Keşke ben Batman Milletvekili olsaydım

Keşke ben Batman Milletvekili olsaydım

Biz gazeteciler halkın her türlü şikayet, temenni, talep ve önerilerinin ilk muhatabıyız.

Haksızlığa uğrayan, hakkı gasp edilen, sesini duyuran ve ayırımcılığa uğrayan, soluğu bizde alıyor.

Yolsuzluk, hırsızlık olur, şikayet merci biz oluruz.

Elektrik ve su kesilir, yol bozulur, kanal tıkanır, çöpler toplanmaz, bize isyan edilir.

Sesini duyuramaz, işsiz kalır, yollar kapanır, hastanede rehin kalır, imdat yetişin derler.

Ağaçlar kesilir, yeşil alana zarar verilir, gazeteciler akla gelir.

Yani her kim görevini aksatsa faturası bize çıkar.

Bu durum en çok da halkın kendisine vekil, tercüman ve savunucu olarak seçtiği milletvekillerinden kaynaklanır.

Bu yüzden çoğu kez “keşke Batman Milletvekili olsaydım” dediğim olur.

Milletvekili yeterliliği konusunda kendimden son derece eminim.

Yasal yeterlilikten ziyade,  Batmana karşı sorumluluk sahibi,  gönül vermiş, fedakârlık yapmış biri olarak milletvekilliği için ideal biri olduğuma inanıyorum.

Benim gibi niceleri de var ama hiç birimizin adı milletvekili adaylığı için ne bu seçimde ne başka seçimde ve platformda gündeme gelmemiştir.

Böyle bir görev olsa açık yüreklikle söyleyeyim, seve seve yaparım. Peki, 14 Mayıs’ta yapılacak olan seçimde aday mıyım?

Kesinlikle hayır.

Çünkü milletvekili adayı olabilmek için mevcut siyasi hiyerarşide milletvekili aday aday olmamız bile mümkün görünmüyor.

Batman’ın değerlerine her şartta, her platformda sahip çıkmış, çıkarlarını savunma adına risk alıp elini taşın altına koymuş, sivil toplumun gelişiminde etkin görev almış, hak savunuculuğu temelli gazetecilik yapmış, hiçbir zaman adı çıkar ilişkilerine, yolsuzluğa ve haksızlığa karışmamış biri olarak benim de böyle bir görev için aday olmam gayet normaldir.

Ama gel gör ki siyasi ilişkiler ve tercihler bizim buralarda hakkaniyet temelinde yürümüyor.

Kim örgütlüyse, adamı varsa, güçlü lobisi ve gücü varsa genelde o aday ve milletvekili oluyor.

Açık söylemek gerekirse bir yerlere gelebilmek için hiçbir zaman siyasi bir hesap içerisine girmedim.

Ancak ilkelerim, ideallerim, inancım ve değerlerimle örtüşen bir siyasi partide meclis üyeliği, belediye başkanlığı, milletvekili hiç fark etmez toplum yararına hizmet etmek isterdim.

Mevcut siyasi partilere baktığımda kriterlerime tamı tamına uyan hiçbir siyasi parti yok elbette.

Ama mevcut siyasi partiler içerisinde kriterlerime ve değer yargılarıma yakın bulduğum bir siyasi parti elbette vardır.  

Ne milletvekili ne belediye başkanı, ne meclis üyesi olma şansım hemen hemen yok, bunu biliyorum elbette.

Milletvekili seçimleri hazır yakınken bana adaylık şansı doğsaydı ve milletvekili seçilseydim nasıl bir duruş sergilerdim, bunu burada açıklayayım.

Evimi TBMM’nin olduğu Ankara’ya taşımazdım.

Danışman, koruma, şoför gibi görevliler istemezdim.

Siyasi görüşüne bakmaksızın her Batmanlıya aynı mesafede olurdum.

Bireysel çıkarlar değil toplumsal yararlar için mücadele ederdim. Batmanlılık bilincinin gelişmesi ve kalkınması için çaba sarf ederdim.

Zamanımı, TBMM’de her  milletvekiline ayrılan özel odada değil, Batmanda halkın arasında, halk otobüsünde, dolmuşta, mahallede, köyde, taziyede, parkta geçirirdim.

Batman Halkına haksızlık kimden gelirse gelsin karşı çıkar, her Batmanlıyı cesurca sahiplenirdim.

Bağlı bulunduğum siyasi partinin her doğrusuna evet, yanlışına ise hayır derdim.

Siyasi lider ve ideolojiye tapacak düzeyde sadakat değil, vekili olduğum halkla bağlarımı güçlendirirdim.

Batman’ın sorunlarını tek tek tespit edip yerinde çözümü için mücadele ederdim.

İşini aksatan, vatandaşı oyalayan, hizmeti aksatan hangi kurum olsa kapısına dayanırdım.

Kısacası, gerçek bir vekil ve bu güne kadar alışık yöntemlerin dışında bir anlayışla hizmet ederdim.

Bu anlayışta birini bence halk istese de hiçbir siyasi parti bünyesinde kolay kolay barındırmaz.

O yüzden bu niyetimin bir hayalden öteye gidemeyeceğini biliyorum.

Ama belki önümüzdeki dönemde seçilecek milletvekillerinin nasıl davranması gerektiğine dair bir ilham kaynağı olur diye yazdım.