Kendimizi düzeltmeye fırsat bulamadan!

Kendimizi düzeltmeye fırsat bulamadan!

İnsanın ömrü çok da fazla değildir. Ömür çok kısa olup değerlendirmek için çok titiz davranılmasa pişman olunur.

Zaman harcamayı bozuk paraya dönüştürenler ahu figan edebilir. Zamanın kıymeti zaman geçtikçe anlaşılır.

Sağlığını kaybeden artık para ile geri alamıyorsa, zamanı kaybedenler de artık hiçbir şeyle geri alamaz.

Cebinde belli miktarda para olanlar mevcut parayı kendi asıl ihtiyaçlarını düşünerek harcamaktadırlar.

Cebinde ve hesabında olan parayı; gıda, giyim, sağlık vs temel ihtiyaçlara harcamadan tatil için harcamak akıl karı olmaz.

Aynı şekilde kısa ömür için de bunu düşünebiliriz. Önce asıl ihtiyaçlarımıza zamanımızı harcamazsak kendimize yazık etmiş oluruz.

Zamanımızı sırf geçsin diye harcar isek cebimizdeki parayı çöp tenekesine atmış gibi oluruz. Bu da akıl dışı bir davranış olur.

Toplumu irdelediğimizde insanların birçoğu zamanlarını başkalarını güya düzeltmekle geçiriyorlar.

Aynayı başkasına tutup başkasını eleştiriyor, başkasını kötülüyor, başkasının gıybetini yapıyor.

Bunu yapmakla ne kazanıyorum? Diye sorgulamaya tabi tutmuyor kendini. Hiçbir şey kazanmadığı gibi tamamen kaybediyor.

Akılı insan zamanını kendini düzeltmeye harcar. Kendi hatalarını düzeltmek için zaman ayırır.

Ahmak insan başkasının gözündeki merteği görmeye zamanını harcar. Kendi gözündeki çıbanın farkına varmaz.

Oysa zaman az ve kusur çoktur. Kendini düzeltmek için o kadar zaman gereklidir ki bir başlasa başkasının kusuruna vakit ayıramaz.

Zaten kendi kusurlarını düzeltmeye çalışan insanlardan oluşan toplum kendiliğinden düzelmeye başlar.

Toplumun bozulması kendini düzeltmek yerine başkalarıyla uğraşan insanlardan dolayı olmaktadır.

Bazı insanların konuşmasına baktığınızda sanki kendisi dört dörtlükmüş gibi de hep başkasına dikmiş gözünü.

Başkasına projektörü tutan, bari kendine de mum ışığı tutsa diyorsunuz ama nafile bir çabadır gidiyor.

O kadar çok şey kaybediyor ki, farkında değil. Öncellikle zamanını harcıyor. Sonra kendini yiyip bitiriyor.

Ateşin odunu yiyip bitirdiği gibi korlaştıkça korlaşıyor. Ateşin çıkardığı duman etrafa kurum ve is oluyor.

Etrafına negatif bir enerji vererek olumsuz bir havaya sokuyor kendini ve etrafını. Hayat enerjisini soğuruyor.

Hani derler ya; “Çuvaldızı kendine, iğneyi başkasına batırmak”  işte bu söz bunlar için söylenmiş.

Maalesef bunlar hem çuvaldızı hem de iğneyi başkasına batırırlar. Kendileri de “Ak sütten çıkan kaşık!”tırlar.

Kendini düzeltmeye fırsat bulamadan göçüp gidecek olan kendine yazık edecektir. Başkasına zarar veremeyecekler.