MESELE DİL DEĞİL, DİN!
- 14-12-2014 19:50
- 32
Osmanlıca tartışmasında saflar oldukça belirgin!
Karşı duranların tavrı oldukça net ve sert!
Bu kadar net ve sert olanların dinleri, dilleri, ideolojileri farklı olsa da birleştikleri bir nokta var!
İslam düşmanlığı…
Buda bize, “mevzunun dil değil, din olduğunu” gösteriyor!
Birileri Osmanlı’dan çok Osmanlının taşıdığı kimlikten korkuyor! Konuştuğu dilden çok, dilin yazıldığı alfabeden korkuyor! Arap alfabesi, yani İslam’ın dili, Kuran’ın sesi…
Yoksa, “bize mezar taşlarını mı okutacaklar” diyenler de kişinin babasının mezar taşını okuyamamasının çağdaşlık değil, yobazlık olduğunu bilir!
En büyük yobazlık, tarihin, sanatın edebiyatın, ilim ve fennin önünü kesmektir!
1928’de yapılan harf inkılabıyla, binlerce yıllık tarih, sanat, edebiyat ve bilimsel çalışma çöpe atılmış, ülkenin okuma yazma oranı bir gecede yüzde sıfırlara indirilmiştir.
Hâlbuki 1928 den geriye baktığımızda dünya bilim, kültür ve sanat alanında en büyük eserlerin Arap alfabesiyle yazıldığını görürüz. Bugün bile çağdaşlığına özendiğimiz birçok Avrupa ülkesi, bazı Arapça(Osmanlıca) eserleri okutuyor üniversitelerinde.
Kütüphanelerin çoğunda yine bu eserler mevcut.
Birçok Avrupalı bilim adamı, Osmanlıca biliyor, okuyup, yazıyor ve yıllarını Osmanlı arşivlerinde geçiriyor, ama bizde yassak!
Niye yassak, çağ dışı!
Çağdaş kim, Avrupalı! Ama onlar Arapçayı Osmanlıcayı yasaklamadılar! Onlar onu okuyup saklıyor, kullanıp, saygı duyuyorlar…
Bizdeyse kutsal kitabimiz Kuran-ı Kerim bile Arapça olduğu için yakıldı!
Çağdaşlık diye, soyunup dökülmeyi, içki içip, atalara sövmeyi öğrettiler bize!
Hâlbuki atasına söven, diline, dinine sahip çıkmayan hiçbir medeniyet, çağdaş bir medeniyet olamamıştır.
Bugün 91 yaşında olan cumhuriyet, 391 yıl önce yazılan edebi eserlerin, bilimsel çalışmaların, kültürel zenginliğin çok çok gerisindedir!
Çünkü binlerce yılın birikimini, bir anda söküp atan zihniyet, medeniyetle değil, ihanetle zikredilebilir!
Arap alfabesi ile Latin alfabesini karşılaştıracak olursak!
Hangisi daha zengin?
Hangisi kültürümüze daha yakın?
Hangisi bilime, sanata, edebiyata daha yatkın?
Tüm cevaplar eski dilimizi, eski alfabemizi gösteriyor!
Latinlerin kim olduğunu kaç kişi biliyor bu memlekette! Ya da onların bizimle nasıl bir bağı var! Sırf daha kolay(?) diye bir toplumun tüm tarihi, kültürü, edebiyatı ve hafızası silinebilir mi?
Dünyanın en büyük siyasi ekonomik ve teknolojik güçleri olan ve sadece kendilerinin bildiği alfabeyi kullanan Rusya, Çin, Japonya ve İsrail gibi ülkeler, çağın çok mu gerisindeler!?
Yoksa dünyada ki tek akıllı ülke biz miyiz!?
Osmanlı eserlerini, üniversitelerinin, kütüphanelerinin ve müzelerinin baş köşesine koyan, okuyan ve okutan İngilizler, Fransızlar, Almanlar çok mu mallar!?
Yoksa ülkemiz de çağdaşlığın yolu, gavurun dölünün haritasına göre mi çiziliyor!?
Bu ülkeyi seven bu toprakların huzur, barış ve mutluluğunu isteyen hiç kimse, Osmanlıcaya yani Arap alfabesine karşı çıkmaz, çıkamaz.
Çünkü bizim geleceğimiz, geçmişimizde saklıdır!
Onu açmadıkça hiçbir yere varamayız. Önce dilimizi öğrenecek ve öğreteceğiz! Sonra arşivlerimizi açacağız, Avrupa’da ki eserleri toplayıp, yasaklı tüm belgeleri açıp okuyacağız. Ak neymiş, kara neymiş açık açık göreceğiz.
Dedemizin evinin duvarında ki kitabeden, mezar taşına, arşivde ki belgeden, tarihte ki günlüğe, bilimsel çalışmadan, edebi esere kadar, hepsini çözeceğiz.
Bunu çözmemizi istemeyenler, dostumuz değil düşmanımızdır. Dinimizin de dilimizin de kültür, tarih ve edebiyatımızın da…
İnsanların, diline, dinine, tarih, sanat ve edebiyatına sahip çıktığı, dostunu ve düşmanını iyi ayırt ettiği yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…