KUTSAL MERETO DAĞI ETEKLERİNDE BİR GÜN

KUTSAL MERETO DAĞI ETEKLERİNDE BİR GÜN

Üstat gazeteci Nizamettin İzgi bu aralar doğa fotoğraflarına merak sarmış.

Hummalı bir şekilde doğa fotoğraflarından oluşan bir fotoğraf sergisi hazırlığını yapıyor.

Doğaya ve fotoğrafa olan tutkumu bildiğinden dolayı zaman zaman çalışmalarını benimle de paylaşıp fikir alışverişinde bulunuyor.

Sergide yer alacak fotoğraflarına Sason’un doğasını da katmaya karar verince beni davet etti.

Sisli bir Batman gününün sabahında Sason’a doğru yola çıktık.

Sason’da bizi gazeteci ve insani yardımlar konusunda son derece duyarlı olan  Sabahattin Atalay karşıladı.

Hiç beklemeden  kutsal Mereto Dağı  eteklerine doğru yola çıktık.

Hava biraz puslu da olsa Sason’un büyüleyen doğal güzellikleri adeta etrafa ışık saçıyordu.

Araçla Mereto’ya yakınlaşılabilecek en ileri noktaya uçurumlu yolları geçerek vardık.

Daha önce zirvesine çıktığım Mereto, sanki uzansan elin değecek kadar yakın görünüyordu.

Sason’un doğasını adım adım tanıyan Rehberimiz Sabahattin Atalay kar olmasa bile 4 saat yürüme sonrasında ancak Mereto’nun zirvesine varılabileceğini anlattı.

Üç koldan doğal güzelliklerin fotoğraflarını çektik.

Gezilecek daha çok yer olduğundan ve meteoroloji tahminlerine göre hava yağmurlu göründüğünden acele ettik.

Ama nereye doğru yol alıyorsak Mereto peşimizden geliyordu adeta.

Burada asırlarca yaşayan halklar bu dağı boşuna kutsal olarak görmemiş.

Gittiğimiz yolun tersi istikametinden Altıdere (Tizze ) Köyünde mola veriyoruz.

Köy Muhtarı Aydın Algan “bir çay içmeden gitmezsiniz” diyor.

Biz toprak damlı, taş duvarlı evin damında Mereto’nun karşısında bize ısmarlanacak çayı beklerken, tümü ile doğal ürünlerinden oluşan bir ziyafetle karşılaşıyoruz.

Bal, yoğurt, ceviz, keçi peyniri, ilk kez yediğimiz çökeleke benzeyen tereyağı, biber salçası karıştırılmış bir yemek ve mevsimin son domatesleri, tandır ekmeği eşliğinde inanılmaz lezzette bir yemek ziyafeti ile açlığımızı gideriyoruz.

Keklik sesleri, derede akan su sesi birbirine karışıyor.

Rehberimiz Sabahattin bu sırada Mereto’nun neden bu bölgede asırlardır yaşayan inanç toplulukları milletler için kutsal olduğunu anlatıyor.

Mereto’nun kutsallık derecesine getirilmesini Nuh Tufanı ile ilişkilendiriyor.

Anlatılan rivayete göre tufan olduğu zaman  Nuh'un Gemisi, Mereto  yakınından geçerken dağa çarpar.

Dağı ikiye böler derin bir vadi açılır ancak gemiden bir parça tahta kopar.

Nuh'un Gemisi'nden düşen tahtadan yola çıkarak bu bölgeye Dabanak yani  Ermenice’de küçük gemi ismi verilir.

Diğer bir rivayete göre ise Nuh’un Gemisi Ağrı Dağına yol alırken dağ “bana gel” diye kucak açar ve ikiye yarılır şeklindedir.

Bu yüzden yıllardır Mereto Dağında Müslüman ve Ermeniler tarafından anmalar yapılmaktadır. Her sene Şeyh Bazid ve Vartavar Kutlamaları yapılmaktadır.

İçten misafirperverliğinden dolayı kendilerine teşekkür ederek Tizze Köyünden ayrılırken Muhtar Aydın Algan “baharda da da bekleriz” diyerek bizi uğurluyor.

Tize Köyünden çıkarken Mereto Dağı Eteklerine yağmur yağıyordu.

 4.bin rakım yüksekliğindeki dağın zirvesini kar bulutları kapladı.

Sason’a dönüşte yine uçurum ve virajlı yollardan geçiyoruz.

Gözün görebildiği kadar ormanlık ve dağlık bir alan.

Sason, yeşilliği doğal güzellikleri ile her mevsim ayrı bir güzeldir.

Buna sahip çıkıp korumak gerekir.

Sason, tarihi ve doğal güzellikleri ile turizm açısından çok zengin kaynaklara bil ilçemiz.

Sason-Muş Yolunun açılması ile bu bölge, turizm açısından da canlanır.

İnanç turizminden tutun, doğa , kırsal turizmine kadar bir çok alanda bölge canlandırılabilir.

Yeter ki gayret olsun.

 Sabahattin Atalay gibi bir çok gönüllü, bu işe rehberlik yapmaya hazırdır.