KORONA MI KARI DIRDIRI MI?
- 05-04-2020 21:13
- 28
Kaç gündür evdeyim, hanımla konuştuk, muhabbet ettik, iyi bir insana benziyor...
Lan Mahmut, niye benimle kavga etmiyon, kaçacak yerin yok diye de mi?
Karı dırdırı koronadan beter…
Bunlar koronoyı izah etmekte sıkıntı yaşayıp, işi mizaha vuran vatandaşımızın zekâsının ürünleri.
Yoksa ben, karı dırdırı diye başlık, Allah muhafaza, rüyamda görsem tavana fırlarım.
Şaka bir yana bu virüs, birçok gerçeği yüzümüze vurdu.
Eksiklerimizi, gerçeklerimizi, göremediklerimizi, hesaplayamadıklarımızı…
İşin global boyutundan önce aileyi ele almak lazım. 4 duvar arasına sıkışan biz erkeklerin, kadını anlama evrim sürecine bakmak gerekir.
Bu evrimden kaçmak isteyenlerinde, karı dırdırı bahanesine sarılmasına…
Her zaman söylerim, dünyanın en ağır işi ev hanımlığıdır.
Dünyanın en zor varlığı olan insan yavrusunu güderler, evi çekip çevirirler, sonra da şımarık, kaprisli ve kibirli olan erkeği memnun etmeye çalışırlar.
Bunların tümünü de şuan bizim yaşadığımız gibi çok dar bir alanda yapmaya çalışırlar.
Yaşadıkları zorlukları da dile dökerek deşarj olurlar.
Bu zorluklar yoğun olunca da dil makineli gibi çalışır.
Dil, yoğun çalışma sonucu, olayı alışkanlık haline getirir, ortada problem yokken de konuşmak ister.
Konuştukça rahatlar, rahatladıkça konuşur.
Konuşurken engellendiğinde ise çarklar kırılır.
Kırılan aks, kasnak ve diferansiyel parçaları üstünüze üstünüze gelir.
Erkekler, akıllı olun, ayık olun, çok ısınan bir motora asla müdahale etmeyin.
Bunu yapıp yanan ya da gözünü kaşını yaran çok motor ustası gördüm.
Siz çırak halinizle aman dikkat edin.
Fazla yük yüklediniz, bakımını yapmadınız ya da ihmal ettiniz, ısınınca da vay anasını…
Yok öyle şey!
Oyunu kuralına göre oynayacaksınız.
Bilmediğiniz oyunda artistik yapmayacaksınız.
Yoksa hacamadı yersiniz!
Şimdi 4 duvar arasına mahkum olup, kaçacak yeri de olmayan erkekler, durumu anlamakta zorlansalar da biat bayrağını çekmiş durumdalar.
Evin içinde dönen çarkın ağırlığıyla birlikte, dışarıya kaçacak yolun olmayışının ortak paydasında, “itaat et, rahat et” deyip, kontrollü şekilde yaşıyorlar.
Millet şu karantinadan sonra boşanmaların artacağını söylüyor, ben buna katılmıyorum.
Aile bağları öncesinden çok daha güçlü olacaktır.
Çünkü ilk defa aile uzun süreli birliktelikler yaşamış, birbirini dinlemiş, birbirini anlamaya çalışmış, oyunlar oynamış, oynadığı alanı beraber dizayn etmiş, dünyanın en vazgeçilmez, organizasyonun aile olduğu gerçeğini yaşayarak müşahede etmiştir.
Aileyi şirket yapısıyla değerlendirenlerin, bilânço, rapor ve toplantılarla işi yürütmeye çalışanlar, tabii ki bu tür badireleri fırsat olarak değil kriz olarak yaşayacaklardır.
Bunların 5 miliamperlik sigortaları yüksek enerjili muhabbeti kaldıramaz!
Biz zaten kendi aramızda her şeyi yazıya ve anlaşmaya döken bu organizasyonlara aile demiyoruz. Göçebe çadırı gibi kurulan mokıt organizasyonlar diyoruz.
Bunların dağılması için koronaya gerek yok, bazen basit bir grip bile bunları darmadağın edebiliyor.
İşin diğer boyutu ise korona bize değerlerimizi tekrardan hatırlattı.
Dünyanın en zengin adamı olun, bir anlamı yok çünkü para anlamsızlaşıyor.
Dünyanın en güçlü insanı olun bir anlamı yok çünkü silah ve asker anlamsızlaşıyor.
Dünyanın en güzel en yakışıklı insanı olun hiç anlamı yok çünkü bunlar anlamsızlaşıyor.
Eğer bir aileniz yoksa dünyanın tüm para, silah, makyaj malzemesi, güzelliği, altını, mücevheri, yiyeceği, içeceği, uçakları, arabaları sizin olsa, siz bunalımdasınızdır.
Ve siz hayattan boşanma yoluna girmişsinizdir!
Bunun içinde aile kurun, ailenize sahip çıkın, ona değer verin, onu başınızın tacı edin. Dünyalık tüm değerler değersizleştiğinde elinizde, kalacak ve sizi ayakta tutacak tek değeriniz, ailenizdir.
Aileyi ikinci plana atan batının içine düştüğü bunalımın yanında iğrençliğini de vurgulamak isterim.
Medeni diye pazarlanan batılılar, yaşlılarını sosyal güvenliğe ve sağlık sistemine yük olarak görüp, imha etmenin peşinde koşarken, biz fert ve devlet olarak tüm imkânlarımızı onlar için seferber ediyoruz.
Tüm aile fertleri olarak duygularımızı üzerlerine akıtırken, devletimiz de askeri, polisi, imamı, zabıtayı onlar için seferber etmiş, öz evladın yapamayacağı işleri onlara görev olarak vermiştir.
Allah akıbetimizi hayretsin diyoruz ya.
İşte bu, bir ayağınız çukura düştüğünde, sabun fabrikalarına hammadde olarak bakılmamak için ayağımıza basarken, aileye ve aile politikalarına sahip çıkın.
Birbirinizin nazını da dırdırını da çekin, sevin ve sevdiğinizi gösterin.
Dinimiz de bize bunu emrediyor.
Aile bağlarlının daha güçlü olduğu yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın