MÜNAFIK VE YALAN

Yalan: Gerçeğe aykırı, uydurma ve kandırma için söylenen söz.
Münafık: Içi dışı bir olmayan, inanmadığı halde inanıyor gibi gözüken... manasına gelir.
İslamın şiarı sıddık yani doğruluktur. Sıdkın karşıtı kizb yani yalandır. Yalan da İslami kebbih gördüğü en çirkin davranıştır. 
Kişiye dünyada bazı haklar ve çıkarlar sağlasa da tövbe etmeden ölen kişileri ahirette rezil edecek günahkârın başında gelir.
Madem ölüm hak. Biz de bir gün ölüm şerbetini taşacağız. 
Malın, saltanatın, unvanın, makamın... fayda etmediği o günde rezil olmamak ve cehennem azabından tatmamak için yalan söylememeye özen gösterelim.
Ebu'd-Deda (ra) Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve selleme: "Ey Allah'ın Resulü! Müslüman içki içebilir mi? Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem "İçebilir" der. "Müslüman hırsızlık yapabilir mi?" "Yapabilir" der. "Müslüman zina yapabilir mi? Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem "Evet yapabilir" Adam "Peki, yalan söyler mi?" Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem hiddetle "Müslüman yalan söylemez."
Çok basit gördüğümüz, sık sık başvurduğumuz, çıkarımıza, siyasetimize alet ettiğimiz yalan; dini açıdan doğru olmayan bir davranıştır. 
Günü kurtarmış, çıkarı elde etmiş, siyasette faydasını görmüş olsak da ölüm ve sonrası perişan olacağımız da bir gerçektir.
Yalan söylemekle "Cam parçalarını elmaslara" tercih edenlerden oluruz.
Özel bazı haller için yalana fetva verilmiş olsa da yapmamız gereken yalana tenezzül etmememizdir.
Tövbe etmek için Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellemin huzuruna gelen birisi; işlediğini günahları saydıktan sonra, "Yalan söylüyorum" dediğinde, Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem "önce yalan söyleme" demiştir.
Ibnu Mes'ud (ra): "Kul yalan söylemeye ve yalan söyleme niyetini taşımaya devam edince bir an gelir ki, kalbinde önce siyah bir nokta belirir. Sonra bu nokta büyür ve kalbinin tamamı simsiyah olur. Sonunda Allah nezdinde "yalancılar" arasında kaydedilir.
Yalan söylemenin bir neticesi de Münafık olma ve cehennemde en çetin azabı gören tehlikesidir.
Ahzap 73 ayet: "Allah, münafık erkeklere ve münafık kadınlara, Allah'a ortak koşan erkeklere ve Allah'a ortak koşan kadınlara azap etmek; mümin erkeklere ve mümin kadınlara da tövbelerini kabul etmek için insana emaneti yüklemiştir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edendir."
Azap ehli olarak Münafıkların ilk sırada olması azabın en şiddetlisini göreceklerine bir işarettir.
Münafıklar kimlerdir?
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem: "Münafığın alameti üçtür.  Konuştuğu zaman yalan söyler. Söz verdiğinde sözünde durmaz. Emanete hıyanet eder." (Buhari)
Yalan ve Münafık arasında bir bağ vardır. Münafıklığa giden yol ancak yalan ile mümkündür.
Yalanın olmadığı yerde münafıklık da olmaz.
Tövbe 67 ayet: "Münafık erkekler ve münafık kadınlara birbirlerindendir. Kötülüğü emredip iyiliği yasaklarla, ellerini de sıkı tutarlar..."
Allah'ın haram saydığı  kötülük ve yalanda bir birini desteklerler.
Siyasetçilerin durumu çok zor.
Partisi ve kendisi için oy isterken yalan söylemeleri, verdikleri sözleri iktidara geldiklerinde tutmamaları ve emaneten aldıkları oylarla vekil olurken hıyanet etmeleri.
Behz İbnu Hakim (ra) anlatıyor: "Resulüllah sallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Yazıklar olsun o kimseye ki, insanları güldürmek için konuşur ve yalan söylerler! Yazık ona, yazık ona!"(Ebu davud, Müslim)
Güldürmek ve eğlendirmek için yalan söyleyene yazıklar olsun diyen, siyaset ve çıkar için yalan söyleyene ne denmelidir?
Selam ve dua ile.