçak havadayken türbülans ya da olası teknik sorunlar sırasında dengenizi kaybederek kendinize veya yanınızda oturanlara zarar vermemeniz, kendinizi uçağın tavanına doğru fırlamış halde bulmamanız içindir.

İşte bu nedenle uçakta kemer takmak son derece önemli ve gereklidir.

Tabi ki kemer takmak sadece uçak yolculuğu için değil, karayolu seyahatlerinde de zorunludur. Kemer, kaza anında can kurtarıyor.

Bu yüzden kemerin yaşamımızda önemli bir yeri ve misyonu vardır.

En önemli vazifelerinden biri de ekonomideki konumudur.

Ne zaman ekonomide işler yolunda gitmezse ilk akla gelen, kemer sıkma politikalarıdır.

Yanı başımızdaki Suriye savaşı, korona virüs salgını, Kuraklık ve en son Rusya'nın Ukrayna’yı işgal etmek için başlattığı savaş, dünya genelinde petrol ve tarımsal ürün fiyatlarını ciddi şekilde etkiledi.

Dünyada yaşanan ekonomik krizi en çok da ekonomisi kırılgan olan Türkiye gibi ülkeler hissediyor.

Bunun etki ve sonuçlarını özellikle son iki yıldır ciddi manada hissediyor ve yaşıyoruz.

Özellikle gıda, enerji ve inşaat alanında zamlar durdurulamıyor.

Döviz ve altında bir sene içerisinde artış neredeyse %100’ü buldu.

Bu artış iğneden ipliğe her ürüne otomatik olarak yansıdı.

Bu durum fakirin daha fakir, zenginin daha zengin olmasını sağladı.

Aradaki uçurum büyüdükçe büyüdü.

Önlemler alınmazsa ekonomide işler daha da kötüye gidebilir.

Bu kanaate varmak için illa da ekonomist olmaya gerek yok.

Örneğin kilosu 30 ile 50 lira arasında değişen domatesin fiyatını göz önünde bulundurursanız, piyasanın vaziyetini anlarsınız.

Ekonomide gelinen aşamada öncelikle gerçeklerle yüzleşmek gerekir.

Ekonomideki kötü gidişatı durdurmak için acilen kemerleri bağlamak gerekir.

Gerçekleri görenler çoktan kemerlerini bağlayıp, yavaş yavaş sıkmaya başladı bile.

Ancak bir kesim var ki halen kemer bağlamayı gerektiren bir durum olduğuna inanmıyor ve kabullenmiyor.

Özellikle kamu alanında daha önce açıklanan tasarruf tedbirlerine uyulmuyor.

İsraf ve lüzumsuz harcamalar gözden kaçmıyor.

Kemer bağlamaya ve adım adım sıkmaya kamu kurumlarından başlamak gerekir.

Motorinin litresinin 21 lira olduğu bir dönemde zorunlu haller dışında kamuya ait araçların trafiğe çıkarılması büyük bir israftır.

Kamuda öncelikle kiralık binek araç devrinin sonlandırılması gerekir.

Kamuda enerji tasarrufu konusunda ciddi tedbirler alınmalı.

Altyapı ve acil işler hariç ihaleler durdurulmalı.

Ekonomideki istikrarsızlığa dur denilmelidir.

En küçüğünden büyüğüne tüm kamu kurumları ve zengin fakir fark etmez herkesin, kemer bağlaması gerekir ve tehlike geçene kadar da kemerlerini açmaması, her türlü israftan kaçınılması gerekir.

Aksi takdirde bu yaklaşımla ekonomik istikrarın sağlanması mümkün görünmüyor.