MAĞLUBİYETİN ADIVAR

Ne diyor şair : “Dertler dert üstüne konduğu zaman haykırsam olmuyor, sussam olmuyor. Keder içten içe yıktığı zaman ağlasam olmuyor, sussam olmuyor.’’  

  Nasıl susabilir ki insan! Geçen hafta 2-0 öndeyken beş dakikada yenilen 3 golle kaçan galibiyete mi, yoksa kendi evinde sezon başından beri maç kazanamama serüvenine mi? Hangisine yanalım a dostlar!

Petrolspor, kendi sahasında ve seyircisi önünde dişine göre rakip olan Halide Edip Adıvarspor’la karşılaştı. Dişine göre diyorum zira bu takım geçen sezon Bölgesel Amatör Ligden 3.lige yükseldi. Kuruluş tarihi ise 2004. Yani anlayacağınız bu takım 12 yaşında. Bütçesi deseniz Petrolspor’un hemen hemen yarısı kadar. Elbette rakibi küçümsemek için söylemiyorum ama kıyas yapınca da insanın içi yanıyor. Onlarda oynadıkların dirençli futbol ve sonucunda attıkları iki golle nasıl bir ekip olduklarını hepimize gösterdiler.

***

Diğer taraftan Petrolspor cephesine gelelim. Şeytanın bacağını kırmak için maç öncesi kurbanlar kesildi. Talihsiz şekilde kaybedilen puanlar ve iç sahada maç kazanamama uğursuzluğunu ortadan kaldırmak için adaklar adandı. Maçtan önceki gece Batman Valisi Ahmet Deniz’in destekleriyle, yönetim tarafından Dayanışma Gecesi düzenlendi. İş adamları, Kurum Müdürleri ve Basının yer aldığı gecede ileriye dönük güzel mesajlar verildi. Halide Edip Adıvarspor karşısında alınacak galibiyetle tüm bu güzellikler pekiştirilecekti ama yine olmadı. Mağlubiyetin faturası üstüme vazife değil ama futbolculara ve teknik heyete kesilmeli. Takımı forvetsiz sahaya süren Tarık hoca ileri uçta Gökhan Ünver’e yer verdi. İlerleyen dakikalarda verim alınamayınca Gökhan ve Mustafa Aydoğdu yer değiştirdi. O da olmayınca ilerleyen dakikalarda yedek kulübesinde bulunan forvet oyuncusu Serhat’ı aldı. Nitekim o da sonuca merhem olamadı. Ertunga’nın ilk 18 de yer bulmaması ise kafalarda soru işareti bırakmadı değil. Teknik heyete şu şekilde katılabilirim. Sakat ve cezalı futbolcuların yokluğu bellerini büktü. Hatırlayın önceki yazılarımda savunmanın solunda oynayan ve hücumda da etkili olan Atilla Erel’den bahsetmiştim. İki haftadır sakatlığından dolayı forma şansı bulamıyor. Yokluğunda savunmanın solunda sıkıntı yaşandığı gibi ileride takımı hücumda besleyen kimse de yok.

Diğer taraftan son haftalarda iyi futbol oynayan ve attığı uzun paslarla takımı atağa koyan Erman Kılıç Tire deplasmanında sakatlandığından o da forma giyemedi. Yine Tire deplasmanında gördüğü kırmızı kart nedeniyle cezalı olan ve bu yüzden kadro dışı bırakılan orta sahanın çalışkan ismi Halil Aşut’un yokluğu hissedildi. Sistemsel olarak bir değişikliğin olmadığı takımda bahsini ettiğim oyuncuların olmaması elbette mağlubiyetin geçerli nedenlerinden. Ayrıca ilk yarıda kaleci Gökhan’ın ve savunmanın sağında oynayan Ensar’ın sakatlanmaları sonucu zorunlu değişikliğe gitmeleri de bu nedenlere eklenebilir. Gelelim ilk 11’de yer alan futbolcularımıza. Daha önceki haftalarda koşan, mücadele eden, pozisyonlar bulan takımdan eser yoktu. Sahada ruhsuz ruhsuz gezen ve rakibi karşısında varlık gösteremeyen bir Petrolspor vardı. Şöyle bir düşünüyorum da ciddi bir gol pozisyonumuz yok gibi. Rakip deseniz gerçi onlar da vasattı ama ayakta kalan, fiziksel olarak daha güçlü olan taraf onlardı. Defansın çok basit hataları sonucu buldukları gollerle sonuca gittiler. Karşılaşma boyunca savunmayı ön planda tutan misafir takım, yakaladıkları açıkları değerlendirdiler. Özellikle savunmanın sağını yıpratan Halide Edip Adıvarspor’lu futbolcular bu kanattan farka gitmesini bildiler.

Bu sonucu hak ettik mi deseniz hak ettik.  Önceki puan kayıplarında nasıl bunu hak etmedik dediysek bu haftada bunu söylemek gerekir. Futbolun klişesi olan geçen geçti önümüzdeki maçlara bakalım demek en doğru söylem olur. Ama bunu yaparken de hatalarımızdan ders çıkarmamız gerektiğini de unutmayalım. Umudum ve heyecanım ilerleyen haftalarda güzel sözcüklere dökülecek. Ben buna inanıyorum ve inanmaya devam edeceğim. Siz de her sonuçta takımlarını yalnız bırakmayan fedakar taraftara güneşli günleri gösterin artık.