KURUSIKI KAHRAMANLIK

Öyle zamanlar ki sakin, dingin aldığınız her soluk için şükretmek gerekiyor.

Her yeni günün önümüze neler çıkaracağı endişesiyle uyanıyoruz artık.

Krizin her türlüsüyle tanıştık diye yazsam. Rabbim bağışlasın kim bilir daha neler var görmediğimiz. Ama 2020 yılını henüz bitirmedik. 

Kasım’ı Aralık’ı görmedik henüz heybesinde taşıdıklarını bilmiyoruz.

Siyasal, ekonomik, sağlık, krizin türlü çeşidini gördük hala yaşıyoruz.

Yangını, salgını, depremi eksik olmadı.

Doları, eurosu, altını, işsizliği, kayyumu, hırsızlığı, hortumu eksik olmadı, aldı hızını koşuyor.

Oda yetmedi satırla bir insanın öldürülürken durup nasıl izlediğimizi de tecrübe ettik. 

Doğrusu ilk tecrübemiz değildi bu. 

Çok değil daha bir yıl önce 28 Ağustos’ta Batman otogarında yine benzer bir cinayete tanık olmuş sadece izlemekle yetinmiştik. 
Bıçak ve sopa darbeleriyle ölen adamın başında katili, maktulün ölmesini beklemiş. 

Ve yine kimse, polisi bile müdahale etmemişti.

İki olay da izlerken tüylerinizi diken diken eden sizi kendinizden utandıracak görüntüler.

Her ne sebeple olursa olsun bir insanı bu şekilde öldürmek ya da insanın öldürülmesine seyirci kalmak kabul edilebilir değil. 

Ama tutup da dışarıdan bir izleyici olarak, olayın içindekini ya da uzaktan izleyip müdahale etmeyenin ya da edemeyenin halini yargılamak doğru da değil adil de.  

Son olaya baktığınızda yok içerde 3 erkek bir kadın vardı neden sadece izlemekle yetindiler diye düşünebilirsiniz. Ama ben olsaydım diye başlayan yargılarınızdan vazgeçin. Siz değildiniz ve iyi ki de değildiniz. Emin olun o durumu yaşamak ya da o cinayete tanık olmak istemezsiniz.

Ne oldu, nasıl oldu, niye oldu? Hepsini geçtim olay farklı bir mağduriyet doğurmuş. Tüm haber kaynaklarına yansıyan görüntülerde katil maktüle saldırırken, maktülün sığındığı işyerinde kadraja birkaç saniye girip çıkan iş yeri çalışanlarının uğradığı linç çok acımasızca bir hal aldı. 

Öyle ki iş yeri sahibi, çalışanını müdahale etmediği için işten çıkarıp bunu da gazetelerde ilan etmeye kadar vardırdı, toplum linçini daha da pekiştiriyor ve çalışanı müdahale etmedi diye işten çıkarıp suçlu ilan edebiliyor. 
Olayı çok boyutlu değerlendirmek gerekiyor.

Tek boyutlu bakmak her zaman daha kolaydır. Farklı olasılıklara harcayacak enerjiniz ve aklınız yoksa susun bari de boş kahramanlıklarınız farklı mağdurlar doğurmasın.

Konya'nın Selçuklu ilçesinde 5 Şubat'ta yaşanan olayı hatırlayın, Özgür Duran'ın, sevgilisi Ayşe Dırla'yı dövdüğü için olaya müdahale etmek isteyen Kadir Şeker, çıkan arbedede Duran'ı bıçaklayarak öldürmüştü. Konya 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi 14 Ekim'de Şeker'e "kasten adam öldürme" suçundan önce müebbet hapis cezası vermiş, ancak suçun "haksız tahrik" altında işlendiği gerekçesiyle ceza 15 yıla, iyi hal indirimiyle de 12,5 yıla düşürülmüştü.

Oturduğumuz yerden ahkam kesmek her zaman en kolayıdır.

Bedel yok kuru sıkı kahramanlık var.