KIYAMET NE ZAMAN KOPACAK

İnsanlık tarihinde "Kıyamet ne zaman kopacak?" cevabı merak edilen en eski sorulardan biridir.
Peygamberlere, kahinlere, bilginlere, alimlere, papazlara, keşişlere, sihirbazlara, medyumlara... Hep sorulmuş.
Cevabı veren olmuş mu?

Tahminler, alametler... söylenmiş ancak kesin bilgi verilmemiştir.
Günümüz ilim ve teknolojinin: "Büyük bir deprem, yörüngesinden sapıp bir başka uyduya çarpması..." dünyanın yıkılıp yok olmasının mümkün olduğunu söylemekte.
Dünyanın er veya geç yıkılacağı konusunda fıkır birliği vardır.

Ancak kıyamet veya ölüm sonrası hayat hakkında fikirler farklıdır.
İnkar edenler ve farklı düşünceleri bir kenara bırakarak İslâm dini açısından olaya bakalım.
Enes bin Malik (ra) anlatıyor. Adamın biri geldi ve:
"-Ya ResülaAllah! Kıyamet ne zamandır?" Dedi.

Resulüllah sallahu aleyhi ve sellem:
"Kıyamet için ne hazırladın?"(Müslim)
Bu soruyu kendimize biz de soralım.

Hazırlığımızı gözden geçirelim ve "bugün Allah için ne yaptım" muhakemesini yapalım.
Zamanı geldiğinde "her nefis" gibi ölümü tadacak ve kıyametimiz bizim için kopmuş olacaktır.

Fatır suresi 5 ayet:

"Ey insanlar! Allah'ın verdiği söz gerçektir. Dünya hayati sakın sizi aldatmasın, o aldatma ustası (şeytan) da Allah hakkında sizi kandırmasın."
Günümüzde ölüm ve sonrası unutulmuş. Mal, makam, siyasi görüşümüz... ahreti bize unuturmuştur.
Faiz, zina, kumar, içki... Yaygınlaşması normal bir hal almıştır.
İnsan hakları, adalet, doğruluk, yardımlaşma, af etme, büyüğe saygı, küçüğe sevgi, aile muhabbetti, akraba ve komşuluk ilişkileri... Değerini yitirenlerden olmuştur.
Bediüzzaman:

"Ey gaflete dalıp ve bu hayati tatlı görüp ve ahireti unutup, dünyaya talip bedbaht nefsim!
Bilir misin neye benzersin?

Deve kuşuna... Avcıyı görüp, uçamıyor; başını kuma sokuyor, ta avcı onu görmesin. Koca gövdesi dışarıda. Avcı görür. Yalnız o, gözünü kum içinde kapamış, görmez. (Sözler)
Allah'ım gaflet uykusundan bizi uyandır. 
Basiret gözümüzü aç.

Ahiret için hazırlık yapanlardan eyle.
Selam ve dua ile.