Mehdi Öztüzün kimin arı kovanına çomak soktu

Mehdi Öztüzün kimin arı kovanına çomak soktu

Mehdi Öztüzün’le uzaktan da olsa bir dostluğumuz var. Tanıdığım kadarıyla dürüst, samimi, inandığı ilkelere bağlı bir insan. Halkını seven, sayan, değer veren biri. Söylem ve eylemleriyle de halkına zarar gelmesini istemeyen, gençlerimizin heder edilmesine gönlü razı olmayan, inandığı doğrular doğrultusunda mücadele veren biri…

Öztüzün; Partisinin “Halk oylaması” diye adlandırılan delege seçiminde en yüksek oyu alarak seçildi. Halk oylaması ile oyların yüzde 80'nini alarak birinci olmasına rağmen hem Batman da hem de Diyarbakır’da düzenlenen aday tanıtım toplantısında Başkan adayı olarak gösterilmedi.

Seçim boyunca Demokratiklik ve Halk seçimi adı altında alınan kararlar ve iddialar, dayanaksız ve boş çıktı. Bu Mehdi ÖZTÜZÜN’e yapılan büyük haksızlıktı. Doğrusu Seçim sisteminde EŞ BAKANLIK gibi bir sistem yok. Seçimde ilk aday Başkan Adayı, ikinci aday ise İl Meclis üyesi olarak görevlendiriliyor. Yani işin aslı Başkan haricinde diğer adayın imza ile ilgili hiçbir yetkisi bulunmuyor. Dolayısıyla etkisiz eleman…

Bu nedenle de kendi delegelerince en yüksek oy alan aday Mehdi Öztüzün otomotikmen etkisiz aday oldu.  Başkan Adaylığının Kayyumluk gibi, dikte ettirilerek elinden alınması Demokratik ve halkçılık ilkelerine aykırı…

Mehdi Öztüzün bu konudaki rahatsızlığı ortadayken onun gibi Belediye Başkan Adayı ve meslektaşı Serkan Ramanlı ile yan yana gelmesi ile teşkilatı tarafından “Parti politikamız ve ideolojik hattımızla düşmanca tavır sergilemiş, yaşanan durum halkımızda ve değerli ailelerimizde büyük tepkiye ve infiale neden olmuştur.” Denilerek aslında halk tarafından müspet görülen bu güzel yaklaşım halkın ismi de kullanılarak “halkımızı ve ailelerimizi yaşananlar karşısında sükunete çağırıyoruz.” Gibi gerçek dışı bir söylemle provokatörlüğe dönüştürülmesi gibi ahlak dışı bir yöntemle Öztüzün hedef alınıyor.

Böyle bir hoşgörü ortamının bu kadar büyük sonuçlara yol açmasının nedeni aslında halkı kine, nefrete, düşmanlığa sevk eden ve bundan nemalanan bir zihniyetin kendilerinden biri tarafından elimine edilmesi…

Bu zihniyet, Kürt gençlerinin kanından beslenen burjuvazileşmiş menfaat şebekelerinden başkası değil. Kürt halkının birbirine yakınlaşmasını istemeyenler. Olurda halkın arasında işlenen bu kin ve nefret ortamı ortadan kalkarsa nerelerden nemalanacaklar? Avrupa ve Amerikalardan güç, kuvvet, destek, para ve silahı hangi yol ve yüzle alabilecekler?

Halkın evlatları dağlarda öldürülmeli ki, bir kısım ehlikeyf kendileri ve çocukları ile en güzel hayatı yaşayabilsinler, zevk u sefa içinde hayatlarını sürdürüp ahkam kesebilsinler…

Tabi ki bu yaşantının bedeli saf, temiz, masum Kürt gençlerinin kanı olacaktır. Bu kanın akmasını durdurmak isteyenlere müsaade edebilirler mi?

İşte Mehdi Öztüzün menfaat kovanına çomak sokarak Kürt Gençlerinin akıtılan kanlarının durdurulmasını istiyor. Barış iklimine ihtiyaç var.” Diyor. “Ortadoğu da birilerinin planları var. Ülkede birilerinin planları var. Bu konuda başka yerlerde çözüm aramak çözümsüzlüktür.” Diyor. “Çözümün kendi içimizde gerçekleşmesi gerektiğini” belirtiyor.  

Kürt Halkı için bu taleplerden daha güzel ne olabilir?

Evet, Gerçekten Ortadoğu da İsrail, Amerika ve Avrupa’nın işgalci planları var. Bunu en bariz şekilde Cemil Bayık dile getiriyor. “Bizler, Kürdistan’ın bağımsızlığı için değil Ortadoğu’nun Kurtuluşu için mücadele veriyoruz.” Diyerek bas bas bağırıyor.

Ortadoğu’yu kimden kurtaracakları çok açık kısaca “Kürdistan bölgesinde İslam’a ve Müslümanlığa karşı verdikleri mücadelenin aynısını Ortadoğu da vererek Müslüman Ortadoğu halkını Kafirleştirme ve ahlaksızlaştırma ile kurtarmayı” hedefliyorlar.

Bu nedenle Kürdistan halkının kültürünü, geleneğini, dilini, dinini, inancını hakkı ile yaşayanlarla bir araya gelmeyi en büyük suç görüyorlar.

Hedefleri; Amerika lejyonerliği ile İsrail desteğinde İslam’dan arındırılmış bir Ortadoğu oluşturmak. İşte tam da bu nedenle Dindar bir kimliğe sahip Milletvekili ve Belediye Başkan Adayı Sayın Serkan Ramanlı ile Sayın Mehdi Öztüzün’ün bir araya gelmeleri hazmedilememiş ve Öztüzün ihraç edilmiştir.  

Ayrıca Mehdi Öztün, ‘Eski siyaset öldü’ Yeni bir siyaset tarzı oluşturmaya çalışıyoruz. Ailelerimizin ‘bu bizim modelimizdir’ dediği bir modeli ortaya çıkarmak istiyoruz… Tek derdimiz ülkedeki çatışmalı sürecin bitmesine hizmet edecek bir çıkış yapmamız… Yoksul halkın çocukları hala toprağa veriliyor… Bunun onurlu bir barışla sonuçlanmasını” istiyoruz…” diyerek savaş hedefli eski siyaseti eleştiriyor. Bu da Savaş baronları ile Siyasi Baronların keyfini kaçırıyor, Kürt gençlerinin kanının akmadığı yerde değersizleşeceklerini düşünüyorlar.

Öztüzün; Ailelerimizin ‘bu bizim modelimizdir’ dediği bir modeli ortaya çıkarmak istiyoruz. Gibi çok radikal bir adımla Kürt Ailelerinin istediği bir modelin geliştirilmesini istemesi ise Ortadoğu’ya yerleştirilmek istenen ahlaksızlık projesinin altını oyuyor. Bu nedenle de “Kadın iradesine karşı tutumu’nu da işin ihraç nedenlerinden sayıyorlar.

Aslında Mehdi Öztüzün’ün ‘bu bizim modelimizdir’ dediği model Yurtsever Kürt Kadının en gerçekçi ve doğal Kültürünü yansıtan model… Kürt Kadın kültürü yeniden yaşatmak istiyor. Fakat maksat başka olduğundan Kürt Kadınının bugüne kadar Ahlaktan, hayadan, iffetten, edepten uzaklaştırılıp, sıkma baş kadınları da kullanarak LGBT yani G..t Verenliği savunur bir ahlaki Devrimi sürdürmek istedikleri için Öztüzün’ün isteklerini devrimlerinin altına koyulmuş bir bomba olarak görüyorlar.

Sonuç olarak ÖztüzünBitmedi bu kavga sürecek… Bu talan düzeni (sektörleşen siyasi yapı) yıkılıncaya dek. Biz; arı kovanına çomak sokmaya çalıştık. Yoksul halk çocukları ölürken, birileri zenginleşip mevki sahibi oluyorsa, bizim başarısızlığımızdadır. Halklarımızdan özür diliyoruz.” Diyerek mücadele edeceğini belirtiyor.

Biz gerçekleşen bu akıl dışı tutulmayı seyrederken Mehdi Öztüzün’ü bu dik duruşu nedeniyle Kutluyor, tebrik ederken halkımızın hangi tarafta yer alçağını merakla seyrediyoruz.

Wesselam…