MUHARREM VE ÖNEMİ
- 21-08-2021 10:11
- 42
İslam âlemi var olan takvimlere; Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem'ın Mekke'den Medine’ye gidişi olan Hicri takvimini de eklemiş ve ilk ay'a da Muharrem demişlerdir.
Allah katında; haram ve hürmet edilen ay manasına gelen Muharrem ayı aşure gününü de içinde barındırır. Aynı zamanda bu ay'a kurtuluş ve de matem ayı da denilir.
18 ağustos Çarşamba günü kutlanan Aşure günü İslam dininden öncede bilinen ve kutlanan önemi bir gündür.
Bu günde; semavat arz, arş, cennet, cehennem, gökler, yer, güneş, ay ve yıldızların yaratıldığına inanılır.
İnsanların ilk atası Hz. Adem (as.) Bu günde yaratıldığı, cennete konulduğu ve tövbesinin bu gün kabul olduğudur.
Yine bu önemli günde yani Aşure gününde; İbrahim (as) doğduğu ve ateşten kurtulduğu; Musa (as) Firavunun zulmünden kurtulduğu gündür.
Yine Nuh(as) gemisinin tufandan kurtulduğu gün olarak da kabul edilir.
Hz. Ali (K.V): "Resulüllah sallahu aleyhi ve sellem'in yanında otururken bir adam ona;
-Ya Resulellah! Ramazan ayından sonra hangi ayda oruç tutmamı emredersiniz? Deyince Resulüllah sallahu aleyhi ve sellem; "Ramazan ayından sonra oruç tutacaksan Muharrem ayında oruç tut! Çünkü O Allah'ın ayıdır. O ayda bir gün vardır ki, Allah bir kavmin tövbesini o günde kabul etti ve diğer bir kavmin tövbesini de o günde kabul edecektir." Buyurdu.
Muharrem ayının bir de matem olan yönü vardır.
10 Ekim 680 yılında Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellemin ciğer paresi, gençlerin efendisi Hz. Hüseyin ve onun ahalinden 70 kişinin şehit edilmesidir.
Günümüz Irak sınırları içinde yer alan Kerbela'da gerçeklersen bu trajik olay tüm Müslümanların ortak acısıdır.
655 yılında başlayan olaylar Mısır'da gelen bir gurubun dönemin Halefesi olan Hz. Osman (ra) şehit etmiş ve yerine Hz. Ali (ra) halife olmuştu.
Hz. Osman(ra) şehid edilmesi sonrası katillerin biran önce yakalanması konusunda Hz. Ali (ra) ile Hz. Ayşe annemiz arasında ihtilaf oluşmuş, cemel savaşıyla olaylar tırmanmıştır.
Olayları BEDİÜZZAMAN şöyle analiz etmiştir: "Hz. Ali ike Hz. Muavine arasındaki mücadele ise hilafet ve saltanat mücadelesi için yapıldı. Hz. Ali mağlup oldu ve asr-ı saadet modeli sona erdi, hilafet saltanata inkılap etti.
Hz. Ali efendimizle Hz. Aişe annemiz arasındaki mücadele ise Hz. Âlinin savunduğu adalet-i mahza (tam adalet) ile Hz. Aişenin savunduğu adalet-i izafiye (göreceli adalet) için yapıldı.
Hz. Ali, Peygamberimiz ve üç halifenin uyguladığı adalet-i mahzayı savunulmuştur. Mağlup olmuş, ehven-i şer olarak adalet-i izafiye kazanmıştır.
Hz. Hüseyin ike Yezid arasındaki savaş ise, Hz. Hüseynin ümmetçi anmayışı ile milliyetçilik arasında olmuş ve milliyetçilik galip gelmiştir."
"Hasan ve Hüseyin ve onların hanedanları ve nesilleri, manevi bir saltanata namzet idiler. Dünya saltanatı ile manevi saltanatın cemi gayet müşküldür..."
"Onların elleri muvakkat ve sûri bir saltanattan çekildi; fakat parlak ve daimi bir saltanat'i maneviye tayin edildiler..."(mektubat 15 metub)
Ehli beyt tüm Müslümanların ortak değeri ve kerbela olayı tüm ümmetin ortak acısıdır.
Kurcalamayı bir tarafa bırakarak; tefrika yerine kucaklaşmayı, intikam yerine af etmeyi ve hesap sorma yerine hesabi Allah'a bırakmayı daha uygun buluyorum.
Selam ve dua ile.