Kusursuz bir bayram yazısı…
Kilosu 795 TL olan bayram şekerinin tanesi, tartıda 16 TL’yi gösterdi.
Bayramı, fahiş fiyatların gölgesinde kutluyor olmanın zamlı burukluğu var içimizde.
Bayram alışverişi yaptınız mı, fiyatlar nasıl, diye sordum sosyal medya takipçilerime.
Gelen cevaplar da pek bir zamlıydı.
‘Fiyatlar çok güzel, her şey gül bahçesi gibi’ diyen de oldu.
‘Fiyatlar biraz daha yükselsin’ diyerek içsel tepki gösterenler de...
Belli ki herkeste derinden derine bir kaygı…
Gel de yılların klişeleşmiş huzurlu, mutlu ve sağlıklı bayram mesajlarını gönder şimdi tanıdık, tanımadık herkese…
Kim inanır, mutlu ve huzurlu bayramlar olacağına, bir litre sütün fiyatının 20 TL’yi aştığı şu günlerde?
Muhabirimiz Gariban Osman, çarşı pazarın nabzını tutuyor.
Tutmaz olaydı.
Havuç 35 TL.
Haberini yazmaya korkuyor insan.
Ekmeğe de zam geldi yeniden.
Amenna…
Bir mekanda oturup iki çay, iki suya verdiğin para 50 TL.
Bugün bayram.
Ve ne yazık ki neşeyle dolmuyor insan.
Hava da çok sıcak zaten.
Zamları geçtim, sıcakların 50 dereceyi bulacağını düşündükçe zaten neşe meşe de kalmıyor ortada.
Son günlerde manşetini attığımız intihar haberleri ise başlı başına kaygı meselesi.
15’inde intihar eden de var, 40’ında intihar eden de.
Gençlik bunalımı denilemez yani.
Fakir fukaranın gözü, iki makarna, iki salçadan oluşan gıda kolisinde.
Tüm bunlara bakınca,
Bayramı bayram gibi yaşayamıyor insan.
Her bayram biraz daha buruk.
Her bayram biraz daha kırgın.
Giderek bayram olmadan çıkıyor bayramlar.
Dostluk kavramının yerini kanki’ler aldı ya hani,
Bayramlar da yakında bayriş falan olabilir yani.
Neyse, gazeteciyiz biz.
Yazdıklarımızla karamsarlık dağıtmamamız gerekir.
Toplumu etkiliyoruz biz.
Yazdıklarımız önemli.
Bu yüzden baştan başlayayım;
Aaa bayram,
Ne güzel bayram.
Şen oluyor insan, falan dememiz gerekir.
Kültürümüzün kadim geleneğidir bayramlar.
Düşünsenize, minik minik çocuklar bayramlık kıyafetler giyecek.
Kız çocuklarının başına takacağı o renkli tokaların hastasıyım.
Erkek çocukların da 40 yaşındaki bir delikanlıyı andıran o minnacık ayakkabılarına.
Pahalı ama çok lezzetli bayram şekerleri, lokumları düşündükçe ‘amaaan bana ne sütün litre fiyatından’ diyebiliriz belki.
Kesilecek kurbanlık koyunların derin tencerede pişerden çıkardığı kokuyu alınca, ‘amaan ne yapayım millet fakirse’ derim, gitsin.
İnternet de sudan ucuz zaten,
Kanki’lerime iyi bayramlar mesajlarımı da attı mı, tamamdır her şey.
Yayıla yayıla tatil yaptı mı intiharlar da gelmez aklıma, fakir fukaralar da…
Bana ne, ben mi kurtaracağım memleketi?
Sanırım iyi bayramlar yazısı oldu şimdi.
